Translation of "Kalması" in Japanese

0.004 sec.

Examples of using "Kalması" in a sentence and their japanese translations:

Onun geç kalması olasıdır.

十中八九彼は遅れるだろう。

Geç kalması kişisel özelliğidir.

遅刻するのはいかにも彼らしい。

Tom'un kalması gerektiğini düşünüyorum.

トムはここにいる方がいいと思っている。

Ona kalması için yalvardı.

彼女は彼にいてほしいと頼み込んだ。

Yaşlı insanların güçlü kalması önemlidir.

老人は丈夫であることが大切である。

Onun yine geç kalması muhtemeldir.

彼はまた遅刻しそうだ。

Öğrencilerin şüpheli yerlerden uzak kalması bekleniyor.

学生たるものはいかがわしい場所にちかづかない方がよい。

Olduğu yerde kalması için ısrar etti.

彼女は、彼にぜひ今いる所に留まってほしいと言った。

Bazı şeylerin söylenmeden kalması daha iyidir.

言わぬに越したことはない。

Burada kalması gereken bir adam arıyorum.

私はここに住んでいることになっている男性を探しています。

Bu yüzden kendisinin anonim olarak kalması gerekiyor.

匿名にするよう 頼まれたからです

Doktor onun yatakta kalması konusunda ısrar etti.

医者は、彼が寝ているようにと強く言った。

Onun hayatta kalması için her şeyi denedim.

- 何とか生きてほしいと全力を尽くした。
- 彼の命を救おうと手段を尽くした。

Orada daha uzun kalması için ısrar ederler.

彼らは、彼女がもっと長くそこに滞在するようにと主張するだろう。

Oraya gitmek için yol boyunca ayakta kalması söylendi.

彼はそこへ行くのにずっと立ったままでいるようにと言われた。

Ben geç kalmışken, otobüsün geç kalması çok şarttı.

急いでいる時に限ってバスが遅れる。

Sanırım Alice'in böyle uzun süre sessiz kalması tuhaf.

アリスがそんなに長い間黙っているなんて変だと思う。

O kadar geç kalması için hangi nedeni gösterdi?

私達はそんなに遅れたことにどんな理由をいったのか。

O, biraz daha uzun kalması için ona yalvardı.

彼女は彼に、もう少し長くいて欲しいと頼み込んだ。

Keşke Tom'u kalması için nasıl ikna edebileceğimi çözebilsem.

トムに留まってもらうように説得する方法を見つけ出せたらいいのだけど。

Bu genç sürünün hayatta kalması baş dişi aslana bağlı.

‎群れの運命を握るのは ‎頼れるメスだ

- Onun gitmesi ya da kalması umurumda değil.
- İster gitsin ister kalsın umurumda değil.

彼が行ってしまおうといようと私は平気だ。

Bir zamanlar terörist bir gruba katıldığını Mary'ye itiraf etmek zorunda kalması Tom'u cesaretlendirdi.

自分がかつてテロ集団の一員であったことをメアリーに打ち明けるのに、トムはありったけの勇気を振り絞らなくてはならなかった。

Deniz seviyesinin altında olan toprakları su basacak. Bu, insanların evsiz kalması ve ürünlerinin tuzlu su tarafından tahrip edileceği anlamına gelir.

海抜の低い土地は水浸しになるだろう。このことは、人々が住むところがなくなり、農作物は塩水によって損害を受けることを意味する。