Translation of "Yumurta" in Japanese

0.007 sec.

Examples of using "Yumurta" in a sentence and their japanese translations:

- Yumurtaları sevmediğimi biliyorsun.
- Yumurta sevmediğimi bilirsin.
- Yumurta sevmediğimi biliyorsun.
- Yumurta sevmediğimi bilirsiniz.
- Yumurta sevmediğimi biliyorsunuz.

- 私が卵を嫌いなのはご存じでしょう。
- 俺が卵嫌いってこと分かってるだろ。

Peki yumurta kabukları?

‎卵のうは?

Ben yumurta sevmiyorum.

卵は嫌いです。

Ben yumurta sevmem.

卵は嫌いです。

Bir yumurta kaynat.

卵を一つ茹でてよ。

Yumurta yemekleri pişirdik.

私達は卵料理を作った。

Yumurta sarısını severim.

黄身が大好きなのよ。

Tom yumurta pişiriyor.

トムは卵を煮ている。

Bu yumurta taze.

この卵は新しいよ。

Tom yumurta almadı.

トムは卵を買わなかった。

- Tek yumurta ikizleri doğurdum.
- Tek yumurta ikizleri dünyaya getirdim.

一卵性双生児を出産しました。

- Bir yumurta gibi görünüyor.
- Bu bir yumurta gibi görünüyor.

それは卵のように見える。

Bir yumurta gibi görünüyor.

それは卵のように見える。

Tavuk bir yumurta yumurtladı.

そのめん鳥は卵を産んだ。

Tavuk beş yumurta yumurtladı.

そのめんどりは5個の卵をかえした。

Bana birkaç yumurta kızart.

卵を焼いてくれ。

Kaynamış bir yumurta istiyorum.

卵をゆでてほしいのです。

O, bir yumurta çıkardı.

彼は卵を一つ取り出した。

Yumurta silah olarak kullanılabilir.

卵は武器としても使える。

Annem on yumurta kaynattı.

母は卵を十個茹でた。

Birkaç taze yumurta istiyorum.

生みたての卵が欲しい。

Hepsi on yumurta vardı.

卵が全部で10個あった。

Kızım yumurta sarısını seviyor.

私の娘は卵の黄身が好きです。

Bana bir yumurta kızart.

卵を焼いてくれ。

Yarım düzine yumurta aldım.

私は卵を半ダース買った。

Kutuda birkaç yumurta var.

箱の中には卵があります。

Buzdolabında kaç yumurta var?

冷蔵庫に卵いくつある?

- O yaklaşık bir yumurta büyüklüğünde.
- O, yaklaşık bir yumurta büyüklüğündedir.

それは卵くらいの大きさです。

Çiğ yumurta yiyemem. Onlar pişirilmeli.

生卵はだめ。調理しないと。

O, yaklaşık bir yumurta büyüklüğündedir.

- それは卵ほどの大きさである。
- それは卵くらいの大きさです。

Kutuda çok sayıda yumurta var.

その箱の中にはたくさんの卵があります。

O bir düzine yumurta aldı.

彼は卵を1ダース買った。

Tom, Mary'ye bir yumurta fırlattı.

トムはメアリに卵を投げつけた。

Bir yumurta kabuğu kolayca kırılır.

卵の殻は壊れやすい。

Ortada fol yok yumurta yok.

怪我をしないうちから泣き叫ぶな。

Bugünkü yumurta yarınki tavuktan iyidir.

今日の卵は明日の鶏に勝る。

Şişman tavuklar birkaç yumurta yumurtlarlar.

肥えた鶏は卵を産まない。

Dün kaç tane yumurta alabildin?

- 昨日いくつの卵を手に入れたか。
- 昨日、卵を何個手に入れることができましたか。
- 昨日、卵をいくつ手に入れることができましたか。

Unu iki yumurta ile karıştırın.

粉と卵2個を混ぜなさい。

Çiğ yumurta yemek güvenli midir?

生卵は食べても安全ですか?

Benim için bir yumurta kızartın.

卵を焼いてくれ。

Kaç tane yumurta satın aldın?

卵いくつ買った?

Hiç ketçaplı yumurta yedin mi?

卵にケチャップ付けて食べたことある?

Masada bol miktarda taze yumurta var.

新しい卵がテーブルの上にたくさんある。

Tavuk bu sabah bir yumurta yumurtladı.

ニワトリが今朝卵を生んだ。

O, yaklaşık bir yumurta büyüklüğünde idi.

それは卵ぐらいの大きさだった。

Lütfen benim için bir yumurta kaynatın.

卵を1つゆでてください。

Benim bir tek yumurta ikizim var.

私にはそっくりの双子がいます。

Her gün kahvaltıda haşlanmış yumurta yerim.

私は毎日朝食にゆで卵を食べてます。

Birkaç yumurta ve biraz süt aldım.

- 私は卵を少しとミルクを少し買いました。
- 私は卵とミルクを少し買いました。

Dün tavuklarımız bir sürü yumurta yumurtladı.

私たちの鶏は昨日たくさんの卵を産んだ。

O yumurta yediği zaman kurdeşen olur.

卵を食べるとじんましんが出ます。

Tek elinle bir yumurta kırabilir misin ?

卵を片手で割れる?

Sanırım Tom'a bir yumurta zamanlayıcı vereceğim.

トムにゆで卵用のタイマーをあげようと思ってるんだ。

O, bir düzine yumurta satın aldı.

彼女は卵を1ダース買った。

Elma, portakal, yumurta gibi şeyler satıyorlar.

彼らはリンゴ、みかん、卵などを売っている。

Ben yumurta yediğim zaman kurdeşen olurum.

