Translation of "Ondan" in Arabic

0.006 sec.

Examples of using "Ondan" in a sentence and their arabic translations:

Ondan hoşlanmıyorum.

- لا أحبها.
- إنها لا تعجبني.

Ondan hoşlanmadım.

- لم أحبه.
- لم يعجبني ذلك.

ondan daha iyiymişim

كما لو كنت أحسن منها

Hepimiz ondan kuşkulanıyoruz.

كنا جميعًا نشك فيه.

Ondan kurtulmak istiyorum.

أريد التّحلّص منها.

Ondan yardım isteyebilirsin.

- بإمكانك أن تطلب منه المساعدة.
- يمكنك أن تطلب منه أن يساعدك.

Ondan nefret ediyordu.

كرهته.

Bana ondan bahset.

احكِ لي عنه .

Bana ondan bahsettiler.

أخبروني عنه.

Ondan nefret ediyorum.

أكرهه.

Herkes ondan hoşlanıyor.

الجميع يحبها.

Ondan hoşlanıyor musun?

- هل تحب ذلك؟
- هل يعجبك ذلك؟

Yakında ondan hoşlanırsın.

ستحبه قريبا.

Tom ondan hoşlanmayabilir.

قد لا يحب توم ذلك.

Bize ondan bahset.

أخبرنا عنها.

Ondan çok korkuyorum.

- أنا خائف جدّا منه.
- أنا أخافه جدّا.

O, ondan daha zeki.

هي أذكى منه.

Ben de ondan hoşlanmıyorum.

- لا يعجبني ذلك أيضاً.
- أنا أيضاً لا يعجبني ذلك.

O, ondan yardım istedi.

طلبت منه المساعدة.

- Bana ondan bahset.
- Deme!

أخبرني عنها.

Ondan sonra ne oldu?

وبعد ذلك، ماذا حصل؟

Tom ondan isteneni yapar.

- يقوم توم بما يُطلب منه.
- يفعل توم ما يُطلبُ منه.

Ailem ondan nefret ediyor.

والديَّ يكرهانه.

Ebeveynlerim ondan nefret ediyor.

والديَّ يكرهانها.

Biz ondan gurur duyuyoruz.

نحن مفتخرون بذلك.

İnsanlar neden ondan korkarlar?

لم يخافها النّاس؟

Bu ondan daha pahalıdır.

إنه أغلى من هذا.

Bu ondan daha küçüktür.

هذا أصغر من ذاك.

Bu kitap ondan eskidir.

هذا الكتاب أقدم من ذاك.

Bana ondan bahset, Jamal.

أخبرني بذلك يا جمال.

Sami'nin silahı ondan çalındı.

سُرق مدّس سامي منه.

- Boşan ondan
- Onu boşa.

طلّقها.

Ondan önce babası yoğurt yapıyormuş

وكان أبوه يصنع الزبادي قبله،

Ondan sonra da ellerinden kurtulamadım.

وبعد ذلك لم أتمكّن من الفرار ثانيةً.

Belki de ondan cesaret aldı

ربما تطلب منه الشجاعة

Bu kitabı ondan ödünç aldım.

أنا إقترضت هذا الكتاب منه.

Ve ondan sonra ne oldu?

وبعد ذلك، ماذا حصل؟

Ondan çok daha iyi yüzebilirsin.

أنت تسبح أفضل منه بكثير.

Ondan bize kitabı göndermesini istedim.

- طلبت منه أن يبعث إلينا بالكتاب.
- طلبت منه أن يبعث الكتاب إلينا.

- Ondan bahsediyorum.
- Onun hakkında konuşuyorum.

أنا أتحدث عنه.

Tom henüz bize ondan bahsetmedi.

لم يخبرنا توم عن ذلك بعد.

Bu kitap ondan da ilginç.

هذا الكتاب ممتع أكثر من ذاك.

Bu sözlük ondan daha üstün.

هذا القاموس أفضل من ذاك.

Bu çiçek ondan daha güzeldir.

هذه الوردة أجمل من تلك.

Bu bilezik ondan daha pahalı.

هذه الإسورة أغلى من تلك.

O, ondan çok daha ağırdır.

