Translation of "Sıcak" in Korean

0.007 sec.

Examples of using "Sıcak" in a sentence and their korean translations:

Sıcak!

더워요!

Ve hâlâ çok sıcak. Çok sıcak.

여전히 덥습니다 더워요, 더워

Sıcak su şişesi gibi kullanıp sıcak kalabilirim.

보온 물주머니처럼 몸도 데우고요

Sıcak, nemli havaya.

접시는 뜨겁고 습한 허공으로 날아갔습니다.

Yarayı sıcak suya tutmak.

온수에 독을 맞은 곳을 담그고

Üstelik burası daha sıcak.

‎이 안은 따뜻하기도 하고요

Pekâlâ, kurudu sayılır ama sıcak.

좋습니다, 덜 말랐지만 따뜻하네요

Hepsi bu hamleye sıcak bakmıyor.

‎모두가 이동을 반기지는 않는군요

Çok sıcak ve ben susadım.

이곳은 덥고 저는 수분을 섭취해야 합니다

Ayrıca yatağı yumurta için daha sıcak

또한 몇가지 변화를 통해

"Ya yaşam, küçük, sıcak göletin birinde,

"만약 생명체가 시작된 곳이 모든 종류의 화학 물질을

Gelen mineralleri çözündüren sıcak su bulunur.

미네랄이 용해된 뜨거운 물이 존재합니다.

Hava çok sıcak olduğunda bu yaşanabilir,

신기루는 엄청나게 더울 때 멀리 있는 상이

Orada ihtiyaç duydukları gibi sıcak kalırlar.

그 아래에 숨어 체온을 유지해야 하거든요

Böylece günün en sıcak saatlerinden kaçınabilirsiniz.

그래야 하루 중 가장 더운 시간을 피할 수 있죠

Uygulamaya sıcak bakan biri için çalışıyordum.

수용하며 연구를 진행할 사람과 일하게 되었습니다.

Birçok defa hava sıcak olmadığında, neredeyse donma

더운 물이 나오지 않아서

Ne çok sıcak, ne de çok soğuk.

너무나 뜨겁지도 춥지도 않은 환경에서 말이에요.

Yapabileceğimiz tek şey kendimizi sıcak tutup beklemek.

이제 체온을 유지하며 기다려볼 뿐입니다

Yapabileceğimiz tek şey Kendimizi sıcak tutup beklemek.

이제 체온을 유지하며 기다려볼 뿐입니다

Ama bu taraftaki hava daha sıcak gibi

이쪽은 공기가 더 따뜻하네요

Sıcak dolayısıyla uzakta parlayan bir yansıma görebilirsiniz.

보이는 현상인데 더위로 일렁거리는 게

Daha sıcak olursa ve daha hızlı dönerse,

행성이 뜨거워지고 자전이 빨라지면

çünkü New York'un sıcak günlerinde yangın musluğu patlardı

더운 여름날, 뉴욕시에서 소화전을 살포할 때

Tam olarak sıcak sayılmaz ama orada donmaktan iyidir.

따뜻하다고는 못 하지만 저기서 벌벌 떠는 것보다는 낫죠

Fakat kuru ve sıcak havalarda sanki kilometrelerce sürerdi.

무더운 건기에는 수 킬로미터를 걸어야 했어요.

Karar sizin ama acele edin, burası çok sıcak.

결정은 당신 몫이지만 서두르세요, 더우니까요

Evren sıcak, yoğun ve hatırı sayılır derecede pürüzsüzdü

우주는 뜨겁고 밀도가 높으며 정말 부드러웠습니다.

Ceketim benim için önemli. Burası bedenimi sıcak tuttuğum yer.

재킷은 중요합니다 심부 체온을 유지해주거든요

Böylece günün en sıcak saatlerinden kaçınabilirsiniz. Hava şimdiden ısınıyor

그래야 하루 중 가장 더운 시간을 피할 수 있죠 벌써 더워집니다

Ama termal görüntüleme yapan bir kamera sıcak vücutları görebilir.

‎하지만 열화상 카메라는 ‎체온을 감지할 수 있습니다

Burası çok sıcak ve ben susadım. Su bulmamız gerekiyor.

이곳은 덥고 저는 목이 마릅니다 물을 구해야 합니다

Buradan olduğu gibi yansıyacak ve bu da beni sıcak tutacak.

바위가 열을 반사해서 저를 따뜻하게 해줄 겁니다

Termal kameralar algıladıkları şeyi bize gösteriyor. Yavrunun yüzgecindeki sıcak kan.

‎열화상 카메라가 ‎박쥐가 보는 것을 보여줍니다 ‎새끼의 발에 있는 따뜻한 피죠

Çözünmekte olan sonbahar yaprakları gündüzleri biraz nem ve sıcak sağlıyor.

‎썩어가는 낙엽이 ‎낮 동안 약간의 습기와 온기를 ‎제공합니다

Ama sıcak yağmur ormanı geceleri sayesinde karanlıkta da iş görebiliyor.

‎정글의 밤은 무더워서 ‎해가 지고도 활동할 수 있죠

Ama bu taraftaki hava daha sıcak gibi ve ben çok üşüyorum.

이쪽은 공기가 더 따뜻하네요 저는 몹시 춥고요

Çölde güne erken başlamak önemlidir, böylece günün en sıcak saatlerinden kaçınabilirsiniz

사막에선 일찍 출발하는 게 중요합니다 그래야 하루 중 가장 더운 시간을 피할 수 있죠

Çölde güne erken başlamak önemlidir, böylece günün en sıcak saatlerinden kaçınabilirsiniz.

사막에선 일찍 출발하는 게 중요합니다 그래야 하루 중 가장 더운 시간을 피할 수 있죠

Uzun, sıcak bir günün ardından bu erkek jeladanın sürüsünü toplaması gerek.

‎길고 더웠던 낮이 지나고 ‎이 수컷 겔라다개코원숭이는 ‎무리를 모아야 합니다

Binlerce arı, kanat kaslarını titreterek kovanı sıcak tutmaya yetecek kadar ısı üretiyor.

‎수천 마리의 꿀벌은 ‎날개 근육을 떨어서 ‎벌집을 따뜻하게 유지할 ‎열을 만들어냅니다

Hava sıcak, bu cesur bir karar ama yetki sizde, hadi gidelim. Hadi.

더운데, 과감한 결정이네요 하지만 결정은 당신 몫이죠 갑시다, 어서요

Uzun, susuz ve sıcak bir mevsimin sonuna gelinmiş. Gündüz sıcaklıkları 40 dereceyi aşıyor.

‎길고 무더운 건기의 막바지입니다 ‎낮 기온은 40도에 육박합니다

Ama burası oldukça yavaş bir güzergâh ve de havanın sıcak olması ilaçlar için bir sorun.

그런데 오래 걸리는 길이라 이 더위에서 약품이 걱정입니다