Translation of "Oyuncu" in Portuguese

0.004 sec.

Examples of using "Oyuncu" in a sentence and their portuguese translations:

Tom bir oyuncu.

O Tom é um jogador.

En sevdiğin oyuncu kimdir?

Quem é seu jogador favorito?

Benim karım bir oyuncu.

- A minha mulher é atriz.
- A minha esposa é atriz.

Tom iyi bir oyuncu.

Tom é um bom ator.

Mary popüler bir oyuncu.

Mary é uma atriz popular.

- Tom, "oyuncu" kelimesinden nefret ediyordu.
- Tom 'oyuncu' kelimesinden nefret ediyordu

Tom odiava a palavra 'gamer'.

Tom takımdaki en iyi oyuncu.

- Tom é o melhor jogador do time.
- Tom é o melhor jogador da equipe.

Mary toy bir genç oyuncu.

Mary é uma jovem atriz ingênua.

Tom takımımızda en iyi oyuncu.

Tom é o melhor jogador da nossa equipe.

O eski bir çocuk oyuncu.

Ele é um ex-ator mirim.

Hong Myong Bo büyük bir oyuncu.

Hong Myong Bo é um ótimo jogador.

O bayanın bir oyuncu olduğu söylendi.

Dizia-se que essa dama era uma atriz.

Ben onun büyük bir oyuncu olduğunu düşünmüyorum.

Eu não acho que ele seja um grande ator.

- Ben artık oyuncu değilim.
- Artık aktör değilim.

Não sou mais ator.

Futbolda bir oyuncu kırmızı kartla ihraç edilir.

No futebol, um jogador é expulso com um cartão vermelho.

Antrenör Bob'ı iyi bir oyuncu olarak düşünüyor.

O treinador considera Bob um bom jogador.

Tom açık ara takımımızdaki en iyi oyuncu.

Tom é de longe o melhor jogador do nosso time.

Bazen, oyuncu bir ruh hâlindeyken kamerayı çok bırakamıyordum.

Às vezes, se estivesse de bom humor, não podia deixá-la muito.

Ben sizin gibi iyi bir oyuncu olmak istiyorum.

Eu quero ser um bom jogador como você.

Birçok kişi Tom'un takımımızdaki en iyi oyuncu olduğunu söylüyor.

Muitas pessoas dizem que Tom é o melhor jogador do nosso time.

- Bir bayan oyuncu gibi görünüyorsun.
- Bir bayan oyuncuya benziyorsun.

Você parece uma atriz.

- Tom iyi bir aktör değil.
- Tom iyi bir oyuncu değil.

Tom não é um bom ator.

Antalya film festivaldinde Kemal Sunal en iyi erkek oyuncu ödülünü almıştı

Kemal Sunal recebeu o prêmio de melhor ator no festival de cinema de Antalya

- Bir erkek oyuncuya benziyor muyum?
- Bir erkek oyuncu gibi görünüyor muyum?

Eu pareço um ator?

Oyuncu, rakiplerinin ona ulaşamayıp faul yapmadan durdurmakta zorlanması için topu yukarıda tuttu.

O jogador mantinha a bola no alto, fora do alcance dos adversários, de maneira que estes tinham dificuldade de marcá-lo sem cometer falta.

Tüm dünya bir sahnedir, insanlar da yalnızca birer oyuncu. Sahneye girer, çıkarlar ve zamanları boyunca yedi dönemden oluşan birçok oyun sergilerler.

O mundo inteiro é um palco, e todos os homens e mulheres são meros atores. Entre suas saídas e suas entradas, cada um desempenha muitos papéis na vida, distribuindo-se seus atos por sete idades.