Translation of "çıkardı" in Japanese

0.013 sec.

Examples of using "çıkardı" in a sentence and their japanese translations:

Onu çıkardı.

彼女はそれを脱いだ。

Şapkasını çıkardı.

- 彼は帽子を脱いだ。
- 彼は、帽子を取った。

Pasaportunu çıkardı.

彼はパスポートを取り出した。

O paltosunu çıkardı.

- 彼は上着を脱いだ。
- 彼はコートを脱いだ。

Öğretmenine dilini çıkardı.

- 彼は先生にむかって舌をべろっと出した。
- 彼は先生に向かって舌をべーっと出した。
- 彼は先生にあっかんべーをした。

O ceketini çıkardı.

彼女は上着を脱いだ。

Çocuk kepini çıkardı.

少年は帽子を脱いだ。

O, mendilini çıkardı.

彼はハンカチを取り出した。

O, gömleğini çıkardı.

- Yシャツを脱いだ。
- シャツを脱いだ。

Tom gömleğini çıkardı.

トムはシャツを脱いだ。

O, gömleğimi çıkardı.

彼女は私のシャツを引っ張った。

O, kalemini çıkardı.

彼はペンを取り出した。

O, paltosunu çıkardı.

彼はオーバーを脱いだ。

Tom çoraplarını çıkardı.

トムは靴下を脱いだ。

Tom ceketini çıkardı.

トムは上着を脱いだ。

Tom şapkasını çıkardı.

トムは帽子を脱いだ。

O, gözlüğünü çıkardı.

彼は眼鏡を外した。

Başını pencereden çıkardı.

彼女は窓から顔を出した。

Cerrah hastanın apandisini çıkardı.

外科医は患者の盲腸を摘出した。

Linda, dilini dışarı çıkardı.

- リンダはぺろりと舌を出した。
- リンダは舌をぺろっと出した。

Mary piyanosunu satışa çıkardı.

メアリーは自分のピアノを売りに出した。

Ondan sonra gözlüklerini çıkardı.

それから彼はメガネをはずした。

Kabiliyeti onu zirveye çıkardı.

彼女は有能だったので第一人者になった。

O, bir yumurta çıkardı.

彼は卵を一つ取り出した。

O bir sorun çıkardı.

彼は問題提起した。

O beni yalancı çıkardı.

- 彼は僕をうそつきであるかのように言った。
- 彼は私がうそつきであるかのように言った。

Cüzdanından 1000 yen çıkardı.

彼は千円札を財布から取り出した。

Cüzdandan bir dolar çıkardı.

彼は財布から1ドルを取り出した。

O bir defter çıkardı.

彼はノートを取り出した。

Onu paltosunun altından çıkardı.

彼はそれを上着の下から出した。

O benimle kavga çıkardı.

彼の方から喧嘩を吹きかけてきた。

Juri onu temize çıkardı.

陪審員は彼を無罪とした。

O biraz para çıkardı.

- 彼は数枚のコインを取り出した。
- 彼はいくつかのコインを取り出した。

Çantadan bir şey çıkardı.

彼女は手提げから何かを取り出した。

O, gece dışarı çıkardı.

彼は以前よく夜に外出したものです。

Cebinden bir şey çıkardı.

彼はポケットから何かを取り出した。

O, sırrımı açığa çıkardı.

彼は私の秘密を暴いた。

Tom yaka kartını çıkardı.

- トムは名札を外した。
- トムが名札を外したよ。

Erkek çocuk giysilerini çıkardı.

少年は衣服を脱ぎ捨てた。

Cebinden bir kalem çıkardı.

彼女はペンをポケットから取り出しました。

Babam evi satılığa çıkardı.

父はその家を売りに出した。

Tom dolaptan bavulunu çıkardı.

トムはクローゼットから自分のスーツケースを引っ張り出した。

İnsanlar özgürlüğün tadını çıkardı.

国民は自由を味わった。

O, dizüstü bilgisayarı çıkardı.

彼はノートを取り出した。

Tom eti ızgaradan çıkardı.

トムはグリルから肉を取り出した。

Çift evlerini satışa çıkardı.

夫妻は家を売りに出した。

O, onu çamurdan çıkardı.

彼女は彼をぬかるみから引き上げた。

Odaya girdiğinde şapkasını çıkardı.

彼女は部屋へ入るとき帽子を取った。

Tom yüzümü kara çıkardı.

トムは私の期待を裏切った。

Herkes onu göklere çıkardı.

みんな口を極めて彼女を褒めちぎった。

Kötü hava planlarımızı boşa çıkardı.

悪天候のために私たちの計画はだめになった。

Mary yumurtaları tek tek çıkardı.

- メアリーは卵を一つずつ取り出した。
- メアリーは卵を一個ずつ取り出した。

O çocuk bana dilini çıkardı.

その子供は私に舌を出した。

Şirket beş çalışanı işten çıkardı.

- その会社は従業員5人を首にした。
- その会社は、従業員を5人クビにした。

O, bir parça kağıt çıkardı.

