Translation of "Görünmüyor" in French

0.015 sec.

Examples of using "Görünmüyor" in a sentence and their french translations:

Görünmüyor

ne semble pas

Mutlu görünmüyor

Il n'a pas l'air heureux.

İyi görünmüyor.

Ça ne se présente pas bien.

Vapur şimdi görünmüyor.

Le bateau à vapeur est maintenant hors de vue.

O yaşında görünmüyor.

Il ne fait pas son âge.

O mutlu görünmüyor.

- Il n'a pas l'air heureux.
- Elle n'a pas l'air heureuse.

Kimse mutlu görünmüyor.

Personne n'a l'air content.

Yapışık gibi görünmüyor.

Il ne semble pas adhérer.

O, mutlu görünmüyor.

Elle n'a pas l'air heureuse.

Oldukça muhtemel görünmüyor.

- Cela paraît très improbable.
- Cela semble très improbable.

Tom korkmuş görünmüyor.

Tom n'a pas l'air effrayé.

İşler iyi görünmüyor.

Les choses ne se présentent pas bien.

Bu iyi görünmüyor?

Ça n'a pas l'air bon.

Bu doğru görünmüyor.

Ça ne semble pas correct.

Tom memnun görünmüyor.

Tom n'a pas l'air content.

Tom meşgul görünmüyor.

Tom n'a pas l'air occupé.

Tom yorgun görünmüyor.

Tom ne semble pas fatigué.

- Adil görünmüyor, değil mi?
- Bu adil görünmüyor, değil mi?

- Ça ne semble pas juste, si ?
- Ça ne semble pas équitable, si ?

Bize seçim olarak görünmüyor?

peuvent-ils ne pas exister en tant que choix ?

Sorunların farkında gibi görünmüyor.

Il ne semble pas être conscient des problèmes.

O, çok yorgun görünmüyor.

Il ne semble pas très fatigué.

Onun raporu gerçek görünmüyor.

Son rapport ne donne pas l'impression d'être véridique.

Karısı bana çirkin görünmüyor.

- Sa femme ne me semble pas laide.
- Sa femme ne me parait pas laide.

Bu hiç iyi görünmüyor.

Ça ne me dit rien qui vaille.

O, bu günlerde görünmüyor.

On ne le voit plus ces derniers jours.

O hiç iyi görünmüyor.

Ça n'a pas l'air bon du tout.

O umursuyor gibi görünmüyor.

Il ne semble pas s'en soucier.

Tom hiç sıkıntılı görünmüyor.

Tom n'a pas du tout l'air inquiet.

Mümkün görünmüyor, değil mi?

Ça ne semble pas possible, si ?

Tom çok zeki görünmüyor.

Tom ne semble pas très intelligent.

Hiç kimse meşgul görünmüyor.

Personne ne semble occupé.

Tom çok inanmış görünmüyor.

Tom n'a pas l'air trop convaincu.

Bu çok iyi görünmüyor.

Ça n'a pas l'air si bon.

Hiçbir şey doğru görünmüyor.

Rien ne semble coller.

O pek mümkün görünmüyor.

- Cela semble improbable.
- Cela semble peu probable.

Mary güzel görünmüyor mu?

Marie n'est-elle pas jolie ?

Bu pek doğru görünmüyor.

Il y a quelque chose qui cloche.

Bu sadece mümkün görünmüyor.

Ça ne semble simplement pas possible.

O çok hijyenik görünmüyor.

Cela ne semble pas très hygiénique.

O çok kahramanca görünmüyor.

Cela ne semble pas très héroïque.

O çok zor görünmüyor.

Cela ne semble pas trop difficile.

Tom özellikle memnun görünmüyor.

Tom n'a pas l'air trop content.

Tom çok güçlü görünmüyor.

Tom n'a pas l'air bien costaud.

Tom çok ilgili görünmüyor.

Tom ne semble pas très intéressé.

Tom bana zengin görünmüyor.

Tom n'a pas l'air riche pour moi.

Onlardan hiçbiri meşgul görünmüyor.

- Aucun d'entre eux n'a l'air occupé.
- Aucune d'entre elles n'a l'air occupée.

Tom meşgul gibi görünmüyor.

Tom n'a pas l'air d'être occupé.

O, çok mutlu görünmüyor.

Il n'a pas l'air très heureux.

O çok mutlu görünmüyor.

Elle n'a pas l'air très heureuse.

Onlardan hiçbiri şaşırmış görünmüyor.

- Aucun d'eux ne paraît surpris.
- Aucune d'elles n'a l'air surprise.

Klima çalışıyor gibi görünmüyor.

- La climatisation semble ne pas fonctionner.
- L'air conditionné n'a pas l'air de fonctionner.

Bir Amerikalı gibi görünmüyor.

Il ne semble pas être Américain.

O pek adil görünmüyor.

Ça semble difficilement juste.

Bu çok zor görünmüyor.

- Ça ne semble pas trop difficile.
- Ça n'a pas l'air trop difficile.
- Ça ne semble pas trop dur.
- Ça n'a pas l'air trop dur.

