Translation of "Bayan" in Portuguese

0.006 sec.

Examples of using "Bayan" in a sentence and their portuguese translations:

- Günaydın bayan.
- Merhaba bayan.

- Olá, senhora.
- Bom dia, senhora.

Merhaba Bayan!

- Olá, senhorita!
- Olá, mocinha!

Nasılsınız, Bayan Jones?

Como vai, Srta. Jones?

Bu, bayan Müller.

Esta é a senhora Müller.

Bu, Bayan Curtis'tir.

Esta é a senhora Curtis.

- Bir bayan oyuncu gibi görünüyorsun.
- Bir bayan oyuncuya benziyorsun.

Você parece uma atriz.

- Bayan Brown'la konuşabilir miyim?
- Bayan Brown ile konuşabilir miyim?

Posso falar com a Sra. Brown?

Bayan Brown Japonca anlar.

A Srta. Brown compreende japonês.

İyi günler, Bayan Virtanen.

Bom dia, senhora Virtanen.

Bayan şimdi su içiyor.

A mulher está bebendo água agora.

Bayan bize Fransızca öğretiyor.

A senhora está nos ensinando francês.

Bayan Türkçe konuşur mu?

A senhora fala turco?

Yaşlı bayan otobüsten indi.

A velha senhora desceu do ônibus.

O, Bayan Kent mi?

Aquela é a Sra. Kent?

Hayır, Bayan Kunze'yi anlamıyorum.

Não, eu não entendo a senhora Kunze.

Bayan Baker çantasını çaldırdı.

A Sra. Baker teve sua bolsa roubada.

- Bayan Thomas bize tarih dersi veriyor.
- Bayan Thomas tarih dersimize giriyor.

A senhorita Thomas nos ensina história.

Bayan Green bana İngilizce öğretti.

A senhorita Green me ensinou inglês.

Bayan Hughes, bu Peter Brown.

Sr. Hughes, esse é o Peter Brown.

Bayan Smith bizim İngilizce öğretmenimizdir.

A Sra. Smith é nossa professora de inglês.

Şu genç bayan bir hemşiredir.

Essa moça é enfermeira.

Bayan Ogawa teniste gerçekten iyidir.

A Sra. Ogawa é boa mesmo no tênis.

Bayan Sato başkanın yeni sekreteridir.

A senhorita Sato é a nova secretária do presidente.

Bu bayan yaşlı ve deli.

Esta senhora é velha e gagá.

O iyi genç bir bayan.

Ela é uma boa moça.

Bayan Brown ile konuşabilir miyim?

Posso falar com a Sra. Brown?

Bayan Jones, bilgisayar bilimi öğretir.

A senhora Jones ensina Informática.

Bayan Brown kadar genç değilim.

Eu não sou tão jovem quanto a Senhorita Brown.

Bayan Jones, bilgisayar bilimleri öğretiyor.

A senhora Jones está ensinando ciência da computação.

Bayan Smith İngilizce öğretmeni mi?

A dona Smith é professora de inglês?

Bayan Green bize müzik öğretir.

A senhorita Green nos ensina música.

Bayan Smith kiliseye arabayla gider.

- A senhora Smith vai à igreja de carro.
- A senhora Smith vai para a igreja de carro.

Bu seni görmek isteyen bayan.

Esta é a mulher que quer te ver.

Bayan Tortello'yla bir dersim vardı.

Eu tive uma aula com a dona Tortello.

Bayan Ana altıncı testi açıklar.

A senhora Ana explica o sexto exame.

Bayan Hansson'a yardım ediyor musun?

Você está ajudando a senhora Hansson?

Bayan, oraya ne sıklıkta gidiyorsun?

A senhora vai lá com frequência?

Bayan, bu güller size gönderiliyor.

Senhora, estas rosas lhe foram entregues.‎

Sizinle tanışmak bir onurdur, bayan.

É uma honra conhecê-la, senhorita.

Bayan Martinez bizimle konuşmak istiyor.

A Sra. Martinez quer falar com a gente.

Bayan Hudson'un nerede yaşadığını biliyor musunuz?

Você sabe onde mora a senhorita Hudson?

Bayan Yamada sizin okulda niçin popüler?

Por que o Sr. Yamada é popular em sua escola?

Bayan Smith bir İngilizce öğretmeni midir?

A dona Smith é professora de inglês?

Bayan Smith bu okulda İngilizce öğretmektedir.

A senhorita Smith ensina inglês nesta escola.

"Kim size İngilizce öğretiyor?""Bayan Yamada."

"Quem lhe ensina inglês?" "A senhorita Yamada."

Yaşlı bir bayan bana şarkı söyledi.

Uma velhinha me cantou.

Ne kadar süredir Bayan Smith'i tanımaktasın?

