Translation of "Yaşadığını" in Polish

0.006 sec.

Examples of using "Yaşadığını" in a sentence and their polish translations:

Boston'da yaşadığını bilmiyordum.

Nie wiedziałem, że mieszkałeś w Bostonie.

Neler yaşadığını biliyorum.

Wiem, przez co przeszedłeś.

Ona nerede yaşadığını sordum.

Zapytałem go, gdzie mieszka.

Senin nerede yaşadığını hatırlamıyorum.

Nie pamiętam gdzie mieszkasz.

Senin Boston'da yaşadığını düşündüm.

Myślałem, że mieszkasz w Bostonie.

Tom Boston'da yaşadığını söyledi.

Tom mówił, że mieszkał w Bostonie.

Mary'nin nerede yaşadığını bilmiyorum.

Nie wiem gdzie mieszka Mary.

Hâlâ Boston'da yaşadığını sanıyordum.

Rozumiem, że nadal mieszkasz w Bostonie.

Nerede yaşadığını Tom'a söyleme.

Nie mów Tomowi, gdzie mieszkasz.

Onun nerede yaşadığını sordum.

Zapytałem, gdzie ona mieszka.

Thomas'ın nerede yaşadığını biliyorum.

Wiem, gdzie mieszka Tomasz.

Onun nerede yaşadığını bilmiyorum.

Nie wiem gdzie żyje.

Nerede yaşadığını bana hala söylemedin.

Nadal nie powiedziałeś mi gdzie mieszkasz.

Eskiden Boston'da yaşadığını bilmiyordum bile.

Nawet nie wiedziałem, że mieszkałeś w Bostonie.

Tom Mary'nin Boston'da yaşadığını biliyordu.

Tom wiedział, że Mary mieszkała w Bostonie.

Tom'un nerede yaşadığını öğrenmeye çalışacağım.

Spróbuję się dowiedzieć, gdzie mieszka Tom.

Tom'un Boston'da yaşadığını söylediğini düşündüm.

Myślałem, że powiedziałeś, że Tom mieszkał w Bostonie.

Onun nerede yaşadığını biliyor musun?

Czy wiesz, gdzie on mieszka?

Senin geçmişte Katowice'de yaşadığını bilmiyordum.

Nie wiedziałem, że mieszkałeś w Katowicach.

O, bana onun nerede yaşadığını sordu.

Zapytał mnie, gdzie ona mieszka.

Çok uzun süre Boston'da yaşadığını düşünüyorum.

Myślę, że mieszkałeś w Bostonie zbyt długo.

Tom'un Boston'da kaç yıl yaşadığını bilmiyorum.

Nie wiem, ile lat Tom mieszkał w Bostonie.

Tom Boston'da yaşadığını bana hiç söylemedi.

Tom nigdy mi nie mówił, że mieszkał w Bostonie.

- Nerede yaşadığınızı biliyorum.
- Nerede yaşadığını biliyorum.

Wiem, gdzie mieszkasz.

Yıllarca bu evde birinin yaşadığını sanmıyorum.

Myślę, że od lat nikt nie mieszkał w tym domu.

Tom'un nerede yaşadığını tam olarak hatırlayamıyorum.

Nie mogę sobie przypomnieć, gdzie dokładnie mieszka Tom.

Tom'un Boston'da kaç yıl yaşadığını söylediğini hatırlamıyorum.

Nie pamiętam, ile lat Tom mówił, że mieszkał w Bostonie.

Sanırım Tom'un sorunlar yaşadığını fark edemeyecek kadar çok meşguldüm.

- Sądzę, że byłem zbyt zajęty, by zauważyć, że Tom miał problemy.
- Sądzę, że byłam zbyt zajęta, by zauważyć, że Tom miał problemy.

- Yaşadığın yeri bilmek istiyorum.
- Senin nerede yaşadığını bilmek istiyorum.

Chcę wiedzieć, gdzie mieszkasz.

- Neler atlattığını hayal bile edemiyorum.
- Neler yaşadığını hayal bile edemiyorum.

- Nie mogę sobie wyobrazić przez co ty przeszedłeś.
- Nie mogę sobie wyobrazić przez co ty przeszłaś.