Translation of "Oğluna" in Japanese

0.008 sec.

Examples of using "Oğluna" in a sentence and their japanese translations:

O, oğluna kızmıştı.

彼は息子に腹を立てていた。

O oğluna baktı.

彼女は息子の面倒をみた。

Bazen oğluna yazar.

彼女は時々息子に手紙を書く。

- O, zaman zaman oğluna yazar.
- Zaman zaman oğluna yazar.

彼女は時々息子に手紙を書く。

O, oğluna doktor çağırttı.

彼女は息子に医者を呼びに行かせた。

O, oğluna yüzmeyi öğretti.

彼は息子に泳ぎ方を教えた。

Tüm bilgisini oğluna iletti.

彼は息子にすべての知識を伝えた。

Onun oğluna ne oldu.

彼の息子はどうなったか。

Onun oğluna ne oldu?

彼女の息子はどうなりましたか。

O, işi oğluna devretti.

- 彼は息子に商売を譲った。
- 彼は事業を息子に譲った。
- 彼の事業を息子に譲った。

Arada sırada oğluna yazar.

彼女は時々息子に手紙を書く。

Tüm mülkiyetini oğluna bağışladı.

彼は全財産を息子に譲り渡した。

- Bay Brown oğluna Çince öğrettirdi.
- Bay Brown oğluna Çince öğretti.

ブラウン氏は息子に中国語を習わせた。

- O oğluna çok fazla para veriyor.
- Oğluna çok fazla para verir.

彼女は息子にあまりにも大量のお金を与えた。

Oğluna bir dakika beklemesini söyledi.

彼女は息子にちょっと待つように言った。

Oğluna büyük bir servet bıraktı.

彼は息子に大きな財産を残した。

O, oğluna bir sandalye yaptı.

彼は息子に椅子を作ってやった。

O, tüm bilgisini oğluna aktardı.

彼は息子にすべての知識を与えた。

O, oğluna bir servet bıraktı.

彼は息子に一財産を残して死んだ。

O, oğluna James adını verdi.

彼は息子をジェームズと名付けました。

Biz onun oğluna Jimmy diyoruz.

私たちは彼の息子をジミーと呼ぶ。

Tom oğluna bir servet bıraktı.

トムは息子に財産を遺した。

O, oğluna bir kamera aldı.

彼女は息子にカメラを買ってあげた。

O, oğluna bir sürü hediye bıraktı.

彼女は息子に多額のお金を残して亡くなった。

O oğluna ilginç bir hikaye anlattı.

彼は息子におもしろい話をしてやった。

O, işini oğluna devretmeye karar verdi.

彼は息子に仕事を譲ることに決めました。

Oğluna hatırı sayılır bir servet bıraktı.

彼は息子に相当の財産を残した。

O, oğluna bir kamera satın aldı.

彼は息子にカメラを買ってやった。

Tom oğluna büyük bir servet bıraktı.

トムは息子に莫大な財産を残した。

O oğluna öğüt vermeseydi o başarılı olmazdı.

彼女が息子に助言しなかったら、息子は成功していなかっただろう。

O, oğluna yeni bir ev inşa etti.

彼は息子に新しい家を建ててやった。

Bay Jones yaşlandığı zaman, işini oğluna devredecek.

ジョーンズ氏は年をとったら事業を息子に譲り渡すつもりだ。

Onun oğluna yeni bir takım elbise yaptım.

私は息子に新しいスーツを作ってやった。

Doktordan ertesi gün tekrar gelip oğluna bakmasını istedi.

明日もう一度息子を往診してくれるように、彼女は医師に頼んだ。

Kendi babasının anısına hürmeten oğluna John adını verdi.

彼は自分の父親の名前にちなんで息子にジョンと命名した。

Oğluna her zaman kendi bildiğini okumasına izin vermemelisin.

息子にわがままさせてはいけないよ。