Translation of "Olduğumuz" in Japanese

0.006 sec.

Examples of using "Olduğumuz" in a sentence and their japanese translations:

Hasta olduğumuz zaman

具合が悪いときには

Çünkü şimdi olduğumuz yer

なぜなら 私たちは 今まさに

Burada olduğumuz için şanslıydık.

あなたがここに居たのは幸いでした。

Kim olduğumuz hissine dair yabancılaşır

自分がどういう人間かを 固定化してしまい

Çok üzgün olduğumuz zaman ağlarız.

私たちはひじょうに悲しいときに泣きます。

Mutlu olduğumuz zaman günümüz güzel geçer

幸せなときの一日は 良い日です

Oldukça kötü bir halde olduğumuz görülüyor.

先が思いやられます

Olduğumuz noktayı etkileyecek güç hepimizde var,

われわれ誰もが 今いる場所で 力と影響力を持っています

Içinde olduğumuz durumu değişmek mümkün olmadığında

自分の置かれた境遇は変えられなくても

Hiçbirimiz mensup olduğumuz toplumdan alâkamızı kesemeyiz.

われわれは何人といえど、自分が属している社会という組織から自分を切り離すことは出来ない。

Sağlık sahip olduğumuz en değerli şey.

私たちにとって健康は一番大切なものです。

Sahip olduğumuz her şeyi onlara verdik.

私達が持っているものを全て彼らにあげました。

Burada sahip olduğumuz tek şey budur.

今のところこちらだけになります。

Sahip olduğumuz bu dünyayı korumak istiyoruz.

守りたい世界がある。

Çalışıyor olduğumuz zor şartları anlayacağınızı umuyoruz.

こちらの事情をお察しいただけると助かります。

Peki bizim sahip olduğumuz kaynaklara sahip olmayanlar?

私たちのような資源を持っていない国は どうするのでしょうか?

Açlığın eşiğinde olduğumuz zaman, onlar hayatlarımızı kurtardı.

餓死寸前でいるところを、彼らは私達の命を救ってくれた。

Yaşamın en iyi zamanı genç olduğumuz zamandır.

人生で一番よいときは、我々が若いときです。

Veya mutsuz olduğumuz zaman suçu onlara yüklediğimiz sürece

あるいは不幸を 他人や状況のせいにしている限り

Ve bildiğimiz, olduğumuz ve oluştuğumuz her şey yaratıldı.

私たち自身や私たちを形作るもの 知っているものすべてが創造されたのです

Bu sadece bağlı olduğumuz hikâyeler için geçerli değil

そして 私たちにしっくりくるのは ただの一般的な物語ではなく

Ve en çok rahatsız olduğumuz ve merak ettiğimizde,

そして苛立ちや好奇心が 頂点に達したときにこそ

Aynı vilayetten olduğumuz için onunla iyi anlaşacağıma eminim.

私はきっと彼と気が合うと思います。私たちは同じ県の出身だから。

O, şimdiye kadar sahip olduğumuz tek erkek evlat.

後にも先にもたった一人の息子だ。

Vücudumuzun bilgeliği. Tükürük sürekli sahip olduğumuz sıradan bir şey

我々の体にある 平凡なものが―

Sahip olduğumuz sınırlı zamanda üçünü birden yakalama şansımız var.

限られた時間で 全種類をとらえられるだろう

Peşinde olduğumuz şey bu. Tamam, bu iyi bir buluş.

これが欲しかった よかったよ

Sahip olduğumuz beden ve akılla başa çıkmanın yollarını bulmalıyız.

現在の心身の状態を管理する 必要があります

"Hey sahip olduğumuz başarıdan daha iyisini yapabilecek var mı?

「誰か私たちより 良いアイデアがあるかい?

Sözde ''kötü duygular''a sahip olduğumuz için kendimizi yargıladığımızı

悲しさや怒りや深い哀しみなどについて

Biz dışarıda olduğumuz sürece bebeğimize bakacak birine ihtiyacımız var.

私たちが留守の間、赤ちゃんを見てくれる人が必要である。

Karşı karşıya olduğumuz en büyük risklerden biri olduğu konusunda uyardı.

私たちの文明が直面する 存亡に関わる 最大級の脅威だと警告します

Ve nerede olduğumuz ve ne gördüğümüze dair anlayışımızı da yeniden şekillendiriyor.

私たちの立場や見ているものの理解を 再構成する強力な手段なのです

- Sanırım yapmak zorunda olduğumuz her şeyin arkasında yapmak istediğimiz bir şey vardır.
- Sanırım yapmak zorunda olduğumuz her şeyin arkasında yapmak istediğimiz bir şey var.

私達がしなければならないことそれぞれの背後には自分たちがしたい何かがあると思うんだ。

Bizim görüşümüz sahip olduğumuz bir fikirdir; inancımız bize sahip olan bir fikirdir.

意見は人が掌握し、信念は人を掌握する。

Önceden başardiğımız yarın başarabileceğimiz ve başarmak zorunda olduğumuz için bize ümit verir.

我々がすでに達成していることは明日に何ができるか、何をしなくてはならないかについて、我々に希望を与える。

Er ya da geç, şu an sahip olduğumuz TV çok eski bir model olduğu için yeni bir televizyon almak zorunda kalacağız.

遅かれ早かれ、新しいテレビを買わなければならないでしょう、今の私たちのテレビはとても古い型ですから。