Translation of "Kavga" in Japanese

0.004 sec.

Examples of using "Kavga" in a sentence and their japanese translations:

- Onlar kavga ediyorlar.
- Onlar kavga ediyor.
- Kavga ediyorlar.

彼らは戦っている。

- Onlar kavga ediyorlar.
- Kavga ediyorlar.

彼らは戦っている。

Kavga etme.

- ケンカしないで。
- 喧嘩すんな。
- 喧嘩するなよ。

Sokakta kavga ediyorlardı.

通りで二人が取っ組み合いのけんかをしていた。

Kimle kavga ediyorsun?

喧嘩の相手はだれですか。

Kardeşler kavga etmemelidir.

兄弟はけんかをしてはいけない。

O benimle kavga çıkardı.

彼の方から喧嘩を吹きかけてきた。

Kavga çıkarmaya mı çalışıyorsun?

けんか売ってんの?

Onlar durmadan kavga eder.

彼らは絶えずけんかばかりしていた。

Bir kavga var mıydı?

喧嘩があったの?

Neden kavga ettiklerini bilmiyorum.

- 私は彼らのけんかの理由は知らない。
- あいつらのケンカの理由なんて知らないよ。

Her buluştuklarında kavga ederler.

会えば必ず喧嘩する。

Tom'la kavga mı ediyordun?

トムと喧嘩してたの?

Kaderle kavga etmenin faydası yoktur.

運命に文句を言ってみたところで始まらない。

Kavga iki ailenin arasını açtı.

そのいさかいは両家の間に深い溝を残した。

Patronuyla kavga etmemesi gerektiğini biliyor.

彼は上司とけんかをするほど愚かではない。

Sokakta iki adam kavga ediyordu.

二人の男が通りでけんかをしていた。

Bir grup delikanlı kavga ediyordu.

若者の一団がけんかをしていた。

Tartışma kavga ile sona erdi.

- 論議は最後に喧嘩になった。
- 議論は最後に喧嘩になった。
- 議会はさいごにけんかになった。

Bak! İki çocuk kavga ediyor.

見てごらん。2人の男の子がけんかしている。

Tom ve Mary kavga ediyorlar.

トムとメリーは喧嘩している。

Ken ile kavga ettin mi?

ケンとけんかしたのか。

Tom'la artık kavga etmek istemiyorum.

トムともっとケンカしたくない。

Joan ile kavga ettiğini mi söyledin?

あなた、ジョーンと喧嘩したんですって?

Tom son zamanlarda kimseyle kavga etmedi.

トムは最近誰ともけんかをしていない。

Sen ve Tom kavga mı ettiniz?

トムと喧嘩してたの?

Tom ve Mary sürekli kavga ederler.

トムとメアリーはしょっちゅうケンカしてる。

Polis kavga eden iki adamı ayırdı.

- 警官は取っ組み合いをしている二人の男を引き離した。
- 警官はもめていた男性二人を引き離した。

- Kardeşler kavga etmemelidir.
- Erkek kardeşler tartışmamalı.

兄弟はけんかをしてはいけない。

Tom ve Mary hep kavga eder.

トムとメアリーはしょっちゅうケンカしてる。

Amerikalılarla kavga eden Almanlar ve Rusları düşünüyorum.

かつてドイツ人とロシア人が アメリカ人と戦った事はご存知ですよね

İki kız kardeş birbirleriyle sürekli kavga ediyorlar.

その姉妹はいつも言い争ってばかりいた。

Onlar kedi ve köpek gibi kavga ediyorlar.

- 彼らは熱烈にいがみ合っている。
- 彼らは、猛烈にいがみあっている。

O kavga etmek için yanlış adamı seçti.

相手が悪かったな。

Bizim kedimiz başka birinin kedisiyle kavga etti.

うちの猫はよその猫と喧嘩した。

Benimle kavga etmek için bir bahane buldu.

あいつに因縁を付けられた。

Davout, beceriksiz bulduğu Mareşal Murat ile kavga ettiğinde,

ダヴーが無能だと見なしたムラト元帥と列を作ったとき、

Aslında Tom ve John'u hiç kavga ederken görmedim.

私はトムとジョンの喧嘩を実際に見たことがなかった。

Tom ve Mary hemen hemen her gün kavga ederler.

トムとメアリーは毎日のように喧嘩している。

- Kavga etmekten başka alternatifimiz yoktu.
- Mücadele etmekten başka seçeneğimiz yoktu.

我々には闘うしか道はなかった。