Translation of "Söylüyorlar" in Japanese

0.006 sec.

Examples of using "Söylüyorlar" in a sentence and their japanese translations:

Yağmur yağacağını söylüyorlar.

雨が降るそうだ。

Bir savaşçı olduğunuzu söylüyorlar.

「あなたは戦士であり

Iş bulamamaktan korktuklarını söylüyorlar.

就職できないのではないかと

Ağustos böcekleri şarkı söylüyorlar.

セミが鳴いている。

Onun yakında evleneceğini söylüyorlar.

彼女はもうすぐ結婚するそうだ。

Onun Almanya'da doğduğunu söylüyorlar.

彼女はドイツで生まれたそうだ。

Gençken hırslı olduğunu söylüyorlar.

彼は若いころ野心家だったそうだ。

Zen'in aklımızı işlediğini söylüyorlar.

禅は私たちの心を鍛練するといわれる。

Onun sırrı bildiğini söylüyorlar.

- 彼は秘密を知っているといわれている。
- 彼はその秘密を知っていると言われている。

Onun asla dönmeyeceğini söylüyorlar.

彼はもう戻って来ないだろうといううわさだ。

Çünkü gençler bize kaygılandıklarını söylüyorlar.

若者たちが不安を訴えているからです

Ihtiyaç duydukları becerileri edinemediklerini söylüyorlar.

必要なスキルを 習得できていないのではないかと

Onun çalışmaktan nefret ettiğini söylüyorlar.

噂では勉強が嫌いだそうだ。

Onlar onun işini bıraktığını söylüyorlar.

彼女は仕事を辞めたそうだ。

Onlar onun Almanya'da doğduğunu söylüyorlar.

彼はドイツで生まれたそうだ。

İnsanlar onun asla ölmeyeceğini söylüyorlar.

彼は決して死なないそうです。

Onun ona âşık olduğunu söylüyorlar.

彼女は彼に恋をしていると言われている。

Sert bir kış geçireceğimizi söylüyorlar.

厳しい冬になるという話です。

Onlar onun çalışkan olduğunu söylüyorlar.

彼は勤勉だそうです。

Eski evin perili olduğunu söylüyorlar.

あの古い家には幽霊が出るそうだ。

Onlar filmin ilginç olduğunu söylüyorlar.

あの映画は面白いのだそうだ。

Onlar Mike'ın yatakta hasta olduğunu söylüyorlar.

マイクは病気で寝こんでいるそうだ。

Venedik'in güzel bir şehir olduğunu söylüyorlar.

ベニスは美しい街だと言われる。

Dünyadaki en nazik kadın olduğunu söylüyorlar.

彼女はこの世の中で最も親切な女だと言う。

Onlar onun hâlâ hayatta olduğunu söylüyorlar.

彼はまだ生きているそうだ。

Onun iki yıldır ölü olduğunu söylüyorlar.

彼が亡くなってから2年になるそうだ。

Onlar büyük bir barajın yapılacağını söylüyorlar.

大きなダムができるそうだ。

Onun gençken bir müzisyen olduğunu söylüyorlar.

彼は若い頃音楽家だったといううわさだ。

Vikinglerin Columbus'tan önce Amerika'yı keşfettiğini söylüyorlar.

バイキングのほうがコロンブスより先にアメリカを発見したと言われている。

İnsanlar onun hâlâ hayatta olduğunu söylüyorlar.

彼はまだ生きているそうだ。

Onlar hayal gücünü kullanman gerektiğini söylüyorlar.

私たちは想像力を使うように奨励されています。

Bu eski evin perili olduğunu söylüyorlar.

この古い屋敷には幽霊が出るそうだ。

Gazeteler Nagoya'da büyük bir yangın olduğunu söylüyorlar.

新聞によると名古屋に大火災があったそうです。

Onlar, senin ilk aşkını asla unutmadığını söylüyorlar.

初恋を忘れることはないと言われている。

Onlar Tom'un samimi bir kişi olduğunu söylüyorlar.

トムさんは人懐っこい人だそうだ。

Onlar onun ciddi olarak hasta olduğunu söylüyorlar.

彼は重病だと言われている。

Bazı insanlar Fransızcanın öğrenmesi kolay olduğunu söylüyorlar.

フランス語は習得が容易だと言う人もいる。

Bu sonbaharda bir genel seçim olacağını söylüyorlar.

この秋には総選挙があるという噂です。

İnsanlar onun gençken bir oyuncu olduğunu söylüyorlar.

あの人は若いころは女優をしていたそうです。

Onlar benim yaşlı bir kadın olduğumu söylüyorlar.

あの人たちは私のことをおばあちゃんだと言う。

Onun en iyi tenis oyuncusu olduğunu söylüyorlar.

彼は最高のテニスプレーヤーだといわれている。

Onlar onun bir haftadır yatakta hasta olduğunu söylüyorlar.

彼女は1週間病気で寝ているそうだ。

Onlar, Mary'nin gençken harika bir şarkıcı olduğunu söylüyorlar.

メアリーは若いころ立派な歌手だったと言われている。

- İnsanlar krizin bittiğini söylüyor.
- İnsanlar krizin bittiğini söylüyorlar.

人々が危機は去ったと言っています。

- Aşkın kör olduğunu söylüyorlar.
- Aşkın gözü kördür derler.

「あばたもえくぼ」って言うからね。

Onlar bizim bu günlerden birinde bir deprem yaşayacağımızı söylüyorlar.

近いうちに地震があるといううわさだ。

İnsanlar onun bu şehirde en zengin adam olduğunu söylüyorlar.

彼はこの町で一番金持ちだといわれている。

Firefox'un bir günde 8 milyondan fazla defa indirildiğini söylüyorlar.

- Firefoxを毎日8百万回以上ダウンロードするそうです。
- Firefoxは毎日八百万回以上ダウンロードされるといわれている。

Onlar Macarcanın dünyadaki en zor dillerden biri olduğunu söylüyorlar.

ハンガリー語は世界の中で最も難解な言語のうちの一つだと言われています。

Firefox'un bir gün içinde 8 milyon kez indirilmiş olduğunu söylüyorlar.

Firefoxは24時間で800万回以上、ダウンロードされたようだ。

- Onlar onun çok zengin olduğunu söylüyorlar.
- Onun çok zengin olduğunu söylerler.

彼はとてもお金持ちだそうです。

Onlar bunun en iyisi olmasa da, en iyi kitaplardan biri olduğunu söylüyorlar.

これは最良の本ではないにしても、そうした本の一冊だということです。

Onlar Amerika'da herhangi birinin başkan olabileceğini söylüyorlar fakat belki gerçekten doğru değildir.

アメリカ合衆国では誰もが大統領になれると言う。しかし実のところ事実ではないかもしれない。

Onlar amniyotik sıvının aşağı yukarı deniz suyu ile aynı bileşime sahip olduğunu söylüyorlar.

子宮内の羊水は、海水とほぼ同じ成分だそうです。

Çoğu insan bir yabancı dil öğrenmenin en iyi yolunun bir anadil konuşurundan öğrenmek olduğunu söylüyorlar.

外国語を学ぶ一番良い方法は、ネイティヴスピーカーから学ぶことだと、大抵の人が言う。