卵を食べるとじんましんが出ます。

Onlar elma, mandalin,yumurta vb. satıyorlar.

彼らはリンゴ、みかん、卵などを売っている。

Tom et ya da yumurta yemez.

トムは肉と卵が食べれない。

Tom Mary'nin çiğ yumurta sevmediğini biliyor.

- トムはメアリーが生卵を嫌いなのを知っている。
- トムはメアリーが生卵が嫌いなのを知っている。

O, iki düzine yumurta satın aldı.

彼女は2ダースの卵を買った。

- Hangisi önce geldi: tavuk mu yoksa yumurta mı?
- Tavuk mu yumurtadan çıkar, yumurta mı tavuktan?

- 鶏が先か、卵が先か。
- タマゴが先か、ニワトリが先か?

Gece, yumurta bırakmak için en güvenli zaman.

‎夜のほうが安全に産める

Kahvaltı için haşlanmış bir yumurta istiyor musunuz?

朝食にはゆで卵をとりたいですか。

Pasta yaparken yumurta, tereyağ ve şeker kullanmalısın.

ケーキを作るときには、卵、バター、砂糖を使わなければいけない。

O tavuk son zamanlarda hiç yumurta yumurtlamadı.

その鶏は最近卵を産んでいない。

Bugün yumurta çalan yarın öküz de çalar.

卵を盗む奴は牛も盗む。

Omlet yapmak için bir yumurta kırmak zorundasın.

- 卵を割らなければオムレツは作れない。
- オムレツを作るには卵を割らなくてはならない。

Üç yumurta ve bir bardak şekeri karıştır.

卵3個と1カップの砂糖をまぜてください。

- Süt, yumurta, tereyağı ve benzeri şeyleri satın almalısınız.
- Süt, yumurta, tereyağı ve daha nicesini alman gerekiyor.

牛乳、バター卵などを買わなければならない。

Dünya ve Ay aslında tek yumurta ikizleri gibidir.

地球と月は一卵性双生児なのです

- İncinmeden önce bağırma.
- Ortada fol yok yumurta yok.

怪我をしないうちから泣き叫ぶな。

Bu kek un, süt, yumurta ve şeker içerir.

このケーキには小麦粉、牛乳、卵、砂糖が含まれています。

Bu tavuk her hafta kaç tane yumurta yumurtluyor?

この鶏は週に何個卵を産みますか。

Masanın üstünde küçük bir fincan ve bir yumurta var.

テーブルの上に小さな茶碗と卵がある。

Hangisi ilk olarak geldi? Yumurta mı yoksa tavuk mu?

鶏が先か、卵が先か。

İnekler bize süt verir ve tavuklar bize yumurta verir.

- 牛は我々にミルクをくれ、鶏は卵をくれる。
- 牛はミルクを、鶏は卵を私たちに与えてくれる。

Mütevazı bir kahvaltı tost, kahve ve bir yumurta yedim.

私はトーストとコーヒーと卵一個というつつましい朝食をとった。

Ken bir miktar yumurta satın almak için süpermarkete gitti.

健はいくつかの卵を買うためにスーパーマーケットへ行きました。

Bu defa o yumurta bırakacak. Etrafta daha az avcı var.

‎故郷で産卵する ‎敵が少ないため‎―

Sen un ve süt ve yumurta ile bir pasta yapabilirsiniz.

小麦粉とミルクと卵でケーキは作れる。

Hava o kadar sıcak ki bir arabanın kaputunda yumurta pişirebilirsiniz.

とても暑くて、車のボンネットで卵が焼けるよ。

Öğle yemeği için biraz ekmek ve bir kaynamış yumurta yedim.

私は昼食にパンとゆで卵を食べた。

Bize bu pastayı yapmak için un, şeker ve yumurta gerekir.

このケーキを作るには小麦粉、砂糖、卵が必要だ。

- Yumurta kırmadan omlet yapamazsın.
- Hem karnım doysun, hem pastam dursun olmaz.

- 卵を割らなければオムレツは作れない。
- 卵を割らなくてはオムレツは作れない。
- 背に腹は代えられぬ。
- 蒔かぬ種は生えぬ。
- たまごを割らずにオムレツは作れない。

Ben kahvaltı için yumurta severim, ama ablam yulaf lapası tercih eder.

朝食には卵がいいが、姉はオートミールがいいという。

Et, yumurta ve süt ürünleri ile ilgili efsaneler ve bunları doğru kabul etmemiz.

一般に言われている肉 卵 乳製の必要性を 信じ込むようにする事です

Bir sürü kişi pandispanyayı fırınlanması zor sanmakta, ama yeterince yumurta kullanırsanız hiçbir şey sahiden ters gitmeyebilir.

多くの人が、スポンジケーキを焼くのは難しいと考えている。しかしながら、十分な量の卵を使用すれば、実際何も失敗するようなことはない。

- Yumurtaları kırmadan bir omlet yapamazsın.
- Yumurta kırmadan omlet yapamazsın.
- Hem karnım doysun, hem pastam dursun olmaz.

- 卵を割らなければオムレツは作れない。
- 卵を割らなくてはオムレツは作れない。
- 蒔かぬ種は生えぬ。
- たまごを割らずにオムレツは作れない。
- オムレツを作るには卵を割らなくてはならない。

"Bize inekler süt, tavuklar da yumurta verir." "Aslında ne inekler, ne de tavuklar bize hiçbir şey vermez. Bunları onların rızası dışında alıyoruz."

「牛は私たちにミルクを与え、鶏は私たちに卵を与えます」「実際は、牛も鶏も私たちに何も与えてはいない。私たちは彼らの了解なく取っています」