Translation of "Komik" in Japanese

0.009 sec.

Examples of using "Komik" in a sentence and their japanese translations:

Komik değil.

笑い事じゃない。

Komik hissediyorum.

なんとなく変な気分。

Bu komik.

変なの!

Bu komik değil.

- 笑い事じゃないよ。
- 笑い事じゃない。

Komik değil bence.

それは笑い事じゃないと思う。

Ne çok komik?!

何がそんなに面白いの?!

Tom komik miydi?

トムは面白い人だった?

Şapkası komik görünüyordu.

彼女の帽子はおかしかった。

- Bunun neden komik olduğunu düşünüyorsun?
- Sence bu neden komik?

何でこれをおかしいと思うの?

Şimdi, komik olan şu.

ここで面白いことが起きています

Şapka içinde komik görünüyorsun.

その帽子じゃ格好が悪いよ。

Bu fıkra komik değil.

その冗談はおかしくない。

O şapkayla komik görünüyorsun.

- その帽子じゃ格好が悪いよ。
- その帽子だと変だよ。

Oyundaki komik sahneler abartılıydı.

劇のこっけいな場面はやり過ぎであった。

Tom Mary'den daha komik.

トムはメアリーより面白い。

O komedyen çok komik.

あの喜劇役者は大変こっけいだ。

Onun komik bir yüzü var.

彼女はおかしな顔をしている。

Onun şapkası çok komik görünüyordu.

- 彼女の帽子は、とてもおかしかった。
- 彼女の帽子はとても変に見えた。
- 彼女の帽子はとてもへんてこりんだった。

Palyaço komik bir yüz yaptı.

道化師はこっけいな顔をした。

O kadar komik olan nedir?

何がそんなにおかしいの?

Tom çok komik bir adamdı.

トムはとても面白い男だった。

O komik bir hikaye anlattı.

- 彼はこっけいな話をした。
- 彼は面白い話をした。

Bence bu çok komik değil.

あれがそんなに面白いなんて思わない。

Geçen Pazar komik bir film izledik.

先週の日曜日におかしな映画を見た。

Öğretmen bize komik bir hikaye anlattı.

その先生は私たちにおもしろい話をしてくれた。

Dün gece komik bir rüya gördüm.

昨夜おかしな夢を見ました。

Benim bu şekilde hissetmemi komik buluyor musunuz?

俺がそんなこと考えたらおかしいかい。

Bu şimdiye kadar duyduğum en komik şaka.

それは私がこれまでに聞いた最もおかしい冗談だ。

- Hiç komik değil.
- Gülecek bir şey yok.

笑い事ではまったくない。

Tom bunu Mary'nin bulduğu kadar komik bulmuyor.

トムはメアリーが思っているほどこれを面白いとは思わない。

O, komik bir hikaye ile bizi neşelendirdi.

彼はおもしろい話で私達を楽しませた。

Tom'un komik bir gülmesi var, değil mi?

トムって変な笑い方するよね。

Ona okumak için komik bir kitap verdim.

私は彼女に読むための漫画の本をあげた。

Bu elbise komik görünebilir ama onu seviyorum.

このドレスは変にみえるかもしれないが私は気に入っている。

Oğlum komik hikayelerin anlatıcısı olmak için çalıştı.

私の息子は落語家になろうとした。

O o kadar komik görünüyordu ki gülmekten kendimi alamadım.

彼がとてもおかしな姿に見えたので、笑わざるをえなかった。

- Bana gülünmesine alışkın değilim.
- Komik duruma düşmeye alışık değilim.

- 人から笑われるのに慣れていない。
- 笑いものにされるのは好きじゃない。

Üzgünüm, ben biraz sarhoşum, bu yüzden komik şeyler söylüyor olabilirim.

ごめん、酔ってるから支離滅裂なこと言ってるかも。

O ona bir fıkra anlattı fakat o komik olduğunu düşünmedi.

彼女は彼に冗談を言ったが、彼はそれがおもしろいとは思わなかった。

O bize öylesine komik bir hikaye anlattı ki biz hepimiz güldük.

- 彼はとても面白い話をしたのでわれわれは皆笑った。
- 彼がとても滑稽な話をしたので、私たちはみんな笑った。

Komik değil! Ne kadar endişeli olduğuma dair bir fikrin var mı?

笑い事じゃねえよ。俺がどんだけ心配したと思ってんだよ。

Baba, birbirimize komik yüz hareketleri yapalım ve kim gülmeden en uzun durabilecek görelim.

パパ、わたしとにらめっこしようよ!

- Senin yaşında böyle giyersen kendini komik duruma düşürürsün.
- Senin yaşında böyle giyersen kendini aptal yerine koyarsın.

あんたの年齢でそのような服を着なければ、あなたは笑いものになります。