Translation of "Müzikten" in Japanese

0.008 sec.

Examples of using "Müzikten" in a sentence and their japanese translations:

Nancy müzikten hoşlanır.

ナンシーは音楽が好きです。

O müzikten anlar.

彼女は音楽がわかる。

Hangi müzikten hoşlanırsın?

どんな音楽が好き?

Pop müzikten hoşlanıyorum.

- 私はポップスが好きです。
- ポップスが好きです。

Babam müzikten hoşlanmaz.

私の父は音楽が好きではありません。

Biz müzikten hoşlanırız.

私たちは、音楽が好きです。

Ben müzikten anlamıyorum.

私は音楽がわかりません。

Ben müzikten etkilendim.

私はその音楽に感動しました。

Fakat müzikten ötürü odaklanamıyor.

音楽のせいで集中することはできません

Ben enstrümantal müzikten hoşlanırım.

- 僕は器楽曲が好きだ。
- 僕は器楽が好きだ。

O müzikten çok hoşlanır.

彼は音楽がたいへん好きである。

O müzikten çok hoşlanıyor.

彼女は音楽が大好きだ。

Genç insanlar popüler müzikten hoşlanır.

若い人はポップスが好きだ。

İngilizceyi müzikten daha çok seviyorum.

私は音楽よりも英語の方が好きです。

Cathy müzikten hoşlanıyor gibi görünüyor.

キャシーは音楽が好きらしい。

O kız o müzikten hoşlanır.

女の子は音楽が好きです。

Müzikten bahsetmişken, ne tür müzik seversiniz?

音楽といえば、君はどんな音楽がすきなの。

Kendimi pop müzikten vazgeçmiş gibi hissediyorum.

私はポップ・ミュージックはそろそろ卒業しようと思っているの。

O bana müzikten hoşlanıyor gibi geliyor.

私には彼が音楽好きに思える。

Müzikten hoşlanırım ve her gün dinlerim.

わたしは音楽が好きなので毎日それを聞きます。

Onlar sanki müzikten büyülenmiş gibi sessiz oturdular.

彼らはその音楽に魅せられたようにじっと座っていた。

Müzikten anlayan kim onun çalmasının iyi olduğunu söyleyebilirdi?

音楽のわかる人で誰が彼の演奏を良いと言えるだろうか。

Ben vokal müziği enstrümantal müzikten daha çok severim.

僕は楽器よりも声楽のほうが好きだ。

O, müzikten çok daha fazla dans etmeyi seviyor.

彼はダンスが好きだ、音楽はもっと好きだ。

O gerçekten klasik müzikten hoşlanır ve takdir eder.

彼はクラシック音楽をしみじみ聴くのが好きだ。

- Ann müziği çok seviyor.
- Ann müzikten çok hoşlanır.

アンは音楽が大好きだ。

Bazı kızlar o tür müzikten hoşlanıyor ve bazıları hoşlanmıyor.

女の子の中にはそういう音楽が好きな者もあれば、そうでない者もいる。

- Betty klasik müziği sever.
- Betty klasik müzik sever.
- Betty klasik müzikten hoşlanır.

- ベティはクラシックが好きだ。
- ベティはクラシック音楽が好きです。

- Müziği sevmesen bile, bu konserde eğleneceksin.
- Müzikten hoşlanmasan bile, onun konserini seveceksin.

たとえ君が音楽が好きでなくても、彼のコンサートを楽しめますよ。

Genellikle eğitimli insanlarda olduğu gibi o klasik müziği popüler müzikten daha çok seviyor.

- 教養のある人によくあることだが、彼はポップスより古典音楽が好きだ。
- 学歴のある人によく見られることだが、彼はポップスよりクラシックの方が好きだ。