彼は一枚の紙切れを取り出した。

O, Jane'i akşam yemeğine çıkardı.

彼はジェーンを食事に連れ出した。

- O, kendini aştı.
- İstavroz çıkardı.

彼は十字を切った。

Şehir yönetimindeki yozlaşmayı ortaya çıkardı.

彼は市政の堕落を暴露した。

Paltosunun cebinden bir anahtar çıkardı.

彼は上着のポケットからカギを取り出した。

Cebinden madeni bir para çıkardı.

彼は、ポケットからコインを取りだした。

Sıcak olduğu için ceketi çıkardı.

暖かかったので彼はコートを脱いだ。

Şapkasını çıkardı ve kibarca selamladı.

彼は帽子を取って、丁寧にお辞儀した。

Tom portakal suyunu buzdolabından çıkardı.

トムは冷蔵庫からオレンジジュースを出した。

O gerçek niyetlerini ortaya çıkardı.

彼女は彼の真の意図を嗅ぎつけましたね。

Bu kasaba büyük adamlar çıkardı.

この町から偉人が出た。

John cebinden bir anahtar çıkardı.

ジョンはポケットから鍵を取り出した。

O, bisiklete binmenin keyfini çıkardı.

彼はサイクリングを楽しんだ。

O ankete dayalı sonuçlarını çıkardı.

彼はその調査から結論を引き出した。

Sihirle şapkasından bir tavşan çıkardı.

彼は手品を使って帽子からウサギをとりだした。

- General Motors 76.000 çalışanını işten çıkardı.
- General Motors 76.000 çalışanı işten çıkardı.

GMは7万6000人の従業員を解雇した。

Nasıl işlediğine dair fikirlerimizi ortaya çıkardı.

刑事司法制度はどういう仕組みで働くのか

Pat elbiselerini çıkardı ve içeri daldı

パットは服を脱ぎ捨てて、水の中に飛び込んだ。

Tom elbiselerini çıkardı ve pijamalarını giydi.

トムは服を脱いでパジャマを着た。

Dinamit bir patlama ile ses çıkardı.

ダイナマイトがドカンと爆発した。

Çocuk elbiselerini çıkardı ve pijamalarını giydi.

その男の子は服をぬいでパジャマに着替えた。

Fabrika üç yüz işçiyi işten çıkardı.

その工場は約300人の従業員を一時解雇している。

Çekini imzalamak için bir kalem çıkardı.

彼はペンを取り出して小切手にサインした。

O, cebinden bir madeni para çıkardı.

彼はコインを1枚ポケットから取り出した。

O adamlarının kötü idaresini ortaya çıkardı.

彼は部下の不始末を見つけた。

Tom çantasından bir MP3 oynatıcı çıkardı.

トムは鞄からMP3プレイヤーを取り出した。

Tom ceketini çıkardı ve dolaba astı.

トムはコートを脱いでクローゼットに掛けました。

Tom kasayı açtı ve pasaportunu çıkardı.

トムは金庫を開けてパスポートを取り出した。

O iç ceket cebinden cüzdanını çıkardı.

彼は財布を上着の懐から取り出した。

Bıçaktaki parmak izleri onun suçunu ortaya çıkardı.

ナイフの指紋が彼女の有罪の証拠である。

Tom Cumartesi akşamı kız arkadaşını dışarı çıkardı.

- トムは土曜日の晩にガールフレンドを連れ出した。
- トムは土曜の夜にガールフレンドを連れ出した。

O, gözlüğünü çıkardı ve kontak lenslerini taktı.

彼女はメガネをはずしてコンタクトをはめた。

O, cinayet davası ilgili gerçeği ortaya çıkardı.

彼は殺人事件の真相を明らかにした。

O, gözlüğünü çıkardı ve hemşireye kaşlarını çattı.

彼は眼鏡をはずして看護婦に向かってしかめ面をした。

O, çekmeceyi açtı ve bir mektup çıkardı.

彼は引出しを開けて、手紙を取り出した。

O, onu arabayla gezdirmek için dışarı çıkardı.

彼は彼女をドライブに連れ出した。

Onun hastalığı onun tüm umutlarını boşa çıkardı.

病気のために彼の希望はすべて挫折した。

Tom kravatını çıkardı gömleğinin düğmelerini açmaya başladı.

トムはネクタイを取ってシャツのボタンを外し始めた。

Öğretmen kutuyu açtı ve bir top çıkardı.

先生は箱を開けてボールを取り出した。

Tom ceketini çıkardı ve onu sandalyeye astı.

トムは上着を脱いで椅子に掛けました。

Tom ceketinin cebinden bir el feneri çıkardı.

トムは上着のポケットから懐中電灯を取り出した。

Yönetici ekstra tatil hakkında bir genelge çıkardı.

支配人は臨時休業の掲示を貼り出した。

Teyzem hayatı boyunca iyi sağlığın tadını çıkardı.

私の叔母は生涯健康に恵まれた。