Translation of "Zor" in Chinese

0.008 sec.

Examples of using "Zor" in a sentence and their chinese translations:

Bu zor.

这很难。

Çok zor.

太难了。

Söylemesi zor.

難講喔。

Soruyu cevaplamam zor.

这个问题对我来讲很难回答。

Bu çok zor.

这非常困难。

O çok zor.

这很难。

Buna inanmak zor.

- 这件事很难以相信的。
- 這讓人難以置信。

Çalışırsan zor değil.

如果你学习的话,这不难的。

İş zor mu?

工作困難嗎?

Bu kelime zor.

这个词很难。

Onlar zor zamanlardı.

那是困难时期。

Zannettiğinden daha zor.

它比你想像的要难。

- Herkes zor zaman geçirdi.
- Herkesin zor zamanları olmuştur.

每个人都遇到过困难。

İngilizce konuşmak zor değildir.

說英語不難。

İngilizce konuşmak zor mu?

說英語很難嗎?

İngilizce öğrenmek zor değil.

英語並不難學。

Düşündüğün kadar zor değil.

那个没你想象的那么难。

Ben testi zor buldum.

我觉得这个测试很难。

Almanca öğrenmek zor mudur?

德语难学吗?

O, zor problemi çözdü.

他解決了難題。

Zor ama bunu yapacağım!

這並不容易,但我一定做到的!

Onlar zor işten korkmuyorlar.

他們不怕艱苦的工作。

Zor bir gün geçirdim.

我过了难挨的一天。

İngilizce öğrenmek zor değildir.

英文並不難學。

Zor işe alışkın değilim.

我做不慣粗重活。

Ona inanmak biraz zor.

那有点难以置信。

Biliyorum, buna inanmak zor.

我知道,要相信这件事很难。

Çince öğrenmek zor mudur?

学习 汉语 难 不 难?

Neden değişiklik çok zor?

為什麼改變那麼難?

Bunu anlamak zor değil.

不難理解。

Bu sorun zor görünüyor.

這個問題看起來很難。

Zor sorunu kim çözdü?

誰解決了這個難題?

- Bu zor.
- Bu zordur.

这很难。

Bence Esperanto çok zor.

我觉得世界语很难学。

Fadıl'ı bulmak zor değildir.

找到法迪勒并不难。

- Benim için altıdan önce kalkmak zor.
- Altıdan önce kalkmam zor.

我早上六時之前總是起不了床。

- Söylemesi kolay, yapması zor.
- Dile kolay.
- Söylemesi kolay ama yapması zor.

说起来容易,做起来难。

Çince öğrenmek çok zor gibi görünse de, düşündüğünüz kadar zor değil.

尽管中文学起来不容易,可是比你想的简单。

İngilizce öğrenmek zor bir iştir.

學習英語很辛苦。

İngilizce Japoncadan daha zor mu?

英文比日文更難嗎?

İngilizce, anlamam için çok zor.

英語對我來說太難理解了。

Gülmemek için kendimi zor tuttum.

我忍不住要大笑。

Almanca, İzlandaca kadar zor değildir.

德语没有冰岛语难。

Bu düşündüğünüz kadar zor değil.

那个没你想象的那么难。

Bu zor problem hakkında düşünüyor.

他正在思考这个难题。

Ona zor bir soru sordum.

我問了她一個難題。

O cevaplaması zor bir soru.

那是一個很難回答的問題。

Buna inanmanın zor olduğunu biliyorum.

我知道,要相信这件事很难。

Yemek çubuklarıyla yemek zor mu?

用筷子吃飯難嗎?

Patronum zor işi bana verdi.

我老板把艰巨的任务指派给了我。

Kitabı okumak bana zor geldi.

我发现读这本书很难。

O zar zor İngilizce konuşur.

她几乎不说英语。

O ilgilenmesi zor bir insandır.

她是個很難搞的人。

Onunla geçinmenin zor olduğunu buldum.

我覺得很難和他相處。

Bu bu kadar zor olmamalı.

