Translation of "Dair" in Japanese

0.009 sec.

Examples of using "Dair" in a sentence and their japanese translations:

İyi bir gün geçirmemize dair

良い日であった理由に

Kim olduğumuz hissine dair yabancılaşır

自分がどういう人間かを 固定化してしまい

Onun kovulduğuna dair söylentiler var.

彼が解雇されたといううわさが広まっている。

Başaracağına dair biraz ümit var.

- 彼が成功する見込みは少しはある。
- 彼が成功する望みはほとんど無い。

O, içmeyeceğine dair yemin etti.

彼女は酒をやめると誓った。

Kim, ne ve nerede olduğumuza dair

自分自身をあまり 良く思えない時が

Kanserimi eteri yağlarla nasıl iyileştireceğime dair

精油を使った癌治療の方法など

Benim gibilerin iş yapmadığına dair uyarmıştı.

私のような容姿の人間は ハリウッドでは成功しないと

Nasıl işlediğine dair fikirlerimizi ortaya çıkardı.

刑事司法制度はどういう仕組みで働くのか

Doğuştan daha üstün olduğuna dair görüşler

他の集団よりも 本質的に優れていると信じたり

Ufukta, yağmur yağacağına dair belirtiler var.

‎地平線に雨雲が見える

Ve siyahiliğe dair hiçbir duygu yok.

黒人の貢献が意識されていません

Oyların nasıl verilebileceğine dair tüm olasılıklar

投票の 授与 方法のすべての可能性を

Yağmur yağacağına dair bir önsezim var.

雨が降るような気がする。

Niçin ayrılmak istediğine dair fikrim yok.

なぜあなたがそれを手放したがっているのかどうしても分からない。

Adamın öldürüldüğüne dair bir olasılık var.

その男は殺された可能性がある。

Onun evlendiğine dair bir söylenti var.

彼女が結婚したといううわさがある。

Niçin gelmediğine dair bir açıklama yapmadı.

彼はなぜ欠席していたかを説明しなかった。

Başaracağına dair küçük bir şans var.

彼が成功する見込みは少しはある。

Onun dürüst olduğuna dair güvenim var.

私は彼の正直さを確信している。

Onun sırrı bildiğine dair izlenimim var.

彼がその秘密を知っているような気がする。

Ne olduğuna dair biraz fikrim var.

何があったのかいくらか想像はつきます。

O, bana geleceğine dair söz verdi.

彼女は私に来ると約束したよ。

Bugün geleceğime dair ona söz verdim.

私は今日来ますと彼に約束しました。

Hayatta olduklarına dair biraz ümit var.

彼らが生きているという望みはほとんどない。

Ne aradığına dair hiçbir fikrim yok.

- あなたが何を探しているのか見当もつかなかった。
- あなたが何を求めているのかさっぱり分からなかった。

Kimseye söylemeyeceğine dair bana söz verdi.

彼は誰にも言わないと私に約束した。

Tek başına geleceğine dair fikrim var.

私はかれが一人で来ると思ったんです。

Geç kalmayacağıma dair sizi temin ederim.

遅刻しない事、うけあい。

Bunu olacağına dair hiçbir fikrim yoktu.

まさかこれが起こるだろうだなんて、思いもしませんでした。

Bunun olabileceğine dair bir hissim vardı.

虫の知らせがあった。

Verideki değişim oranlarına dair herhangi bir argümanı

データ内の変化率についての議論を

Her zaman düşüş olduğuna dair kendinizi kandırırsınız.

バラ色に染まった昔のイメージと 見比べるなら

Mütemadiyen, yaklaşan kayba dair hislerini dinledik, hissettik.

彼らの話から一貫して伝わったのは 差し迫った喪失感でした

Hem de umuda dair neden teşkil ediyor.

希望を持つ理由を 与えてくれます

Geleceğe dair deniz seviyesi yükselme kavrayışımız iyi

将来海水面がどれぐらい上昇するかについて 私たちはよく理解していますが

Düşündüğüne dair söylentilerin başladığı Porto'yu işgal etti .