- Há quanto tempo você conhece a Senhorita Smith?
- Há quanto tempo conheces a Senhorita Smith?

Bayan bana şantaj yapmaya mı çalışıyor?

A senhora está tentando me chantagear?

Bayan Wood çok iyi bir aşçıdır.

A Sra. Wood é uma ótima cozinheira.

O benim en iyi bayan arkadaşımdı.

Ela era a minha melhor amiga.

Bay ve Bayan Siqueira Helena'nın ebeveynleridir.

O Sr. e a Sra. Siqueira são os pais da Helena.

Bayan March bana İngilizce bir sözlük verdi.

A senhorita March me deu um dicionário de inglês.

Bayan Harris oğlunun geleceği hakkında çok şüpheli.

A senhora Harris tem muitas dúvidas sobre o destino do seu filho.

Bayan Roland, bu sorun hakkında ne düşünüyorsunuz?

Sra. Roland, o que acha deste problema?

Bayan Smith'in bir televizyon hastası olduğunu söylebiliriz.

Podemos dizer que a Sra. Smith é viciada em televisão.

Erkek arkadaşımın bir sürü bayan arkadaşı var.

O meu namorado tem muitas amigas.

Bayan White ona haberi söylediğimde gözyaşlarına boğuldu.

A senhora White desabou em lágrimas quando lhe dei a notícia.

Bayan Ionescu, size bir şey sormak isterim.

Senhora Ionescu, gostaria de lhe perguntar uma coisa.

Bayan Nakano'nun kaç yaşında olduğunu biliyor musun?

- Você sabe a idade da senhorita Nakano?
- Você sabe quantos anos tem a senhorita Nakano?

Lütfen bu bayan için bir taksi çağırın.

Por favor, chame um táxi para esta senhora.

Bayan Young onu habersizce ziyaret etmemden rahatsız olmadı.

A Sra. Young não se importou de eu visitá-la inesperadamente.

Ben size bir şey sormak istiyorum, Bayan Ionescu.

Senhora Ionescu, gostaria de lhe perguntar uma coisa.

Bayan White onun amacını anlamam için yeterince yavaş konuştu.

A senhora White falou devagar o bastante para que eu a entendesse.

Bayan Teresa'nın ifadesi kocasının ölümüyle ilgili çok şey açıkladı.

O depoimento da senhora Teresa explicou muitas coisas sobre a morte do marido.

Bayan Smith, benim bir arkadaşım Pierre Dubois tanıtmak istiyorum.

Senhora Smith, gostaria de apresentar um amigo meu, Pierre Dubois.

Partiye davet edilmiş konuklar arasında iki yabancı bayan vardı.

Entre os convidados para a festa, havia duas mulheres estrangeiras.

Çok sıcak olduğu için bayan beş gün evde kaldı.

A senhora ficou em casa por cinco dias porque estava muito quente.

Herhangi bir anti-inflamatuar ilaç alıyor musunuz, Bayan İsilda?

A senhora toma algum anti-inflamatório, dona Isilda?

- O bayan çok iyi görünüyor.
- O hanım çok güzel gözüküyor.

Aquela senhora tem uma aparência muito boa.

- Büyükanneniz çok hoş bir hanım.
- Anneanneniz çok hoş bir bayan.

Sua avó é uma senhora encantadora.

Onun bir erkek mi yoksa bir bayan mı olduğundan emin değilim.

Não tenho certeza se é macho ou fêmea.

- Öğretmenimiz her zaman bayan öğrencileri kayırıyor.
- Öğretmenimiz hep kız öğrencileri kayırıyor.

Nosso professor sempre favorece as alunas.

- Tom'un çok sayıda bayan arkadaşı var.
- Tom'un çok sayıda kız arkadaşı var.

Tom tem muitas amigas.

Bayan Brown, o uygun şekilde yemek yemezse, kalıcı kilolu olacağı konusunda Beth'i uyardı.

A Sra. Brown advertiu Beth de que se ela não comesse adequadamente ela ficaria permanentemente acima do peso.

Bayan Tanaka, yeni öğretmen, Japoncayı haftada iki kez ilgili öğrencilerine müfredat dışı etkinlik olarak öneriyor.

Sra. Tanaka, a nova professora, está oferecendo japonês como uma atividade extracurricular duas vezes por semana para estudantes interessados.

Bayan Lynde daha önce Avonlea'da hiç kadın öğretmen bulunmadığını söylüyor ve bunun tehlikeli bir yenilik olduğunu düşünüyor.

A Sra. Lynde diz que nunca tiveram uma professora em Avonlea antes e ela acha que se trata de uma inovação perigosa.

- O bayan kim?
- O kadın kimdir?
- Bu kadın kim?
- Bu hanım kim?
- O kadın kim?
- Kim o kadın?

- Quem é esta mulher?
- Quem é aquela mulher?
- Quem é essa mulher?