Translation of "''ne" in Korean

0.026 sec.

Examples of using "''ne" in a sentence and their korean translations:

Korkuların ne? Umutların ne? Hayallerin ne?

여러분은 두려운가요? 꿈은 무엇인가요?

İhtiyaç ne?

뭐가 필요하죠?

Ne öğreniyorlar?

대체 그들은 뭘 배우고 있죠?

Ne yapabilirim?

'내가 뭘 할 수 있지?'

Ne düşünüyorsunuz?

어떻게 생각하세요?

Ne yapacağım?

어떻게 할까요?

Ne diyorsunuz?

어떻게 생각하세요

Ne yemeliyiz?

자, 무엇을 먹을까요?

Ne yapacağız?

자, 어떻게 할까요?

Ne gerektirir?

그것은 무엇을 필요로 할까요?

''Ne yapabilirim?

"내가 뭘 할 수 있나요?

Ne çok sıcak, ne de çok soğuk.

너무나 뜨겁지도 춥지도 않은 환경에서 말이에요.

Ne kadar garip.

아, 얼마나 기발한지요!

Ne zararı var?"

무엇이 해롭다는 거죠?"

Peki ne yapabiliriz?

그럼 이제 우리는 무엇을 해야 할까요?

Peki ne yapıyoruz?

그렇다면 우린 무엇을 해야 할까요?

Ne kadar harika?

너무나 훌륭하지 않습니까?

Başka ne olabilir?

무슨 이유가 있을까요?

Peki çözüm ne?

그렇다면 어떤 해결책이 있을까요?

Peki, ne yapacağız?

어떻게 할까요?

Peki ne yapacağız?

자, 어떻게 할까요?

Pekâlâ, ne diyorsunuz?

어떻게 생각하세요?

Tamam, ne diyorsunuz?

자, 어떻게 생각하세요?

Ne yaptığımı sordu.

병실에서 무엇을 하며 시간을 보냈는지 물었습니다.

Ne yazık ki

하지만 안타깝게도

İnsanlığımın amacı ne?

한 인간으로서 내 삶의 목적은 무엇일까?

Ve ne gördük?

무슨 일이 있었죠?

Ne gibi mi?

어떤 것일까요?

Ne ölçmeye çalışıyoruz?

우리가 측정하려고 하는 것은 무엇일까요?

Şimdi ne görüyorsunuz?

이제 뭐가 보이세요?

Ne de toplumlar.

또 사회로서 말이죠.

Ne aradığımı buldum.

난 찾아 헤메던 것을 찾았어요.

Buna ne dersiniz?

왜냐고요?

Ne yaşadığımı anlatacağım.

말씀드리는 것입니다.

Ne olduğuna bakacağız.

알아볼 것입니다.

Örneğin ağırlığı ne?

입자의 무게가 얼마나 나가는지

Avlanma izleri ne?

‎문어의 포식 활동 흔적과

Ne yapıyor, göremiyorum.

‎뭘 하는지는 보이지 않았죠

Ne gerekiyorsa vereceğim''

당신에게 내가 줄꺼요.

Öyleyse, ne yapılabilir?

그래서 어떻게 해야 할까요?

Ne bir işim ne de param vardı artık.

저는 돈도 없고, 직업도 없는 상태가 되었죠.

Ne paylaştığımızı, neye inandığımızı ve ne hissettiğimizi anlamasını sağlarsak

우리가 나누고 믿고 느끼는 것을 이해시키며

Ne zaman bir gezegendi ve ne zaman olmayı bıraktı?

행성이 더 이상 행성이 아닌 순간은 언제인가?

Bu yüzden cankurtaran beni ne görebilmiş ne de duyabilmişti.

그는 제가 발버둥 치는 것을 보거나 듣지 못했죠.

Gerçeğinden ne anlam çıkartabiliriz?

어떤 것을 할 수 있을까요?

Ne öğrendim biliyor musunuz?

제가 무엇을 배웠을까요?

Peki yumurtlayınca ne olur?

그러면 배란할 때는 어떻게 될까요?

Bundan ne kastediyorum açıklayayım.

자세히 설명해보겠습니다.

Ne yazık ki hayır.

안타깝게도, 아닙니다.

Ama bu bağlantı ne?

그런데 이 연결점에 대해 어떻게 생각하시나요?

Araştırmalardan ne öğrendiğimi anlatabilirim.

연구하면서 이미 알았던 답에 대해 말씀드리겠습니다.

Peki, bunun sebebi ne?

왜 이런 경향이 나타날까요?

Karar sizin, ne yapacağız?

당신이 결정하세요 어떻게 할까요?

Burada ne var bakalım?

이쪽은 어떨까요?

Pekâlâ, üzerimizde ne var?

자, 우리가 뭘 갖고 있죠?

Pekâlâ, burada ne yapacağız?

이제 어떻게 할까요?

Ne düşünüyorsunuz? Seçim sizin.

어떻게 생각하세요? 당신의 선택입니다

Seçim sizin, ne yapacağız?

당신이 결정하세요 어떻게 할까요?

İçeride ne olduğunu göremiyorum.

안에 뭐가 있는지 안 보이죠

"Ah! Ne kadar ironik.

"오, 정말 아이러니하지."

Sonuç ne mi oldu?

그리고 결과적으로

Onlar ne anlar ki?

그들이 뭘 알겠어요?

Ne yemiş, neredeymiş, kimleymiş.

뭘 먹는지, 어디에 있는지, 누구와 있는지 같은 것들이죠.

Ne yaptığımı bilmeyenler için

먼저는 제 정체에 대해 익숙치 않은 분을 위해

Ne olacağımı belirlemeye çalışıyordum.

제 인생에서 무엇을 해야 할지 생각하고 있었고요.

Ne yakaladıkları konusunda titizler.

그들은 그들이 잡았던 것을 주의 깊게 살펴보고,

Peki siz ne bekliyorsunuz?

여러분은 무엇을 기다리고 계십니까?

Oran ne kadar basitse

비율이 단순할수록

Ne dediğini çözmeye çalıştığımda

그가 말하는 것을 알아 들으려고 애쓰면서,

Ama ne izlediklerine bakarsanız,

하지만 그들이 실제로 무얼 봤는지 살펴보면

Ne bireyler ve aileler

개인으로서, 가족으로서,

Ne hissetmem gerektiğiyle ilgili

제가 경험해야만 했던 감정들과

''Duygum bana ne söylüyor?''

"내 감정은 내게 무슨 말을 하는 걸까"

Açıklıkta ne kadar kalırsa...

‎몸을 오래 드러낼수록

Ellerine ne geçirirlerse alıyorlar.

‎주어진 것들을 닥치는 대로 ‎먹어치웁니다

Peki batı ne tarafta?

어느 쪽이 서쪽일까요?

Ne diyorsunuz? Yetki sizde.

어떻게 생각하세요? 결정은 당신 몫입니다

Ne düşünüyorsunuz? Yetki sizde.

어떻게 생각하세요? 결정은 당신 몫입니다

Peki çözüm ne olabilir?

그럼 해답은 없는 걸까요?

Ne kadar insanı seviyorsun?

사랑하는 사람이 몇 명이나 있나요?