Translation of "Cevabı" in Japanese

0.011 sec.

Examples of using "Cevabı" in a sentence and their japanese translations:

- Ona cevabı söylemeyin.
- Ona cevabı söyleme.
- Ona cevabı söylemeyiniz.
- Cevabı ona söyleme.
- Cevabı ona söylemeyin.
- Cevabı ona söylemeyiniz.

彼に答えを教えてはいけません。

Cevabı bulmalıyım.

その答えを見つけなければいけない。

Cevabı olumsuzdu.

彼の返事は否定的だった。

Bunun cevabı evet.

答えはイエスです

Cevabı kulağıma fısıldadı.

彼は私の耳元でその答えを囁いた。

Onun cevabı negatifdi

彼の返事は否定的だった。

Cevabı çok isabetliydi.

- 彼の答えは要領を得ている。
- 彼の答えは的を射た。
- 彼の答えは的確だ。

Doğru cevabı işaretleyin.

正しい答えに印をつけなさい。

Cevabı biliyor musun?

君は答えがわかるって?

Cevabı bildiğimi sanmıyorum.

解答が知らないと思う。

O cevabı seviyorum.

その答え、気に入った。

Tom cevabı biliyor.

- トムは答えを知ってるんだよ。
- トムは答えが分かってるんだ。

Cevabı bildiği kesindir.

明らかに彼は答えを知っている。

Onun cevabı anlaşılamadı.

彼女からの返事は納得できないものだった。

Peki, cevabı buldunuz mu?

はい 答えましたか?

Dediğim gibi, muhtemelen cevabı

申し上げたとおり おそらく―

Derinlerde hepimiz cevabı biliyoruz.

誰もが 心の奥底に 答えを持っているはずです

Henüz cevabı bulamadın mı?

もう答えは出ましたか。

Onun cevabı beklentilerimizin aksineydi.

彼の返事は私達の期待に反するものだった。

Onun cevabı benimkinden farklıdır.

彼の答えは私の答えと違っている。

Cevabı biliyorsan, elini kaldır.

答えの分かった人は手を挙げなさい。

Hiç kimse cevabı bulamadı.

誰もその答えが分からなかった。

O, cevabı bilmiş olabilir.

彼女は答を知っていたのかもしれない。

Cevabı bilmiyormuş gibi yaptı.

彼はその答えが分からないふりをした。

Dün keşke cevabı bilseydim.

昨日その答えを知ってさえいたらなあ。

Bu sorunun cevabı yanlış.

この問いに対する答は間違っている。

Keşke şimdi cevabı bilsem!

今その答えを知ってさえいればなあ。

Kimse doğru cevabı veremedi.

だれも正しい答えを出せなかった。

Muhtemelen cevabı biliyor olabilir.

ひょっとして彼女は答えを知っているかもしれない。

Lütfen doğru cevabı işaretleyiniz.

正解に印をつけてください。

Onun cevabı doğru değildi.

彼女の答えは間違っていた。

Bunun cevabı bana işimden geldi.

その答えは仕事で見つけました

Tom cevabı bilmiyormuş gibi davrandı.

トムはその答えが分からない振りをした。

Cevabı bildiğime kesin gözüyle bakıyordu.

彼は私が答えを知っているものと決めてかかっていました。

Onun çabuk cevabı tarafından şaşırdım.

私は彼女のすばやい反応にびっくりした。

Cevabı bilmiyormuşsun gibi davranmayı bırak.

答えがわからないふりはやめなさい。

Müdür beklediğim net cevabı verdi.

その支配人は、私が求めていた正確な答えをくれた。

Lütfen doğru cevabı kontrol edin.

正解に印をつけてください。

Ben sana cevabı söylemek üzereyim.

- 私はあなたに答えを教えてあげようとしているところです。
- あなたに返事をしようとしているところです。
- 今から答えを教えてあげましょう。

Önceki gibi aynı cevabı verdi.

彼は前と同じ返事をした。

Onun cevabı bilebilme şansı var.

ひょっとして彼女は答えを知っているかもしれない。

Tom, Mary'nin cevabı bilmediğini biliyor.

トムはメアリーは答えが分からないのは知っている。

Ve cevabı bilsen de bilmesen de

自覚していても いなくても

Onun cevabı tatmin edici olmaktan uzaktı.

彼の回答は満足なものとは程遠いものだった。

Lütfen doğru cevabı daire içine alın.

正解をまるで囲みなさい。

Deneme yanılma yoluyla doğru cevabı buldu.

試行錯誤の末、彼はふと正しい答えを思いついた。

Savcı bana cevabı yönlendiren bir soru sordu.

検事は誘導尋問をした。

Üç no'lu soru için hangi cevabı buldun?

問3の答え何になった?

Cevabı öğrenmek için gerçekten soru sorman gerekiyor mu?

その答えを知るのにあなたは本当にその質問をする必要があるのかしら。

Birleşik Devletler genelindeki insanların üçte ikisinin cevabı "Hayır" oldu.

との質問に アメリカ全体で3分の2の人が 「一度もない」と答えました

Sence bu zor problemin başka bir cevabı var mı?

この難しい質問に、別の答えがあると思いますか。

Aslında bu, birçoğumuzun neden başka bir hayata inandığımızın da cevabı.

私たちが違う形の未来を望む理由がそれです

Onun kaba cevabı onun yüzüne tokat atması için onu kışkırttı.

彼の無礼な返事に彼女はかっとなって彼の顔をぴしゃりとたたいた。

Bunun cevabı için küçük ama büyüyen bir grup genç araştırmacıya ulaştım,

それを見出すため 私は小規模ながら拡大中の 若手研究者グループと連携しました