Translation of "Görünmüyor" in Japanese

0.016 sec.

Examples of using "Görünmüyor" in a sentence and their japanese translations:

Vapur şimdi görünmüyor.

汽船は見えなくなった。

O yaşında görünmüyor.

- 彼は年に見えない。
- 彼は若く見える。

Tom mutlu görünmüyor.

トムは楽しくなさそうにしている。

Adım listede görünmüyor.

私の名前がそのリストに載っていない。

O mutlu görünmüyor.

彼女は嬉しくないようだ。

Tom aç görünmüyor.

トムはお腹が空いてなさそうね。

Bize seçim olarak görünmüyor?

思えない様な事があるのは何故でしょう

Sorunların farkında gibi görünmüyor.

彼はその問題に気づいていないようだ。

O, çok yorgun görünmüyor.

彼はあまり疲れているようではありません。

Onun raporu gerçek görünmüyor.

彼の報告は本当には思えない。

Karısı bana çirkin görünmüyor.

彼の妻は私には醜いとは思えない。

O, bu günlerde görünmüyor.

彼はこのごろ影を潜めてる。

Bir Amerikalı gibi görünmüyor.

- アメリカ人ではないようです。
- 彼女はアメリカ人ではないみたいです。

Onlar Amerikalılar gibi görünmüyor.

- アメリカ人ではないようです。
- 彼らはアメリカ人ではないらしい。

Bu çok zor görünmüyor.

あんまり難しそうじゃないよ。

Klima çalışıyor gibi görünmüyor.

クーラーがきかないようだが。

Tom çok yorgun görünmüyor.

トムはそんなに疲れているようには見えない。

- O renk bana güzel görünmüyor.
- O renk benim üzerimde iyi görünmüyor.

あの色は私には似合わない。

Sağlıklı olmasına rağmen mutlu görünmüyor.

彼女は財産はあるが幸せそうではない。

Başarılı olmayı istiyor gibi görünmüyor.

彼は出世したいなんて思っていないようだ。

O, bilge görünmüyor, değil mi?

彼は賢そうに見えませんね。

O kasabaya gidiyor gibi görünmüyor.

彼は街に向かっているのではないようだ。

Konsere gelmek için istekli görünmüyor.

彼はコンサートに喜んで来るようには見えない。

O, asla yaşlanıyor gibi görünmüyor.

彼は全然年を取らないように見える。

Bugün hava açacak gibi görünmüyor.

今日は晴れそうもない。

Tom bir oğlan gibi görünmüyor.

トムは男じゃないらしい。

Tom fark etmiş gibi görünmüyor.

トムは気付いてないみたいだよ。

Sudan başka hiçbir şey görünmüyor?

水以外何も見えない。

Bu araçlar faydalı gibi görünmüyor.

これらの小道具は役に立ちそうにない。

Kar olmadan kış gerçek görünmüyor.

冬はやっぱり雪がないとね。

Öyle görünmüyor olsa da çocuk hasta.

その男の子は病気には見えないが、実は病気だ。

O, o şiiri anlamış gibi görünmüyor.

彼はどうしてもその詩を理解することができないようだ。

Yanağındaki yara izi artık neredeyse görünmüyor.

彼のほおの傷あとは今ではほとんどわからない。

Onun o hikayesi pek olası görünmüyor.

彼のあの話はまゆつばものだ。

Trenin zamanında gelmesi pek mümkün görünmüyor.

列車は定時に到着しそうに思われない。

Garip görünmüyor ama nedense garip hissettiriyor.

おかしくなさそうでいて、どことなくおかしい気がします・・・。

Etrafta herhangi biri var gibi görünmüyor.

あたりには誰もいないようだ。

Bu hikaye bana pek olası görünmüyor.

この話はどうも私にはありそうもないように聞こえる。

Tom bir şeyden hoşlanıyor gibi görünmüyor.

トムさんは何も気に入らないみたい。

Tom kendine güveni var gibi görünmüyor.

トムは自分に全く自信がないようだ。

Tom, Mary'nin göründüğü kadar tutkulu görünmüyor.

トムは、メアリーほどそれについて乗り気ではないようだ。

O, artık mükemmel bir daire gibi görünmüyor.

完全な円にはもう見えないのである。

O onun ne dediğini anlayabiliyor gibi görünmüyor.

彼女は彼が何を言っているのか理解できないようだ。

O onun ne söylediğini anlayabiliyor gibi görünmüyor.

彼は彼女が何を言っているか理解できないようだ。

Karım kendi çocuklarından bile hoşlanıyor gibi görünmüyor.

私の妻なんか、自分の子供でも、あまり可愛くないと見えますね。

- Kimse umursuyor gibi görünmüyor.
- Kimsenin umurunda bile değil.

誰も気にしてないみたいだ。

Herhangi bir toplumun efsanelerinden tamamen vazgeçebilmesi olası görünmüyor.

完全に神話なしでやっていけた社会はなかったように思われる。

O, boş zamanında ne yapacağını biliyor gibi görünmüyor.

彼女は暇を持て余しているらしい。

Bu şiddetli ısı sizi rahatsız ediyor gibi görünmüyor.

こんなに暑いのに君は平気みたいだね。

Mary bana pek değer veriyor gibi görünmüyor, değil mi?

メアリーは私が好きではないみたいですね。

Son zamanlarda ne kadar çok uyusamda asla yeterli görünmüyor.

最近寝ても寝ても寝足りない気がする。

Kolay bir meseleyi zor gösteren kişi çok akıllı görünmüyor.

事象として簡単なことを、いかにも難しそうに表現する人はあまり頭がよさそうではない。

Bir sonraki slayt görünmüyor ama yine de ne yazdığını söyleyeyim.

次のスライドが出てきませんが その内容を言います

O, babam ve benim aramdaki bir anlaşmazlığın farkındaymış gibi görünmüyor.

彼は僕と父さんとの諍いを知らないみたいだ。

Çiçekler mutlu görünmüyor. Onları sulamak istiyorum. Sulama kovası var mı?

花、元気ないわね。水をやりたいんだけど、水差しない?

- Bir ayna gibi durmuyor mu?
- Bir ayna gibi görünmüyor mu?

鏡には似ていないのですか?

Aslında, bu çok önemsiz bir anlamda hariç, hiç doğru gibi görünmüyor.

実際には、極めて些細な意味における場合を除いて、このことはまったく事実ではないように思われる。

Çiçekler iyi görünmüyor. Onları sulamak isterim. Bir su kabı var mı?

花、元気ないわね。水をやりたいんだけど、水差しない?

- Kafam bugün iyi çalışmıyor anlaşılan.
- Bugün aklım iyi çalışıyor gibi görünmüyor.

今日は頭がさえません。