になりたいと考えているという噂が始まりました 。

Var olduğuna dair çok açık kanıtlarımız var.

暗黒物質が存在することには 明確な証拠があります

Hastanın iyileşeceğine dair kesin bir şey söyleyemem.

患者が確かに直るとは私は申しません。

Bunun ne olduğuna dair bir fikrim var.

それが何かぼくにはわかっている。

Vadide altın bulunduğuna dair bir söylenti var.

その谷で金が見つかったといううわさがある。

Onun seçileceğine dair iyi bir olasılık var.

- 彼は当選の見込みが十分ある。
- 十中八九彼が選ばれるだろう。

Onun haklı olduğuna dair bir hissim var.

彼はどうやら正しいようだ。

Yakında geri geleceğine dair bana söz verdi.

彼はすぐにここに戻ると私に約束した。

Onun geleceğine dair bir umut var mı?

彼が来る見込みはありますか。

Onun iyileşeceğine dair bir şans var mı?

- 彼が回復する見込みはあるのだろうか。
- 彼が回復する見込みはあるでしょうか。

Kaptan bize tehlike olmayacağına dair güvence verdi.

船長は危険はないと我々にはっきりと言った。

Onun istifa ettiğine dair bir söylenti var.

彼が辞職したという噂がある。

Onun geldiğine dair herhangi bir uyarı almadım.

- 彼女が来るという知らせは受けてない。
- 彼女が来るという知らせは一切受け取っていません。
- 彼女が来るという知らせは何も受け取っていません。

Çocuk hırsızları vazgeçtiklerine dair hiçbir belirti göstermediler.

誘拐犯は降参する気配を見せなかった。

Onun bugün geleceğine dair bir fikrim var.

彼女は今日来るような気がする。

Onun bugün geleceğine dair bir hissim var.

- 彼女は今日来るような気がする。
- 今日彼女が来るような気がする。

Onun geleceğine dair bir ihtimal var mı?

彼が来る見込みはありますか。

Herhangi birine söylemeyeceğine dair bana söz verdi.

彼は誰にも言わないと私に約束した。

Tom'un bunu yaptığına dair hiçbir kanıtımız yok.

トムがやったという証拠は何もない。

Beni görmek istediğine dair bir mesaj aldım.

あなたが私に会いたいとの伝言を受け取りました。

Okulun yakıldığına dair haberler şehirde hemen yayıldı.

校舎が全焼したという知らせはすぐに町中に伝わった。

Onun sırrı bildiğine dair bir izlenimim var.

彼がその秘密を知っているような気がする。

Mary piyango kazandığına dair bir rüya gördü.

- メアリーは宝くじに当たる夢を見た。
- メアリーは宝くじに当選する夢を見た。

Polis, adamın suçu işlediğine dair kanıt buldu.

警察はその男が犯人だという証拠をつかんだ。

Geçmişe dair bildiğim iyi bir şey yok.

私の過去なんて知ってもいいことないよ。

Ekonominin gelişeceğine dair önemli bir iyimserlik var.

経済が好転するだろうという楽観論がかなりある。

Tom'un tutuklanacağına dair küçük bir olasılık var.

トムが逮捕される可能性がないこともない。

- Onun kim olduğuna dair hiç fikrin var mı?
- Onun kim olduğuna dair bir fikrin var mı?

あの人誰だかわかりますか。

Amerikan rüyasına dair toplumsal standardımıza göre, Amerikan rüyasını

つまり アメリカンドリームの追求を 英雄的行為とする―

Ben de erkekliğin nasıl olduğuna dair parçaları birleştirip

だから私は麻薬の売人や ギャングを自分の手本にして

Ihtişamlı olduğuna dair yeni bir değerlendirme ile ayrılırsınız.

ご自分の脳の素晴らしさを 改めて感じてくださればと思います

Fakat kadın vücuduna dair tıbbi cehalet devam ediyor.

