Translation of "Geliyor" in Korean

0.011 sec.

Examples of using "Geliyor" in a sentence and their korean translations:

Geliyor.

시작해 볼게요.

Tanıdık geliyor.

익숙한 얘기였어요.

Helikopter geliyor, duyabiliyorum.

헬리콥터가 오는 소리예요

Bu ilişki nereden geliyor?

사람과 돈의 관계는 어디서 시작된 걸까요?

Bakın, bir tane geliyor.

보세요, 한 마리 옵니다

İşte geliyor. Hadi. Hadi.

여기 오네요 어서 와라

Tamam, işte helikopter geliyor.

좋습니다, 헬기가 오네요

Kulağa imkânsız mı geliyor?

설득력 없지 않나요?

İşte geliyor... Hazır mısınız?

자 이제... 준비 됐나요?

Bu iyi yanacağı anlamına geliyor.

아주 잘 탈 거란 뜻입니다

Bu neden benim başıma geliyor?

그럼 도대체 나에게 왜 이런 일이 일어난 거지?

Tüm bunlar ne anlama geliyor?

그래서 자꾸 궁금했죠. 어떻게 이런 일이 생겼을까?

Bu müzik sistemin kendisinden geliyor.

곧 들으실 음악은 행성 궤도 시스템 자체가 내는 소리라는 것입니다.

Peki bu ne anlama geliyor?

이 말이 무슨 뜻인지 아십니까?

Mbaise’deki fakir bir aileden geliyor.

음배씨의 가난한 집안 출신이었습니다.

Aşırı yoksulluğun olduğu ülkelerden geliyor.

최빈국에서 유입됩니다.

...geri geliyor bu yeşil kaplumbağa.

‎바다거북이 돌아와서

İnsanın kendini dövesi geliyor yani...

‎스스로 화가 나서 ‎얼마나 자책했나 몰라요

Tamam, işte helikopter geliyor. Dumanı tüttürelim.

좋습니다, 헬기가 오네요 연기를 피울게요

Aklıma gezen tavuk gibi şeyler geliyor.

방목하는 닭들이 생각납니다.

Yeni teknolojilerle entegre olabileceğimiz anlamına geliyor.

우리는 새로운 기술들을 융합시켜야 합니다.

Bazı rakipleri 30 yıldır geliyor buraya.

‎경쟁자 중엔 30년 넘게 ‎이곳에 온 녀석도 있죠

Bu tam kontrollü olmadığın anlamına geliyor.''

너를 완전히 통제하지 못한다는 거지.

Bir annenin bir sözü aklıma geliyor:

저는 한 어머니가 한 말을 아직도 기억합니다.

Hayatî öneme sahip olduğu anlamına geliyor.

아동 빈곤과 싸우는 것이 매우 중요하다는 것을 의미합니다.

Sorun geliyor ve bunu tahmin edebiliyoruz

문제가오고 있으며, 예측할 수 있습니다.

Yere getirip burada tekrar bir araya geliyor.

시작했던 처음으로 돌아오게 됩니다.

Halkım için bu sosyal yapı dayatmadan geliyor.

저희 필리핀 사람들의 경우에는 이런 사회적 개념은 속임수예요.

Bana öyle geliyor ki nerede boy gösteriyorsak

제 생각에는 우리가 무슨 태도를 보이든

Pam: Sesin çok genç geliyor. Kaç yaşındasın?

팸: 어리신 분 같은데, 나이가 어떻게 되시죠?

Yiyecek anlamına geliyor. Bu da enerji demek.

식량이고 에너지예요

Bu da ''küçük çiftlik sahibi'' anlamına geliyor.

왜 "소작농"이라 하는지 아실거에요.

Dışında da olsa bebeğe bağlanabilir anlamına geliyor.

저 또는 다른 사람이 캐일라에 접속할 수 있다는 것을 의미합니다.

19. yüzyılın büyük ticari çeşitliliği hâline geliyor.

그저 맛이 매우 좋았기 때문이죠.

Demek istediğim çok fazla seçenek aklıma geliyor.

많은 의견이 떠오를 것이라 생각합니다.

Hepimizin aklına bazı örnekler geliyor değil mi?

