Translation of "çalışırken" in Portuguese

0.007 sec.

Examples of using "çalışırken" in a sentence and their portuguese translations:

Sayacı çalışırken bırak.

Deixe o taxímetro ligado.

Çalışırken radyo dinledim.

Eu ouvia o rádio enquanto trabalhava.

Motoru çalışırken bırak.

- Deixe o motor ligado.
- Deixa o motor ligado.

- Çalışırken insanların rahatsız etmesinden hoşlanmıyorum.
- Çalışırken rahatsız edilmekten hoşlanmıyorum.

Não gosto que me incomodem quando estou trabalhando.

Mücevher çalmaya çalışırken yakalandı.

Ela foi capturada tentando roubar joias.

O motoru çalışırken bıraktı.

Ele deixou o motor ligado.

O, çalışırken şarkı söyledi.

- Ele cantava enquanto trabalhava.
- Ela cantava enquanto trabalhava.

Boston'da çalışırken Tom'la tanıştım.

- Conheci o Tom quando eu estava trabalhando em Boston.
- Eu conheci o Tom quando eu estava trabalhando em Boston.

Bahçede çalışırken elbiselerimi yırtarım.

Eu rasgo minhas roupas quando trabalho no jardim.

Ben çalışırken dikkatimi dağıtmayın.

Não me distraia enquanto eu estiver estudando.

- Tom ders çalışırken müzik dinlemeyi sever.
- Tom çalışırken müzik dinlemeyi sever.

Tom gosta de escutar música enquanto estuda.

Ve genelde, medeniyeti bulmaya çalışırken,

E, muitas vezes, quando procuramos a civilização, 

Onu odasından çıkmaya çalışırken yakaladık.

Pegamo-lo tentando sair do quarto.

Paketi açmaya çalışırken parmağımı kestim.

Cortei o dedo tentando abrir a encomenda.

Edatları çalışırken dersine konsantre oldu.

Ele se concentrou no estudo das preposições.

Tom çalışırken Fransızca konuşmak zorunda.

Tom tem de falar em francês no trabalho.

Tom Mary'yi kurtarmaya çalışırken öldü.

Tom morreu tentando salvar Mary.

Tom mücevher çalmaya çalışırken yakalandı.

Tom foi pego tentando roubar jóias.

O çalışırken bir kaza yaptı.

Ele sofreu um acidente enquanto trabalhava.

Şirketi desteklemeye çalışırken milyonlarca dolar harcandı.

- Milhões de dólares foram gastos tentando fortalecer a companhia.
- Milhões de dólares foram gastos tentando fortalecer a empresa.

Ben çalışırken, sen hiçbir şey yapma.

Você não faz nada enquanto eu trabalho.

Tom beni kurtarmaya çalışırken neredeyse ölüyordu.

Tom quase morreu tentando me salvar.

Bu proje üzerinde çalışırken çok eğlendim.

Me diverti muito trabalhando nesse projeto.

Tom Fransızca çalışırken çok zaman harcıyor.

Tom passa bastante tempo estudando francês.

Ders çalışırken, klasik müzik dinlemekten hoşlanıyorum.

Eu gosto de escutar música clássica enquanto estudo.

O bir kolyeyi çalmaya çalışırken suçüstü yakalandı.

Ela foi pega no flagra tentando roubar um colar.

O ona binmeye çalışırken otobüs zaten hareket halindeydi.

- O ônibus já estava em movimento quando ele tentou embarcar.
- O ônibus já estava andando quando ele tentou entrar.

Tom, Mary çalışırken rahatsız etmemek için daha dikkatli olmalıdır.

Tom deveria ter mais cuidado para não atrapalhar Mary enquanto ela estiver trabalhando.

Ancak, bir dünya haritasında bir şeyler göstermeye çalışırken kartograflar, Mercator'ı nadiren kullanıyorlar.

- Onun yolculuğu iptal etmesini ikna etmeye çalışarak zor bir zaman geçirdim.
- Onu yolculuktan vazgeçirmeye çalışırken epey zorlandım.

Eu tive dificuldade tentando persuadi-lo a cancelar a viagem.

- Ben kayboldum ve otele geri dönüş yolumu bulmada zor bir zaman geçirdim.
- Kaybolup da otele geri dönmeye çalışırken epey zorlandım.

Eu me perdi e tive dificuldade para encontrar o caminho de volta para o hotel.