إنها أثقل منه بكثير.

Ondan iki yaş daha gencim.

انا اصغر منه بسنتين

ondan biraz hayata uyum sağlamayı öğrendi

تعلم كيف يتكيف مع الحياة قليلاً منه

Fiziksel olarak ondan güçlü olduğu için

لأنه أقوى منه جسديا

İleri atılırken yardımcıları ondan merdiveni kaptı

وبينما كان يندفع إلى الأمام ، انتزع مساعدوه السلم منه ،

Sizin için ondan bir mesajım var.

- لدي منها رسالة لك.
- عندي منها رسالة لك.

Samuel ondan isteyen herkese yardımcı olur.

يساعد سامويل كل شخص يطلب منه المساعدة.

O, ondan daha iyi şarkı söyledi.

غنَّتْ أفضل منه.

- Ondan çok hoşlanıyorum.
- Onu çok seviyorum.

أحبه كثيراً.

- Herkes ondan hoşlanıyor.
- Herkes onu sever.

- الجميع يحبها.
- الكل يحبونها.

O dürüst olduğu için ondan hoşlanıyorum.

أحب فيه صدقه.

Ve ondan sonra hep mutlu yaşadılar.

ومنذ ذلك الوقت عاشوا جميعا بسعادة.

Ondan iyi uzun mesafeli tohum saçıcı bulamazsınız.

‫ناشر البذور الأمثل للمسافات الطويلة.‬

Ondan büyük bir miktarda para gasp ettiler.

لقد ابتزّها بمبلغ كبير من المال.

Everest'in tarihinde bunu ondan fazla başarabilmiş kimse yoktur.

وهذا أكثر من أي شخص في تاريخ تسلق الجبل.

Için olduğu gibi , bir süredir de ondan çekildi.

لحكومة الوفاق وانسحب منها بسبب ما وصفه عدم وفاء المجلس

O kadar kötü birisi ki kimse ondan hoşlanmaz.

هو شخص سيئ للغاية لدرجة أن الجميع يكرهونه.

Ondan sonracığıma, Zonguldak'ta hep birlikte böyle çalışma grubu kurup

التقيت مع المراهقين من جميع أنحاء العالم، حيث شكلت

Devam ettiriliyor, onu hiç görmemiş olanlar bile ondan korkuyor.

‫حيث تخاف الناس هذا الحيوان‬ ‫الذي لم تره قط.‬

Ondan sonra Aleksander Wolszczan adında bir kişi sahneye çıkıyor.

واعتلى المنصة شخص آخر يدعى الكساندر ولشان

Çoğu insan matematikte tıkanıyor ya da ondan endişe duyuyor.

يعترف الكثير من الناس أنهم يختنقون أو يفشلون في أداء الرياضيات،

Ondan kurtulmak zorundayım. Daha fazla Facebook yok, bunu yapmıyorum.

علي التخلص منه . لا مزيد من الفيس بوك

Ama bir kez daha, Blücher az da olsa ondan kaçtı.

ولكن مرة أخرى ، هرب منه بلوخير بصعوبة.

"Ben senin işinden hoşlandığına inanıyorum"."Tam tersine, ondan nefret ediyorum.

"أعتقد أن تحب عملك." "بخلاف ذلك، اكرهه."

O benden nefret eder ve ben de ondan nefret ederim!

هو يكرهني وأنا أكرهه!

Ondan sonra, ayrıldım ama onların evinde çantamı unuttuğumu fark ettim.

بعد ذلك، فارقتهم، ثم لاحظت أني نسيت حقيبة الظهر في بيتهم.

- Sami'nin üvey kızları onu sevmiyordu.
- Sami'nin üvey kızları ondan hoşlanmıyordu.

لم تكن بنات زوجة سامي تحببنه.

ondan sonra gelecek olan 100 pramitten onu ayıran kısım ise bu

هذا هو الجزء الذي يفصلها عن 100 تعزية ستأتي بعد ذلك

Çünkü önceki Sultan Halepi,Baybarsa vereceği sözünü tutmayıp ondan korktuğu için hırsından sakınmıştır.

رفض توليته حلب كما وعده وذلك خوفا من قوة وطموح