Translation of "Zor" in Arabic

0.023 sec.

Examples of using "Zor" in a sentence and their arabic translations:

Zor.

وهو قاس.

- Arapça zor!
- Arapça zor.

- الغه العربيه صعبه
- العربيه صعبه

Gerçekten zor.

‫صعب للغاية.‬

Söylemesi zor.

من الصعب التأكد.

- Zar zor başladık.
- Biz zar zor başladık.

بالكاد بدأنا.

İlk başta zor.

في البداية، تكون صعبة.

Bunlar zor sorular.

هذه هي الأسئلة الصعبة.

Söylemesi biraz zor.

عنوان طويل قليلًا.

Bu zor olacak.

‫هذا حاد.‬

Zor bir karar.

‫قرار صعب.‬

Ama oldukça zor.

لكنه صعب.

zor olacağını düşünüyorlardı.

وأنه سيكون تحديًا.

Bunları bağdaştırmak zor.

يصعب الجمع بين الأمرين.

Zor konular onlar

إنها قضايا صعبة

Arapça zor değil.

العربيه ليس صعبه

Hayatım çok zor.

حياتي صعبة للغاية.

Arapça zor mudur?

هل العربيّة صعبة؟

İslam zor değildir.

الإسلام ليس صعبا.

Bu da zor, hem de çok zor olabiliyor.

ويمكنُ أن يكون ذلك صعبًا حقًا.

- İbranice zor bir dildir.
- İbranca zor bir dildir.

العبرية هي لغة صعبة.

Zor bir iş olacak,

سيكون عملًا شاقًا،

İnsanların önümüzdeki zor işlere

نحتاج الناس أن يأتوا بكامل عدّتهم،

NB: Bunu söylemek zor.

نيك بوستروم: من الصعب الحكم.

Çok zor bir işti.

كانت مهمة صعبة للغاية.

İçeri zor bela taşınanları,

أعني بذلك الذين يأتون محمولين،

O zor şartlarda çalışmak,

العمل تحت ظروف صعبة،

Bu zor olacak işte.

‫ستكون هذه المهمة صعبة.‬

Zor karar, sizin kararınız!

‫قرار صعب، القرار لك!‬

Ama bu zor olacak.

‫ولكن ربما يكون هذا صعباً.‬

İyi karardı! Zor iş.

‫اختيار جيد!‬ ‫عمل مضن.‬

Zar zor nefes alabiliyordum.

وألتقط بالكاد أنفاسي.

Ve hayat çok zor.

والحياة صعبة جداً.

Tedavisi aşırı zor şeyler.

علاج هذا الشيء صعب للغاية.

Zor hedeflerimizden biri bu.

هذا أحد أهدافنا الطامحة.

Öğürmemek çok zor olmalı.

من الصعب عدم التقيؤ.

Ve bunlar zor yıllardı.

وما أقسى هذه السنوات.

Bu da oldukça zor.

وهذا أيضًا يُشكَّل تحدّيًا.

Filler zar zor görebiliyor.

‫بالكاد تستطيع الفيلة الرؤية.‬

O kadar zor durumdayken

عندما كان الأمر صعبًا

O zor bir sorun.

- هذه مشكلة صعبة.
- هذه معضلة.

Sorun çözülemeyecek kadar zor.

هذه المشكلة صعبة الحل.

Çözmesi zor bir problemdi.

كانت مشكلة صعبة الحل.

İngilizce konuşmak zor mu?

هل التكلم الإنجليزية صعب؟

Sabahları erken kalkmak zor.

من الصعب الاستيقاظ صباحاً

Zor iş şimdi başlıyor.

العمل الصعب يبدأ الآن.

Fransızcayı zor buluyor musun?

أترى الفرنسية صعبة؟

Bir ebeveyn olmak zor.

من الصعب أن تكون والداً.

Jonathan'ı ikna etmek zor.

من الصعب إقناع جوناثن.

Ne olduğunu unutmak zor.

من الصّعب نسيان ما حدث.

Altıdan önce kalkmam zor.

من الصّعب أن أستيقظ قبل السّادسة.

Onu zar zor duyabiliyorum.

لا أكاد أسمعه.

Buna emin olmak da zor.

لو أنه لم يتلقى كل ذلك الضرب على رأسه

Ancak snowboard öğrenmek daha zor.

ولكن تعلم التزلج , أصعب بكثير.

Ulaşmamız o kadar zor olur.

على السعادة التي نطمح لها.

Bunları dinlemek de zor olmalı.

