Translation of "Bildiğini" in Dutch

0.004 sec.

Examples of using "Bildiğini" in a sentence and their dutch translations:

Bildiğini biliyorum.

Ik weet dat je het weet.

- Benim bildiğimi bildiğini biliyorum.
- Bildiğimi bildiğini biliyorum.

Ik weet dat je weet dat ik het weet.

Herkesin bildiğini düşünüyorum.

Ik denk dat iedereen dat weet.

Bildiğini bildiğimi biliyor.

Zij weet dat ik weet dat zij het weet.

Bildiğimi bildiğini biliyorum.

- Ik weet dat je weet dat ik het weet.
- Ik weet dat jullie weten dat ik het weet.
- Ik weet dat u weet dat ik het weet.

Tom bildiğini bize söylemeyecek.

Tom zal ons niet vertellen wat hij weet.

Tom'a önceden bildiğini söyledim.

- Ik zei Tom dat je het al wist.
- Ik heb Tom gezegd dat je het al wist.
- Ik zei Tom dat u het al wist.
- Ik heb Tom gezegd dat u het al wist.

- O her şeyi bildiğini düşünüyor.
- O her şeyi bildiğini sanıyor.

- Hij denkt dat hij alles weet.
- Hij gelooft dat hij alles weet.

Tom'un nerede yaşadığımı bildiğini sanmıyorum

Ik denk niet dat Tom weet waar ik woon.

Tom'un ne yapacağını bildiğini sanmıyorum.

Ik denk dat Tom niet weet wat hij moet doen.

Tom'un burada olduğumuzu bildiğini sanmıyorum.

Ik denk niet dat Tom weet dat we hier zijn.

Tom'un bunun hakkında bildiğini varsayıyorum.

Ik neem aan dat Tom hiervan weet.

Bunun hakkında bildiğini bilmem gerekiyor.

Ik moet weten wat jij daarover weet.

O, sırrı bildiğini itiraf ediyor.

Ze geeft toe het geheim te kennen.

Tom bunu hepsini bildiğini düşünüyor.

Tom gelooft dat hij de wijsheid in pacht heeft.

O bunun hepsini bildiğini düşünüyor.

Hij gelooft dat hij alles weet.

Bu konuda ne bildiğini bilmem gerekir.

Ik moet weten wat jij daarover weet.

Tom Mary'nin nereye gittiğini bildiğini söyledi.

Tom zei dat hij weet waar Mary naartoe ging.

Tom Mary'nin nereye gittiğini bildiğini düşünüyor.

Tom denkt dat hij weet waar Mary naartoe is.

Tom, sonra ne olacağını bildiğini düşünüyor.

Tom gelooft dat hij weet wat er gaat gebeuren.

Tom Mary'nin Fransızca bildiğini nasıl bildi?

Hoe wist Tom dat Mary Frans kon?

Tom, Mary'nin Fransızca konuşamayacağını bildiğini sanmıyorum.

Ik denk niet dat Tom weet dat Mary geen Frans spreekt.

Onun hakkında bir şey bildiğini inkar etti.

Hij ontkende er iets van af te weten.

Tom'un şimdi Mary'nin nerede yaşadığını bildiğini mi düşünüyorsun?

- Denk je dat Tom weet waar Maria nu woont?
- Denken jullie dat Tom weet waar Maria nu woont?

Tom bana Mary'nin iki dil bildiğini düşündüğünü söyledi.

Tom zei mij dat hij dacht dat Marieke tweetalig was.

Hepimiz bunu bildiğimizi ve diğer herkesin de bildiğini sanıyoruz

We denken allemaal dat we het weten en we denken dat iedereen het weet,

- Tom Mary'yi bildiğini söyledi.
- Tom dedi ki, Mary'yi biliyormuş.

Tom zei dat hij Maria kende.

O kadar büyük bir yazar değil ve onun bunu bildiğini düşünüyorum.

Hij is niet zo'n goed schrijver, en ik denk dat hij het weet.

- Ne hakkında konuştuğumu tamamen bildiğini düşünüyorum.
- Ne hakkında konuştuğumu tamamen bildiğinizi düşünüyorum.

Volgens mij weet jij precies wat ik bedoel.

- Ben onun İbranice bildiğini sanmıyorum.
- Ben onun İbranice konuşabildiğine inanmıyorum.
- İbranice konuşabildiğine inanmıyorum.
- Onun İbranice konuşabildiğine inanmıyorum.

Ik geloof niet dat ze Hebreeuws kan spreken.