这不应该这么难。

Bunun inanması zor olduğunu biliyorum.

我知道,要相信这件事很难。

Uygun bir çeviri bulmak zor.

很难找到合适的翻译。

Hızlı konuşulduğunda Fransızcayı anlamam zor.

法语说得快,我就难以理解。

Çabuk konuşulduğunda Fransızcayı anlamam zor.

法语说得快,我就难以理解。

Onun çok zor olduğunu düşünüyorum.

我認為它很難。

Dün yataktan zar zor çıkabildim.

我昨天幾乎下不了床。

İlk adım en zor olanıdır.

萬事開頭難。

Bu zor bir matematik problemi.

這是一道深奧的數學題。

İngilizce çok zor, değil mi?

英語真難,不是嗎?

Bu soruya cevap vermek zor.

这个问题很难回答。

Onu pratiğe koymayı zor buldum.

我意识到要实行这件事是很困难的。

Bu zor bir iş değil.

这不是件困难的差事。

Soğuk sabahlarda erken kalkmayı zor bulurum.

我覺得在寒冷的早晨很難早起。

Onlardan bazıları çok zor gibi görünüyor.

其中一些似乎太难了。

Bu kitap benim için çok zor.

这本书对于我来说太难了。

Bu aslında o kadar zor değil.

實際上沒有那麼難。

Bunun senin için zor olmaması gerekir.

那对你来说应该不难。

Yarın havanın nasıl olacağını söylemek zor.

很难说明天的天气将会怎样。

Eğer bizi dinlemezseniz zor kullanmamız gerekecek.

如果您不听我们的,我们就必须求助于强制权。

Bu çok zor değildi, değil mi?

那不难,是吧?

Biz sigarayı bırakmanın zor olduğunu biliyoruz .

我知道戒烟很困难。

Bu kitap senin okuyamayacağın kadar zor.

这本书对你来说读起来太难了。

Bu kitap benim okumam için zor.

这本书对我来说很难读。

Bu roman benim okuyamayacağım kadar zor.

這本小說對我來說太難讀了。

Zor zamanlarda, istediğiniz kadar ağlayabileceğinizi düşünüyorum.

我想, 在艰难的时候, 你想哭就使劲哭吧。

İngilizce, öğrenmek için zor bir dildir.

英語是一種難學的語言。

Hangisini alacağımıza karar vermeyi zor buluyoruz.

我们觉得很难决定买哪一个。

Fransızca fazla zor, onu öğrenmek istemiyorum.

法语太难了,我不想学。

Zor günler için biraz para biriktirdim.

她存了一些钱,以备不时之需。

Tom kesnlikle zor bir işe sahip.

汤姆确实有个麻烦的工作。

Durumla başa çıkmak benim için zor.

我处理这事有困难。

Ai, Ken ile arkadaş olmayı zor buluyor.

艾发现和开恩交朋友很难。

Havanın yarın nasıl olacağını tahmin etmek zor.

很难说明天的天气将会怎样。

Demek istediğimi kelimelerle ifade etmeyi zor buluyorum.

我覺得很難用言語表達我的意思。

Yemek çubukları ile yemek yemek zor mu?

用筷子吃饭难吗?

Onun için bu zor işi bırakmak istiyorum.

我想让她干这项艰难的工作。

Fransızca konuşmak gerçekten o kadar zor mu?

说法语真有那么难吗?

İşini kaybettikten sonra, çok zor zamanlar geçirdi.

失業之後他捱過了一段非常艱苦的日子。

- Seni güçlükle görebiliyorum.
- Seni zar zor görebiliyorum.

我幾乎看不見你。

Bu ders kitabı benim için çok zor.

這本教科書對我來說太深了。

Sigarayı bırakmak kolay, seni bırakmak çok zor.

戒煙容易,戒你太難!

Sistemimize kimin saldırdığını bulmanın zor olmayacağından eminim.

要找出入侵我们系统的黑客,我相信不会太难。

Hiçbir şey insan olmak kadar zor değildir.

成为一个人是最难的。