Translation of "Oyunu" in Japanese

0.016 sec.

Examples of using "Oyunu" in a sentence and their japanese translations:

Oyunu kaybettin.

君の負けだね。

- Maalesef oyunu kaybedeceğiz.
- Korkarım ki oyunu kaybedeceğiz.

- 私はその試合に負けると思う。
- 私たちが試合に負けるんじゃないかと不安なんです。

Oyunu piyasaya sürdüğümüzde

このゲームをリリースした時

Oyunu kazanacağımızdan emindik.

われわれはきっと試合に勝てると考えていた。

Keşke oyunu kazansaydık.

そのゲームに勝っていればなあ。

Beyzbol oyunu oynayalım.

野球の試合をしよう。

Oyunu izlerken heyecanlıydık.

私達はその試合を観戦して興奮した。

Oyunu kazanabileceğimizi umuyorduk.

ゲームに勝てるといいなと思った。

Futbol oyunu yarın.

明日はサッカーの試合だ。

- Hayat satranç oyunu gibi.
- Hayat satranç oyunu gibidir.

人生とは、チェスの一勝負のようなもの。

Kaderin bir oyunu olarak

ところが皮肉な 運命のいたずらによって

Çeşitlilik bir sayı oyunu.

多様性は数遊びですが

Takımımız ilk oyunu kaybetti.

我がチームは一回戦で負けた。

Yardımınız olmasaydı oyunu kaybederdim.

もしあなたの助けがなかったら、私は試合に負けていたでしょう。

Hangi takım oyunu kazanacak?

どちらのチームが試合に勝つでしょうか。

Hangi takım oyunu kazandı?

どちらのチームが試合に勝ったんですか。

Ted'in oyunu kazanacağı belliydi.

テッドはその試合に勝つ自信があった。

Oyunu izlemeye gidelim mi?

その試合を見に行きませんか。

Özellikle oyunu görmek istemiyorum.

その試合をとくにみたいとも思わない。

Ben oyunu kolay buldum.

そのゲームはやさしかった。

O, muhtemelen oyunu kazanacak.

彼は試合に勝ちそうだ。

O, oyunu kazanacağından emin.

彼はきっと試合に勝ちます。

Oyunu kazanması tamamen şanstı.

彼が試合に勝てたのは全くの偶然だった。

O, oyunu mutlaka kazanacak.

彼が試合で勝つのは確かである。

Onun oyunu kazanmasını istiyoruz.

私達は彼に試合に勝ってもらいたい。

Oyunu ertelemek zorunda kalacağız.

私たちはその試合を延期しなければならないだろう。

Takımımız muhtemelen oyunu kazanacak.

私たちのチームが試合に勝つだろう。

Bizim takım oyunu kazandı.

- 私達のチームが試合に勝った。
- 我々のチームは試合に勝った。
- 我々のチームが試合に勝った。

Onlar oyunu kaybetmiş olamazlar.

試合に負けたはずがない。

Oyunu görmek için heyecanlıydık.

私たちはその試合を見てわくわくした。

Final oyunu yarına ertelendi.

決勝戦は明日まで延期された。

Oyunu izlediğime memnun oldum.

その試合が見れてうれしいです。

John oyunu kazanacağından emin.

- ジョンはきっとその試合に勝つだろう。
- ジョンはきっとそのゲームで勝つ。

Gelecek sefere oyunu kazanacağım.

この次は試合に勝つぞ。

- Onun bu oyunu kazanması muhtemeldir.
- O, muhtemelen bu oyunu kazanır.

彼はこの試合を勝ちそうだ。

Hakem oyunu faul olarak nitelendirdi.

審判はそのボールをファウルと判定した。

Bir sonraki oyunu kazanmaya istekliler.

彼らは次の試合にどうしても勝ちたいと思っている。

Biz oyunu izlerken keyif aldık.

- 私たちはその試合を見て楽しんだ。
- 我々は試合を見て楽しんだ。

Oyunu kazanıp kazanmamamız önemli değil.

我々がゲームに勝つかどうかは問題ではない。

Ben bir TV oyunu oynuyorum.

俺はテレビゲームをしている。

Nerede bir futbol oyunu görebilirim?

フットボールの試合はどこで見られますか。

Tom takımının oyunu kazanacağını hissediyor.

- トムは自分のチームが試合に勝つだろうと思っている。
- トムは自分のチームが試合に勝つのではないかと思っている。

Oyunu sadece 529 seyirci izledi.

たった529人の観客しか試合を見に来なかった。

Gelecek cumaya kadar oyunu erteledik.

その会議を次の金曜日まで延期した。

Oyunu bıraktılar ve bana baktılar.

- 彼らはゲームを止めて私をじっと見つめた。
- 彼らはゲームをやめて私をじっと見た。

Onun oyunu bir hit idi.

彼の芝居は当たった。

Tokyo'da bir kabuki oyunu izledim.

東京で歌舞伎を見た。

İlkokuldayken sandalye kapmaca oyunu oynardık.

小学校の時、よく椅子取りゲームをして遊びました。

Bu sıkıcı oyunu izlemekten usandım.

つまらない試合に飽きてきた。

Lütfen oyunu denememe izin verin.

私にそのゲームをさせてください。

Oyunu çok heyecan verici buldum.

私はそのゲームはとても面白いと思った。

Önemsiz konularda kelime oyunu yapmayalım.

細かいことでとやかく言うのはよそう。

Tüm oyunu kazanma umudu kayboldu.

勝利の見込みは全く無くなった。

Bir video oyunu oynayarak eğlendiler.

