Translation of "Hoşlanmaz" in Japanese

0.004 sec.

Examples of using "Hoşlanmaz" in a sentence and their japanese translations:

O, futboldan hoşlanmaz.

彼女はサッカーが好きではありません。

Tom satrançtan hoşlanmaz.

トムはチェスが好きではない。

Babam müzikten hoşlanmaz.

私の父は音楽が好きではありません。

O, tenisten hoşlanmaz.

彼はテニスが好きではありません。

O, bu konserden hoşlanmaz.

彼はこのコンサートが好きではない。

Hayır. O, sudan hoşlanmaz!

いいや。あいつは水がキライなんだ。

Tom burada çalışmaktan hoşlanmaz.

トムはここで働くことが好きでは無い。

Tom evde kalmaktan hoşlanmaz.

トムは家にいるのが好きじゃない。

Tom pokerden hiç hoşlanmaz.

トムさんはポーカーが全然好きじゃないんです。

Tom yalnız çalışmaktan hoşlanmaz.

トムは一人でやるのが嫌いだ。

Annem benim TV izlememden hoşlanmaz.

私の母は私がテレビを見るのを好まない。

Hiç kimse kendisine gülünmesinden hoşlanmaz.

- だれでも笑われるのは好きでない。
- 誰だって笑いものにされるのは嫌だよ。

Tom onun hakkında konuşmaktan hoşlanmaz.

- トムはそれについて話すのがやなんだよ。
- トムはね、それについて話すのが嫌なんだよ。

Tom siyaset hakkında konuşmaktan hoşlanmaz.

トムは政治に関する話は好まない。

Tom o konuda konuşmaktan hoşlanmaz.

- トムはそれについて話すのがやなんだよ。
- トムはね、それについて話すのが嫌なんだよ。

- Tom peyniri sevmez.
- Tom peynirden hoşlanmaz.

- トムはチーズが好きではない。
- トムはチーズが嫌いだ。
- トムはチーズが好きじゃない。

Kimse herkesin önünde alay edilmekten hoşlanmaz.

- 誰も人前でからかわれるのを好まない。
- 人前でからかわれるのは好きではない。
- だれも人前でからかわれたくはありません。

Öğretmenimiz, ders anlatırken öğrencilerinin soru sormasından hoşlanmaz.

私たちの先生は講義中に学生に質問されるのを嫌がる。

O kadar kötü birisi ki kimse ondan hoşlanmaz.

彼はとても悪い人なのでみなに嫌われている。

Tom senin vasat erkeğin değil. O birçok erkeklerin hoşlandığı şeylerden hoşlanmaz ve birçok erkeğin yapmaktan hoşlandığı şeyleri yapmaktan hoşlanmaz.

トムは普通の男とは違うぞ。彼は大概の男が好むことを好まないし、大抵の男なら喜んですることをやりたがらない。

Tom, sigara içilmesi yasak yerlerde sigara içen insanlardan hoşlanmaz.

トムは禁煙場所で喫煙する人が嫌いだ。

- Annem TV izlemeyi sevmiyor.
- Annem TV izlemeyi sevmez.
- Annem televizyon izlemekten hoşlanmaz.

私の母はテレビを見るのが嫌いです。

- Bill, babasının çok sigara içtiği gerçeğini sevmez.
- Bill babasının çok sigara içmesinden hoşlanmaz.

- ビルは父親がたばこをたくさん吸うのを嫌がっている。
- ビルは彼の父親がたくさんタバコを吸うのが好きではない。

Tom onlardan birinden her zaman soğuk algınlığı kapmaktan korktuğu için çocukların etrafında olmaktan hoşlanmaz.

トムは子どもの近くにいるのを好まない。というのは、そのうちの一人から風邪をうつされることをいつも恐れているからだ。