でも医学は女性の体について 未だに無知なのです

De başını belaya sokabileceğine dair işaretler zaten vardı .

が彼をトラブルに巻き込む可能性もありました。

Banka, paramızın güvende olduğuna dair bize güvence verdi.

銀行は我々の金が安全なことを確約した。

Ne yapacağıma dair en ufak bir fikrim yok.

- 何をしたらよいのかまったくわからない。
- どうしたらいいんだか、さっぱり分からないよ。

Neler olduğuna dair detaylı bir açıklamaya ihtiyacımız var.

何が起きたのか詳しく知りたい。

Onun masum olduğuna dair sıkı bir inancım var.

- 僕は彼の無実を堅く信じている。
- わたしは彼の無実を固く信じている。

Onlara ne ölçede güvenebileceğime dair bir fikrim yok.

どの程度まで彼らを信じてよいのかわからない。

Firmanın iflas edeceğine dair başka bir söylenti var.

その会社は倒産しそうだという別の噂が広まっている。

Onun masum olduğuna dair avukatın güçlü kanıtları var.

弁護士は彼女が潔白だという有力な証拠を握っている。

O, Amerikan tarihine dair bir ders kitabı okuyordu.

彼はアメリカ史の教科書を読んでいた。

Onun başarılı olacağına dair ufak bir umut var.

彼の成功の望みはほとんどない。

Onun istifa edeceğine dair bir ihtimal var mı?

彼が就職する可能性はありますか。

Bir şey olacağına dair içimde bir his var.

もうすぐ何かが起こりそうな気がする。

Onun bugün geleceğine dair içimde bir his var.

彼女は今日来るような気がする。

Onun seçimi kazanacağına dair neredeyse hiç umut yok.

彼が選挙に勝つ望みはほとんどない。

Bir bambu bisikletin nasıl yapıldığıma dair yönergeler aldık.

私たちは竹かごの作り方を教わった。

Şu anda nerede olduğuna dair bir fikrim yok.

彼が現在どこにいるのか、ぼくにはさっぱりわからない。

Onun beni terk edeceğine dair bir şüphem vardı.

私は彼が去っていくのではないかと思った。

Kim olduğuma dair hiçbir fikrin yok değil mi?

- 私のこと全然分かってないよね?
- お前、俺のこと全く分かってないよな?

Onun zamanında geleceğine dair küçük bir umut var.

彼女が時間どおりにやってくる望みはほとんどない。

Ne yapmaya niyet ettiğime dair bir fikri yok.

私が何をするつもりなのか彼女は知らない。

Daha önce burada bulunduğuma dair bir hisse sahibim.

私は以前ここへ来たことがあるような気がする。

O başka bir yalan söylemeyeceğine dair söz verdi.

彼はもう二度と嘘はつかないと約束した。

Tekrar yalan söylemeyeceğine dair lütfen bana söz ver.

二度とうそをつかないと私に約束してください。

Tom'un ne hakkında konuştuğuna dair hiçbir ipucum yok.

トムが一体何の話をしているのか、私にはさっぱり分からない。

O zamanı olmadığına dair şikayet etmeye devam ediyor.

彼女は時間がないといつも不平たらたらだ。

John ve Sue'nun evleneceğine dair bir söylenti var.

ジョンとスーが結婚するだろうとのうわさがある。

Bu Japonca diline dair sosyo-linguistik bir çalışmadır.

これは日本語についての社会言語研究である。

Onun başarılı olacağına dair küçük bir ümit var.

彼の成功の望みはほとんどない。

Tom'un herkesin neden güldüğüne dair hiçbir fikri yoktu

トムはなぜみんなが笑っているのか分からなかった。

Tom'un önümüzdeki olimpiyatlara katılıp katılamayacağına dair şüpheler var.

トムが次のオリンピックに出場できるかどうかは微妙だ。

Büyük avcıların daha önce orada bulunduğuna dair işaretler var.

大きな捕食動物(ほしょくどうぶつ)がいたという 印(しるし)があった