彼らはテレビゲームをして楽しんだ。

TV de basketbol oyunu izledim.

- 私はテレビでバスケットの試合を見た。
- テレビでバスケの試合を見たんだよ。

Neyse ki, o oyunu kazandı.

幸運にも彼はゲームに勝った。

Oyunu başından sonuna kadar izledim.

- 僕はそのゲームを最初から最後まで見ていた。
- 私は、その試合を最初から最後まで見た。

Oyunu önümüzdeki Pazara ertelemek zorundayız.

試合を次の日曜日に延期しなければなりません。

Onun oyunu kazanacağına bahse girdim.

私は彼女が試合に勝つと賭けた。

Dün gece beyzbol oyunu izledim.

- 私は昨晩野球の試合を見た。
- 昨日の夜は野球の試合を見てたんだよ。

Televizyonda bir beyzbol oyunu izledim.

私はテレビで野球の試合を見た。

Oyunu baştan sona kadar izledim.

私はその劇を始めから終わりまで見た。

Beyzbol oyunu izleyerek keyf aldık.

私たちはその野球試合を楽しく見た。

Oyunu yeni kurallarına göre oynadık.

新しいルールにしたがって試合をした。

Bir golf oyunu oynamak istiyorum.

ゴルフをしたいと思っています。

Bu oyunu çok ilginç bulacaksınız.

このゲームは面白いと分かるよ。

O büyük olasılıkla oyunu kazanacak.

おそらく彼女は試合に勝つだろう。

Televizyonda bir beyzbol oyunu izledik.

私達はテレビで野球の試合を見た。

Çocuk bir bilgisayar oyunu oynamaktan çekildi.

少年はコンピューターゲームで遊ぶのに夢中だった。

Bir sonraki oyunu oynamama izin ver.

次の試合を私にさせて下さい。

Beyzbol oyunu gelecek pazara kadar ertelendi.

野球の試合は来週の日曜日まで延期された。

Futbol oyunu kötü hava yüzünden ertelenmişti.

フットボールの試合は、悪天候のために、延期された。

Bill, stadyumda bu oyunu izliyor olabilir.

ビルは球場でこの試合を見ているかもしれない。

Oyunu hangi takımın kazanacağı önemli değil.

どちらのチームがその試合に勝つかはどうでもよい。

TV'de beyzbol oyunu izlemek ister misin?

テレビで野球の試合を見たいですか。

Futbol oyunu büyük bir kalabalığı cezbetti.

そのサッカーの試合は大観衆を引き付けた。

"Ben o oyunu gördüm." "Ben de"

「私はその劇を見たことがあります」「私もあります」

Bir satranç oyunu oynamak isteyebileceğini düşündüm.

あなたはチェスがしたいのかもしれないと思ってました。

Bir Windows 95 oyunu çalıştırmak istiyorum.

Windows95対応のゲームを動かしたいのです。

Oyunu görmeye gittiğimiz gece onu gördük.

私たちはその劇を見に行った晩に彼と会いました。

Dün gece televizyonda beyzbol oyunu izledik.

- 昨夜テレビで野球を見た。
- 私たちは昨日の夜、テレビで野球の試合を見ました。

Bu defa oyunu kazanacağımdan emin değilim.

今回はその試合に勝てるかどうか分からない。

- Biz oyunu kaybettik.
- Biz maçı kaybettik.

- 私達はその試合に負けた。
- 私たちは試合に敗れた。

Yağmur yüzünden oyunu ertelemek zorunda kaldık.

雨のために私たちはその試合を中止しなければならなかった。

Bazı çocuklar sürekli video oyunu oynar.

いつもテレビゲームをしている子どもが居る。

Yağmurdan dolayı oyunu iptal etmek zorunda kaldık.

雨のために試合を中止せざるを得なかった。

Oyunu kaybetsen bile, bir şansın daha olacak.

もし負けてもあなたには別の機会が有る。

Kart oyunu için bize katılmak ister misiniz?

みんなと一緒にトランプしない?

Beyzbol takımının bir sonraki oyunu kazanması kesindir.

その野球チームが次の試合に勝つのは確かだ。

L. A. Lakers oyunu çantada keklik aldı.

L・Aレーカースはゲームに勝つにちがいない。

Dün gece televizyonda bir basketbol oyunu izledi.

彼は昨晩テレビでバスケットボールの試合を見ました。

Tom ve Mary hırsız polis oyunu oynuyorlar.

- トムとメアリーはケイドロをして遊んでいる。
- トムとメアリーは泥棒ごっこをしている。

Ben o oyunu görünce, her zaman ağlarım.

あの芝居を見ると必ず涙が出てくる。

Bana babam tarafından bir bilgisayar oyunu verildi.

私は父からコンピューターゲームがあたえられた。

Avcılık oyunu bu huzurlu vahşi doğada yasaklanmıştır.

この静かな原野で狩猟をすることは禁止されています。

Hava yağmurlu olduğundan dolayı, beyzbol oyunu iptal edilmişti.

雨が降っていたので、野球の試合は中止になった。

Video oyunu oynamayı seven bir kızla evlenmek istiyorum.

- 私はビデオゲームの好きな女性と結婚したい。
- ビデオゲームの好きな女の子と結婚したい。

O hangi oyunu oynarsa oynasın her zaman kazanır.

- どんなゲームをやっても彼はいつも勝つ。
- どのゲームをやっても、彼はいつも勝つ。

Kaplanlar oyunu kaybetti, bizim için bir sürpriz oldu.

タイガースはそのゲームに負けた。それは私達には驚きだった。