وربما لسماعه...

Kaybolmak, yaşadığımız zor zamanları unutmak

نقرأ لنضيع، لننسى الأوقات العصيبة التي نعيشها،

Bu zor bir savaş olacak

حيث سيصبح هذا الأمر معركة صعبة،

Zor bir karar, sizin kararınız!

‫قرار صعب، القرار لك!‬

Ve fırsatların zor bulunduğunu düşünün.

ومن العسير الحصول على الفرص.

Hayatı zorlaştıran zor adımlarla karşılaşıyoruz

واجهنا صعوبات شديدة ضد نظام تمكين الحياة

Kış, işin zor kısmını halletmiştir.

‫قام الشتاء بالمهمة الصعبة.‬

çok zor seçimler yapmak zorundasınız:

فستكون أمام بعض الخيارات الصعبة،

Mayuko zor iş yapmaktan kaçındı.

كانت مايوكو تتجنب القيام بالأعمال الصعبة.

İngilizce Japoncadan daha zor mu?

هل اللغة الإنجليزية أصعب من اليابانية؟

Yazmak o kadar zor mu?

هل هي صعبة للغاية لكي تُكتب؟

O kadar da zor değil.

ليس بتلك الصعوبة.

Bilmek işin en zor tarafıdır.

المعرفة هي نصف المعركة.

O cevaplaması zor bir soru.

- هذا سؤال صعب.
- ذلك سؤال صعبٌ الإجابة عليه.

Onunla baş etmen çok zor,

سيكون تعاملك معه صعبًا جدًا،

Fransızca İngilizceden daha zor mu?

هل اللغة الفرنسية أصعب من الإنجليزية؟

Bu anlaşılması zor bir hikaye.

إنّها قصة معقّدة.

Bizim onu yapmamız zor olacak.

سيكون من الصعب لنا فعل ذلك.

Arapça zor bir dil değil.

العربية ليست لغة صعبة.

Doktorların zor bir sorunu var.

لدى الأطباء مشكلة صعبة.

Sami'nin zor bir hayatı var.

كان سامي يعيش حياة قاسية.

"Evet, en zor olan kararı verdim

"نعم، لقد كان أصعب قرارٍ اتخذته،

zor şeylerde güzellik bul ve yarat.

وأن نجد الجمال في الصِعاب وأن نبدع.

Değişim yaratmak bizim için zor değil.

ليس من الصعب علينا أن نحدث فرقاً.

Ne düşünüyorsunuz? İkisi de çok zor.

‫ماذا تعتقد؟‬ ‫الحلان صعبان.‬

Bu zor olabilir. Ama bir deneyelim.

‫ربما يكون هذا صعباً.‬ ‫ولكن هيا نفعلها.‬

Şu anda bacağımı zar zor kımıldatabiliyorum.

‫أكاد لا أستطيع تحريك ساقي الآن.‬

Sizi zor bir şeye davet ediyorum.

أود أن أقترح عليكم تحدٍ.

O sırada... Oldukça zor bir dönemdi.

حدث كلّ ذلك في فترة عصيبة أيضاً.

Zor bir karar ama karar sizin.

‫هذا قرار صعب، ولكنه قرارك.‬

Zor bir karar ama karar sizin.

‫هذا قرار صعب، ‬ ‫ولكنه قرارك.‬

Bu konularda konuşmanın zor olmasına şaşmamalı.

لذلك فلا عجب أنه من الصعب الحديث عن هذه القضايا.

zor günlerde de bizim imdadımıza yetişti

جاء لإنقاذنا في الأيام الصعبة

Ve onları komşularınızdan zar zor savunabilirsiniz.

ويمكنك بالكاد الدفاع عنهم من جيرانك.

Bu yüzden onları bulmak epey zor.

ما يجعل من الصعب اكتشافها.

Para toplamak çok zor olduğu için...

وبما أن جمع التبرعات صعب جدًا

Soğuk sabahlarda erken kalkmayı zor bulurum.

من العسير علي أن أصحو باكراً في الايام الباردة .

Benim için altıdan önce kalkmak zor.

كتير صعب عليي فيق قبل الستة

Hangisini alacağıma karar vermeyi zor buluyorum.

يصعب علي أن أقرر أيها سأشتري.

Bu kitap benim okumam için zor.

- يصعب علي قراءة هذا الكتاب.
- بالنسبة لي، هذا الكتاب صعب القراءة.

Leyla çok zor bir yaşam sürüyordu.

كانت ليلى تعيش حياة قاسية جدّا.