Translation of "Sayıda" in Chinese

0.006 sec.

Examples of using "Sayıda" in a sentence and their chinese translations:

Çok sayıda insan vardı.

那里人好多。

Çok sayıda ağaç kesildi.

很多树被砍倒。

Çok sayıda fikrim var.

我有那麼多的主意。

Çok sayıda kitap okuyamazsın.

读再多的书也不为过

Park oldukça büyüktür; Çok sayıda ağaçları ve çok sayıda çiçekleri vardır.

这个公园不小,有很多树,还有很多花。

Davranışın çok sayıda sorun yaratıyor.

你的行為引起了許多的麻煩。

Sahilde az sayıda kişi vardı.

沙灘上的人非常少。

Maymunlar çok sayıda numaralar öğrenebilirler.

猴子能學會很多把戲。

Londra'da çok sayıda park vardır.

伦敦有很多公园。

Kutuda çok sayıda yumurta var.

这个盒子里有很多蛋。

Savaşta çok sayıda asker yaralandı.

- 很多士兵在戰鬥中受了傷。
- 许多战士会战中挂彩了。

Tom'un çok sayıda arkadaşı var.

汤姆有很多朋友.

Gençken çok sayıda kitap okumalısın.

- 當你年輕的時候, 你應該多讀點兒書。
- 应该趁年轻多读点书。

Orada çok sayıda insan var.

那裡人山人海。

Amazon, çok sayıda kollardan beslenmektedir.

亚马逊河有很多支流。

Bugün çok sayıda müşteri yok.

今天顾客比较少。

Gökyüzünde çok sayıda yıldız parlıyordu.

无数星星在天上闪烁。

Çok sayıda vatandaş orduya katıldı.

許多老百姓加入了軍隊。

Londra'da çok sayıda park var.

伦敦有很多公园。

Onun az sayıda arkadaşı var.

她的朋友很少。

Odada çok sayıda çocuk vardı.

房間裏有很多小孩。

Kompozisyonunda çok az sayıda hata var.

你的文章裡有些錯誤。

Richard Roberts çok sayıda kitabın yazarıdır.

理察·罗伯茨是很多本书的作者。

Tom'un amcası çok sayıda koyun besliyor.

湯姆的叔叔養了很多羊。

Şehir merkezinde çok sayıda otel var.

市中心有很多旅馆。

Onun çok sayıda mutsuz deneyimleri oldu.

他有许多不愉快的经历。

Az sayıda insan yüz yaşına ulaşır.

很少人活到100岁。

Düşman fabrikaya çok sayıda bomba attı.

敵人在工廠投下了很多炸彈。

O Londra'da çok sayıda resim çekti.

他在伦敦的时候照了很多照片儿。

Dün sabah çok sayıda kuş gördüm.

我昨天早上看到了很多鸟。

Az sayıda Japon İngilizceyi iyi konuşabilir.

極少數的日本人可以很好地使用英語。

Bu şehirde çok sayıda okul vardır.

這個城市有很多學校。

Bu gölde çok sayıda balık vardır.

- 這個湖裡有很多魚。
- 这湖里有许多鱼。

Çok az sayıda samimi arkadaşı var.

她的密友很少。

Meksika'da çok sayıda gecekondu mahalleleri var.

在墨西哥有很多貧民窟。

Çin hakkında çok sayıda kitap yazdı.

他写了很多关于中国的书。

Bu kitabın çok sayıda resimleri var.

這本書有很多圖片。

Bu bölgede çok sayıda mağaza var.

這個區域有很多商店。

Bu ormanda çok sayıda hayvan görebilirsin.

你可以在这片森林里看到很多动物。

Çok sayıda arkadaş beni uğurlamaya geldiler.

許多朋友來為我送行。

Yazın çok sayıda kişi burada yüzer.

许多人夏天在这里游泳。

- Birçok kitabın var.
- Çok sayıda kitabın var.

- 您有很多书。
- 你有许多书。
- 你们有很多书。

Çok sayıda iyi arkadaşım olduğu için mutluyum.

我很高興有這麼多好朋友。

Japonya çok sayıda iyi fotoğraf makineleri üretir.

日本生产很多好相机。

O, çok sayıda arkadaşı var gibi görünüyor.

她看起來好像有很多朋友。

Az sayıda insan 100 yaşına kadar yaşar.

很少人活到100岁。

Hayvanat bahçesinde çok sayıda hayvan var mıdır?

動物園裡有很多動物嗎?

Az sayıda kişi onu nasıl yapacağını biliyor.

很少有人知道怎么做。

Onun tarihle ilgili çok sayıda kitabı var.

他有很多历史书籍。

- Az sayıda arkadaşım var.
- Birkaç arkadaşım var.

我朋友很少。

Onlar bana çok sayıda güzel fotoğraf gösterdiler.

他們給我看了很多漂亮的照片。

Fransızcada Japoncadan çok daha fazla sayıda ünlü vardır.

法语的元音比日语的多得多。

Çok az sayıda insan 100 yaşına kadar yaşar.

很少人活到100岁。

Gittikçe artan sayıda evli çift ev işlerini paylaşıyor.

夫妻分擔家務的情況愈來愈普遍。

Bugün sınıfta dünkünden daha fazla sayıda öğrenci var.

今天教室裡的學生比昨天還要多。

Onlar mümkün olduğu kadar çok sayıda insan yakalardı.

他們會盡可能地抓更多的人。

Kompozisyonun çok iyi, ve çok az sayıda hatası var.

你的作文非常好,而且错误很少。

Burada çok sayıda insan var. Başka bir yere gidelim.

这里人太多了。咱们换个地方吧。

Senin sahip olduğunun üç katı kadar çok sayıda kitabım var.

我有的書是你的三倍。

- Haziranda çok sayıda yağmurlu günlerimiz var.
- Haziranda yağmurlu günümüz çok olur.

六月下了很多天的雨。

- Japonya'da bir sürü güzel mekân var.
- Japonya'da çok sayıda güzel yerler vardır.

日本有很多漂亮的地方。

Çok sayıda misafir vardı-onlardan çoğu bizim öğretmenin sınıf arkadaşları ve arkadaşlarıydı.

客人很多,大部分都是老师的同学和朋友。

1930'lardaki kriz sırasında, çok sayıda zengin insan borsanın iflasında her şeyini kaybetti.

在十九世纪三十年代的大萧条时期,许多富人在股市崩盘中失去了一切。

- Yurtdışı deneyimleriyle ilgili birçok kitap yazdı.
- O, yurt dışındaki deneyimi hakkında çok sayıda kitaplar yazdı.

他寫了很多書講述他在外國的經歷。

Cambridge Üniversitesi'nde öğrenim zorluğu çok yüksek olmasına rağmen, çok sayıda öğrencinin hâlâ dışarı çıkmak ve eğlenmek için zamanı var.

尽管在剑桥学习压力很大,很多学生还是有时间出去玩儿。

Her yıl, örgüt Frizyen dilinde yazılmış kitapları satmak için kapıdan kapıya giden gönüllülerle ilgili çok sayıda toplantı organize eder.

每年,這個機構組織很多會議的志工挨家挨戶地賣菲仕蘭書。