- O renk bana güzel görünmüyor.
- O renk benim üzerimde iyi görünmüyor.

Cette couleur ne me va pas.

O kasabaya gidiyor gibi görünmüyor.

Il ne semble pas se diriger vers la ville.

O, asla yaşlanıyor gibi görünmüyor.

- Il n'a jamais l'air de vieillir.
- Il ne semble jamais vieillir.

O, beni gördüğüne mutlu görünmüyor.

Elle n'a pas l'air heureuse de me voir.

O beni gördüğüne mutlu görünmüyor.

Il n'a pas l'air heureux de me voir.

O bizi gördüğüne mutlu görünmüyor.

Il n'a pas l'air heureux de nous voir.

Onlar bizi gördüğüne mutlu görünmüyor.

- Ils n'ont pas l'air heureux de nous voir.
- Elles n'ont pas l'air heureuses de nous voir.

Kedi bizi gördüğüne mutlu görünmüyor.

- Le chat n'a pas l'air heureux de nous voir.
- La chatte n'a pas l'air heureuse de nous voir.

Artık kimse gülecek gibi görünmüyor.

Personne ne semble plus sourire.

Tom çok da mutlu görünmüyor.

Tom n'a pas l'air trop heureux.

Tom çok daha mutlu görünmüyor.

Tom n'a pas l'air plus heureux.

Bu bana normal gibi görünmüyor.

Ça ne me semble pas normal.

Tom hâlâ çok yorgun görünmüyor.

Tom n'a toujours pas l'air trop fatigué.

O çok iştah açıcı görünmüyor.

Cela ne semble pas très appétissant.

Tom Fransızca anlıyor gibi görünmüyor.

Tom ne semble pas comprendre le français du tout.

Bu çok ikna edici görünmüyor.

Ça ne semble pas très convainquant.

Onlar o kadar kötü görünmüyor.

Ils n'ont pas l'air si mauvais.

Bu size tuhaf görünmüyor muydu?

Cela ne t'a-t-il pas semblé bizarre ?

Bilgisayarım yazıcıya bağlantılı gibi görünmüyor.

- Mon ordinateur ne semble pas se connecter à l'imprimante.
- Mon ordinateur ne semble pas vouloir se connecter à l'imprimante.
- Mon ordinateur ne paraît pas vouloir se connecter à l'imprimante.

Tom Mary'yi tanıyor gibi görünmüyor.

Tom ne semble pas connaître Marie.

Bu araçlar faydalı gibi görünmüyor.

Ces gadgets semblent n'être d'aucune utilité.

Kar olmadan kış gerçek görünmüyor.

L'hiver ne semble pas réel sans neige.

Tom benden hoşlanıyor gibi görünmüyor.

Tom n'a pas l'air de m'aimer.

Tom onu alacak gibi görünmüyor.

Tom n'a pas l'air de comprendre.

Bu şeylerin hiçbiri çekici görünmüyor.

Rien de ces choses n'est tentante.

Tom pek ilgileniyor gibi görünmüyor.

Tom ne semble pas très intéressé.

Kimseyle art niyetli bir ilişkisi görünmüyor

aucune relation malveillante avec qui que ce soit

Hiç kimse cevabı biliyor gibi görünmüyor.

- Personne ne semble connaître la réponse.
- Personne ne semble en connaître la réponse.

Tom kim olduğumuzu biliyor gibi görünmüyor.

Tom ne semble pas savoir qui nous sommes.

Fakat bu ihtimal pek mümkün görünmüyor.

Mais la possibilité semble improbable.

Trenin zamanında gelmesi pek mümkün görünmüyor.

Il semble improbable que le train arrive à l'heure.

- Çok zor görünmüyor.
- Çok zor durmuyor.

Cela n'a pas l'air trop difficile.

Bu ciddi bir sorun gibi görünmüyor.

Ceci ne semble pas être un problème sérieux.

Hiç kimse onları tanıyor gibi görünmüyor.

Personne ne semble les connaître.

O bana o kadar iyi görünmüyor.

Ça ne me semble pas si bien.

Bu artık o kadar önemli görünmüyor.

Ça ne semble plus tout à fait aussi important.

Tom kendine güveni var gibi görünmüyor.

- Tom ne semble pas avoir confiance en lui.
- Tom ne semble pas avoir la moindre confiance en lui.

Tom kesinlikle seksenin üzerindeymiş gibi görünmüyor.

Tom ne paraît certainement pas avoir plus de quatre vingt ans.

Adınız listede görünmüyor. Partiye davetli değilsiniz.

Ton nom ne figure pas sur la liste. Tu n'es pas invité à la fête.

O onun ne söylediğini anlayabiliyor gibi görünmüyor.

Il ne semble pas capable de saisir ce qu'elle dit.

Tom asla bir şey bitirecek gibi görünmüyor.

Tom semble ne jamais rien terminer.

Buradaki hiç kimse yardımımızı istiyor gibi görünmüyor.

Personne ici ne semble vouloir notre aide.

Bu senin söyleyeceğin bir şey gibi görünmüyor.

Ça ne ressemble pas à quelque chose que tu dirais.