몇 가지 예가 떠오르지 않나요?

Her sekiz saatlik vardiyada yeni biri geliyor.

8시간마다 새로운 양육자가 아이들을 돌보게 됩니다.

Insanlar bu dağı görmek için Nepal'e geliyor

수많은 사람들이 이 산을 보려고 네팔을 찾습니다.

Bu, çok karmaşık bir hikaye haline geliyor.

무척 복잡한 이야기가 형성된거예요.

Bunu kendi başınıza yapamazsınız. O zaman arkadaşlarınız geliyor.

혼자 해결하려 하지마세요. 지원군이 필요할 때입니다.

Bu bilmecenin ipucu yine antik kayaç kayıtlarından geliyor.

이에 대한 단서 역시 고대 암석 기록에 나타납니다.

Ve bu benim gibi doktorların konusu hâline geliyor,

인간 사회에서 심장이 차지하는 고귀한 지위로 인해

Sahip olmadıkları için erkekleri dışlamamak anlamına da geliyor.

그 특징은 우리가 알던 잘못된 리더십의 전형이라 할 수 있습니다.

Bu materyaller bir araya geliyor ve bütünü oluşturuyor.

이 재료들을 한데 모아 합칩니다.

Her ay, 10 milyon genç çalışma yaşına geliyor.

매월, 천만 명의 청년들이 근로 가능한 연령이 됩니다.

Cevabın diğer bir kısmı da gazeteciliğin doğasından geliyor,

또 다른 대답은 언론의 본성에서 찾을 수 있습니다.

Kulağa bir başarı hikâyesi gibi geliyor, değil mi?

성공한 것 같네요, 그렇죠?

Bu, aslında... Yoksulluğun önemli olmadığı anlamına mı geliyor?

그렇다면 이것이 가난은 문제가 되지 않는다는 의미일까요?

Burası onun bölgesi ve hırlaması, "Uzak dur" anlamına geliyor.

여긴 자기 영역이니 접근하지 말라고 으르렁거리는 겁니다

Bulut geliyor ve savan bir kez daha karanlığa gömülüyor.

‎몰려드는 구름이 갑자기 ‎사바나를 어둠 속에 빠뜨리죠

Ve balıklar onunla besleniyor. Bir sürü leşçi beslenmeye geliyor.

‎문어는 물고기 먹이가 됐죠 ‎수많은 청소동물이 와서 ‎뜯어 먹었어요

Norveç'in elektriğinin %99'u barajlar gibi hidroelektrik santrallerinden geliyor.

노르웨이 전기의 99%는 댐 같은 수력발전으로 만들어집니다.

Ve taşınan oksijen yetersizliği sonucu ciddi organ hasarı meydana geliyor.

산소 공급의 부족으로 심각한 신체기관의 손상이 야기된다고 봤죠.

Ve böylece o kart beyniniz için en kolay tercih haline geliyor.

그래서 그 카드가 뇌에서 가장 쉬운 선택이라 인식하죠.

Ve bu bana, ona sadece bugün sahip olmaktan daha anlamlı geliyor.

소유하는 것보다 더 의미있게 느껴집니다.

Nihayet bir beyaz avcıya denk geliyor. Ama aradığı eş değil bu.

‎드디어 또 다른 헌츠먼거미입니다 ‎하지만 녀석이 찾던 짝은 아니군요

Amerika'dan geliyor. Ve şimdi kendi köken ülkelerine yeni ve daha eleştirel

유럽과 미주에서 유학하면서

Her gün, insanlar TEDx etkinlikleriyle dünyanın her tarafında bir araya geliyor,

매일 전세계 사람들이 TEDx로 모입니다

Ağzıma o mantarımsı tat geliyor. Ağzımda... Kötü bir tat ve koku var.

그 버섯의 냄새와 맛이... 계속... 불쾌하게 입안을 맴돌아요

Bir sürü yılan yıldızı istilaya geliyor. Ne yapacağından, nasıl başa çıkacağından emin değil gibi.

‎불가사리 떼에 뒤덮여 ‎당황한 문어는 ‎어떻게 대처해야 할지 ‎잘 모르는 눈치죠