Translation of "Yüzmeyi" in Japanese

0.006 sec.

Examples of using "Yüzmeyi" in a sentence and their japanese translations:

Yüzmeyi severim.

私は水泳が好きだ。

Yüzmeyi seviyorum.

- 水泳は大好きです。
- 泳ぐのが大好きなんだ。

- Ben yüzmeyi eğlenceli buluyorum.
- Yüzmeyi eğlenceli bulurum.

泳ぐことは私にとって楽しい。

Havuzda yüzmeyi sevmiyorum.

私はプールで泳ぐのは好きではない。

Yüzmeyi eğlenceli bulurum.

泳ぐことは私にとって楽しい。

Tom yüzmeyi sever.

- トムは泳ぐことが好きです。
- トムは泳ぐのが好きです。

O yüzmeyi öğrendi.

- 彼は泳げるようになった。
- 彼は泳ぎ方を習った。

Ben yüzmeyi biliyorum.

私は泳ぎ方を知っている。

O yüzmeyi sever.

- 彼は泳ぐのが好きです。
- 彼は水泳が好きです。

Ben yüzmeyi seviyorum.

私は泳ぐことが好きです。

Havuzlarda yüzmeyi sevmiyorum.

私はプールで泳ぐのは好きではない。

Sana yüzmeyi öğreteceğim.

君に泳ぎ方を教えよう。

O, yüzmeyi öğrendi.

彼は泳ぎ方を習った。

O yüzmeyi seviyor.

彼は泳ぐのが好きです。

Yüzmeyi sever misin?

- 君は水泳が好きですか。
- 水泳は好きですか?
- 水泳好きなの?

O yüzmeyi öğreniyor.

彼女は水泳を教わっている。

Yüzmeyi çok severim.

泳ぐのがとても好きなんです。

Gerçekten yüzmeyi sevmiyorum.

水泳が本当に嫌いなの。

Gerçekten yüzmeyi seviyorum.

- 水泳は大好きです。
- 泳ぐのが大好きなんだ。

- Yüzmeyi kaymaya tercih ederim.
- Yüzmeyi kayak yapmaya tercih ederim.

私はスキーより水泳の方が好きだ。

O yüzmeyi hiç beceremez.

かなづちと同様に彼は泳げない。

O, oğluna yüzmeyi öğretti.

彼は息子に泳ぎ方を教えた。

Adaya yüzmeyi zor buldu.

彼はその島まで泳いでいくのは難しいと思った。

Biz okyanusta yüzmeyi severiz.

私達は海で泳ぐの好きだ。

Ben havuzlarda yüzmeyi sevmiyorum.

私はプールで泳ぐのは好きではない。

O, bana yüzmeyi öğretti.

- 彼は私に泳ぎ方を教えてくれた。
- 彼は泳ぎを教えてくれた。

Yüzmeyi ve basketbol oynamayı severim.

水泳とバスケットボールが好きです。

Yüzmeyi öğrenmek bir çocuk oyuncağı.

泳ぎを身につけるのは簡単なことだ。

Yüzmeyi öğreninceye kadar suya yaklaşma.

泳ぎ方を覚えるまで、水に近寄ってはいけません。

O yaz aylarında yüzmeyi seviyor.

彼は夏に泳ぐのが好きだ。

O, yaz mevsiminde yüzmeyi sever.

彼は夏に泳ぐのが好きだ。

Günümüzde çocuklar okulda yüzmeyi öğrenmektedirler.

このごろは子供は学校で泳ぎを習う。

Tom bana yüzmeyi sevmediğini söyledi.

トムは泳ぐのが好きでなかったと僕に言った。

Tom kimle birlikte yüzmeyi planlıyordu?

- トムは誰と泳ぎに行く予定だったの?
- トムって誰と泳ぎに行くつもりだったの?

Yüzmeyi seviyorum, ama burada yüzmek istemiyorum.

水泳は好きだけど、ここでは泳ぎたくない。

- Yüzmeyi sever misin?
- Yüzmeye düşkün müsün?

- 君は水泳が好きですか。
- 水泳は好きですか?
- 水泳好きなの?

Yaşlı adam beş kilometre yüzmeyi denedi.

その老人は5キロ泳ごうとした。

Buz gibi suda yüzmeyi denemesi çılgınlıktı.

氷のように冷たい水の中で泳ごうとするなんて彼も無茶なことをした物だ。

O, yüzmeyi her şeyden çok sever.

彼はとりわけ水泳が好きです。

Yüzmeyi ve balık yakalamayı öğrenme vakitleri geldi.

‎泳ぎと狩りを ‎学ぶ時期になった

- Nehri yüzerek geçebildik.
- Biz nehirde yüzmeyi başardık.

私達はやっとのことでその川を泳いで渡ることができた。

Bazı bebekler bir yaşından önce bile yüzmeyi öğrenirler.

一部の赤ん坊は、1歳になる前に泳げるようになる。

- Okyanusun yanında yaşar ama yüzemez.
- Okyanusun yanında yaşar ama yüzmeyi bilmez.

海の近くに住んでいるのが、彼女は泳げない。

- O, kumsalın yanında yaşıyor ama yüzemez.
- O, kumsalın yanında yaşar ama yüzmeyi bilmez.

海の近くに住んでいるのが、彼女は泳げない。

- Nasıl yüzeceğimi biliyorum ama nehirde yüzmeyi sevmiyorum.
- Ben nasıl yüzüleceğini biliyorum ama nehirde yüzmekten hoşlanmıyorum.

泳ぎかたは知っているが、その川では泳ぎたくないんだ。