Translation of "Arkadaşı" in Polish

0.017 sec.

Examples of using "Arkadaşı" in a sentence and their polish translations:

Onun hiç arkadaşı yoktur.

On nie ma żadnych przyjaciół.

Onun arkadaşı bir şarkıcıdır.

Jej przyjaciel jest piosenkarzem.

Tom'un arkadaşı olduğuma memnunum.

Cieszę się, że jestem przyjacielem Toma.

Tom'un birçok arkadaşı vardı.

Tom miał wielu przyjaciół.

Ann'in birçok arkadaşı var.

Ann ma wielu przyjaciół.

Tom'un hiç arkadaşı yok.

Tom nie ma przyjaciół.

Mike'ın Florida'da birkaç arkadaşı var.

Mike ma paru przyjaciół na Florydzie.

Onun az sayıda arkadaşı var.

Ona ma mało przyjaciół.

Onun birkaç mektup arkadaşı var.

Ona ma kilku korespondencyjnych kolegów.

Benim dışımda hiç arkadaşı yok.

Nie ma żadnych przyjaciół oprócz mnie.

Mary'nin bir arkadaşı ile karşılaştım.

Spotkałem znajomego Mary.

Onların pek çok arkadaşı var.

Mają wielu przyjaciół.

Senin Tom'un arkadaşı olduğunu sanmıştım.

Myślałem, że jesteś przyjacielem Toma.

Herkes Tom'un arkadaşı olmak istiyor.

Każdy chce być przyjacielem Toma.

Tom'un birçok kız arkadaşı oldu.

Tom miał wiele dziewczyn.

O, Tom'un kız arkadaşı olmalı.

To musi być dziewczyna Tom'a.

Partiye yirmi arkadaşı davet ettim.

Zaprosiłem dwadzieścioro przyjacół na przyjęcie.

Çevrenizdeki insanların yalnızca iş arkadaşı,

Pomaga zrozumieć, że osoby wokół nas

Tom Mary'nin erkek arkadaşı olmalı.

Tom musi być chłopakiem Mary.

Tom John'un oda arkadaşı oldu.

Tom został współlokatorem Johna.

Tom Mary'nin erkek arkadaşı değil.

Tom nie jest chłopakiem Mary.

Tom'un yeni kız arkadaşı oldukça çekicidir.

Nowa dziewczyna Toma jest całkiem atrakcyjna.

Mary'nin erkek arkadaşı değilim. sadece arkadaşıyım.

Nie jestem chłopakiem Mary. Jestem tylko przyjacielem.

Mary'nin Kate'ten daha az arkadaşı var.

Maria ma mniej przyjaciół niż Kasia.

O, birçok arkadaşı var gibi görünüyor.

Ona chyba ma mnóstwo przyjaciół.

Onun sadece iki erkek arkadaşı vardı.

Miała tylko dwóch chłopaków.

Tom senin, onun arkadaşı olduğunu söyledi.

Tom powiedział, że jesteś jego przyjacielem.

Tom'un yeni kız arkadaşı çok genç.

Nowa dziewczyna Toma jest bardzo młoda.

Mike'ın Şikago'da yaşayan bir arkadaşı var.

Mike ma przyjaciela, który mieszka w Chicago.

Tom, Mary'nin en iyi arkadaşı oldu.

Tom został najlepszym przyjacielem Marii.

Pek çok arkadaşı olmasına rağmen, o yalnız.

Mimo, że ma wielu przyjaciół, jest samotny.

Çünkü iş yerinde üç yakın arkadaşı olanların

Osoby, które w pracy mają trójkę przyjaciół,

Tom'un kız arkadaşı, ondan ayrılmakla tehdit etti.

Dziewczyna Toma groziła, że go zostawi.

Tom havaalanında Mary'nin bir arkadaşı ile karşılaştı.

Tom poznał kolegę Mary na lotnisku.

Köpeğin insanın en iyi arkadaşı olduğu söylenir.

Mówią, że pies jest najlepszym przyjacielem człowieka.

Tom'un Mary adında bir kız arkadaşı vardı.

Tom miał dziewczynę o imieniu Mary.

Bir arkadaşı uzun süre beklemek beni sıkar.

Denerwuje mnie długie czekanie na kolegę.

Tom'un Mary'nin erkek arkadaşı olduğunu biliyor muydunuz?

Wiedziałeś, że Tom jest chłopakiem Mary?

- Profesör Hudson babamın arkadaşıdır.
- Profesör Hudson babamın arkadaşı.

Profesor Hudson jest przyjacielem mojego ojca.

Onun çok erkek arkadaşı var ama bu özel.

Ona ma wielu przyjaciół, ale ten chłopak jest kimś specjalnym.

Onun bir kız arkadaşı olup olmadığını bilmiyor musun?

Nie wiesz, czy on ma dziewczynę?

Tom'un bir kız arkadaşı olup olmadığını merak ediyorum.

Zastanawiam się czy Tom ma dziewczynę.

Onun bir erkek arkadaşı olup olmadığını bile bilmiyorum.

Nawet nie wiem czy ma dziewczynę.

Tom üniversitede ama onun kız arkadaşı hâlâ lisede.

Tom jest w college'u ale jego dziewczyna jest jeszcze w liceum.

Tom, Mary'nin onun en iyi arkadaşı olduğuna inanır.

Tom wierzy, że Mary jest jego najlepszą przyjaciółką.

Onun bir kız arkadaşı olup olmadığını biliyor musun?

Nie wiesz, czy on ma dziewczynę?

Tom, Mary'nin erkek arkadaşı olup olmadığını öğrenmek istiyor.

Tom chciał wiedzieć, czy Mary ma chłopaka.

Seni Tom'un Mary'nin erkek arkadaşı olduğunu düşündüren şey ne?

Czemu uważasz, że Tom jest chłopakiem Mary?

Tom, Mary ve diğer üç arkadaşı ile daireyi paylaştı.

Tom dzielił mieszkanie z Mary i trzema innymi przyjaciółmi.

Ve bir militanın hayat arkadaşı da militan değilse hayat çok zorlaşacağı için.

a życie bojownika staje się nieznośne, jeśli partner bojownikiem nie jest.

Onun yeni kız arkadaşı çekici görünüyor, ama ne yazık ki o çok aptal.

- Jego nowa przyjaciółka wydaje się atrakcyjna, ale ona niestety jest bardzo głupia.
- Jego nowa dziewczyna wygląda atrakcyjnie, ale niestety jest bardzo głupia.

- Birçok tanıdığı vardı ama, hiç arkadaşı yoktu.
- Çok tanıdığı vardı ama hiç dostları yoktu.

Ona miała dużo znajomych ale żadnych przyjaciół.

- Tom Mary'nin sahip olduğu kadar çok arkadaşa sahip değil.
- Tom'un Mary'ninki kadar çok arkadaşı yok.

Tom nie ma tylu przyjaciół co Mary.

- David'in o kadar çok kız arkadaşları var ki o onların isimlerinin hepsini hatırlayamıyor.
- David'in isimlerini aklında tutamayacağı kadar kız arkadaşı var.

- David ma tak dużo dziewczyn, że nie pamięta ich wszystkich imion.
- David ma tyle dziewczyn, że nie potrafi spamiętać ich imion.