Translation of "şeyin" in Korean

0.005 sec.

Examples of using "şeyin" in a sentence and their korean translations:

Bir şeyin peşine düşmezseniz

여러분이 시도하지 않는다면

Para her şeyin sonu değildir.

돈은 인생의 전부가 아니에요.

Bu şeyin içi yağla dolu.

자작나무엔 기름이 가득하죠

Bu hiçbir şeyin kanıtı değil.

어떤 증거가 되는 것은 아니고

çünkü aklında söylediği şeyin ciddiliğini

왜냐하면, 애비는 본인이 한말의 깊이를 모르고 있고

Dünyadaki her şeyin tasarlanması gerek.

이 세상 모든 건 다 설계가 필요해요.

Bir şeyin sadece zaman kazandırması

단순히 시간을 절약한다고

Kötüdense daha fazla iyi şeyin alışverişini yapıyordum,

저는 나쁜 대화보다는 좋은 대화를 더 많이 나눴어요.

Her şeyin bir son kullanma tarihi var,

모든 것은 유효 기간이 있습니다.

Sıra dışı bir şeyin eşiğinde olduğunu hissediyorsun.

‎특별한 경험을 하리라 ‎직감하게 됩니다

önemli olan, dünyayı döndüren şeyin para olduğunu hatırlamaktır.

기억해야할 것은 돈이 세상을 돌게 한다는 것입니다.

Veya yaptığım korkunç bir şeyin kanıtı olduğuna eminler.

제가 과거에 저지른 끔찍한 무언가의 증거라고 확신했죠.

Bir kiloluk bir şeyin, örneğin, ay yüzeyine götüreceğimiz,

1 kg을 달까지 싣고 가려면

Bir şekilde önündeki şeyin tehlikeli olmadığını fark ediyor,

‎저라는 대상이 ‎위험하지 않은 걸 알고

Her şeyin, önceden nasıl yapılması gerektiğini bilmem gerektiğini

저는 모든 걸 이미 잘할 줄 알아야 한다고 생각했고

Sürekli sabırsızlıkla beklediğim bir şeyin olması için çabalarım.

저는 항상 기대할 수 있는 뭔가를 갖기 위해 노력합니다

Her şeyin birbiriyle bağlantılı olmasının güzelliğinden zevk almak için

때문에 학생들은 충분한 시간을 가지고 그 힘든 과정을 겪어봐야 하며

Ama orada onlara tek korkmaları gereken şeyin aslında kendinden

그리고 누군가가 그들에게

Tamam, şimdi halatı alalım. Sonra şu şeyin yerini belirlemeye çalışacağız.

자, 로프를 회수한 다음 잔해를 찾아보러 갑시다

Yapabildiğim her şeyin, yüksekokul, hukuk fakültesi ve sağlık adalet işi dahil

그리고 우리 가족들은 제가 지금까지 이뤄낸 모든 것,

Yapılacak en iyi şeyin bu ışığı açık bırakmak ve tüm böceklerin

곤충들이 빛을 보고 날아들도록

Günlük bir organizasyonun ev sahibi ise her şeyin yerli yerinde olmasına odaklanır

평범한 모임 주최자는 어떤 것들을 바로 잡는데 초점을 두죠.

Onun yakalamak için hangi yaklaşımı kullanmalıyız? Yapılacak en iyi şeyin, ışıkla birlikte bunu bırakıp

타란툴라를 잡으려면 어떤 방법을 써야 할까요? 곤충들이 빛을 보고 날아들도록

En çılgın bilim kurgularımızdan bile çok daha fazlası. Her şeyin başladığı o günü hatırlıyorum.

‎어떤 공상 과학물보다도 ‎훨씬 더 기상천외하죠 ‎모든 일이 시작된 그날을 ‎지금도 기억합니다

Halkbilimci Jonathan Young ona zarar verebilecek tek şeyin, insan tükürüğünde bulunan bir silah olduğunu söylüyor.

민속학자 조너선 영은 오무카데의 유일한 적수는 사람의 타액이 묻은 무기라고 합니다

Halatla inmek iyi olur, hemen oraya ineriz. Kötü yanı, halatı bağlayacak pek bir şeyin olmaması.

로프를 타고 내려가면 저기로 곧장 내려갈 수 있어요 문제는 로프를 묶을 만한 곳이 마땅치 않다는 거예요