Translation of "Görevi" in Japanese

0.008 sec.

Examples of using "Görevi" in a sentence and their japanese translations:

Görevi tamamlayamadım.

私はその仕事を終えることができなかった。

Görevi henüz bitirmedim.

まだ、その仕事を終えていない。

Görevi başardın mı?

仕事を成し遂げましたか。

Onun bir görevi var.

- 彼には役職がついている。
- 彼は役職についている。

Onun görevi çocuklara bakmaktı.

彼女の務めは子供たちの世話をすることであった。

Görevi yapmayı kabul etti.

- 彼はその仕事を承知した。
- 彼はその仕事を継承した。
- 彼はその職務を承諾している。

Sonuna kadar görevi taşımalısın.

最後までその仕事をやり遂げなければならない。

Bir kızın görevi itaattir.

娘のつとめは従うことにある。

Onlar görevi bize verdi.

彼らはその作業を私たちに割り当てた。

İlk görevi Saragossa Kuşatması'nı desteklemekti.

彼の最初の役割はサラゴサ包囲戦を支援することでした。

Sevmesen bile bu görevi almalısın.

たとえそれが嫌いでも、あなたはその世話を引き受けなければならない。

Onun görevi bütün mektupları yazmaktı.

彼女の仕事は手紙を全部タイプで打つ事でした。

Bana ofisi temizleme görevi verildi.

私は事務所を掃除する仕事を与えられた。

Görevi yapmak için onu atadılar.

彼らは彼女を任命してその仕事をやらせた。

Askerlerin görevi köprüyü yok etmekti.

兵士たちの使命はその橋を破壊することだった。

Çocuklara odayı temizleme görevi verildi.

子供たちは部屋の掃除を割り当てられた。

Böyle bir görevi hiç bilmiyordum.

このような義務があるなんて知らなかった。

Ne kadar sürede görevi bitirebileceksin?

いつまでにその仕事を終わらせることができますか。

Yarına kadar görevi gözden geçirmeliyim.

明日までにその仕事をすまさなければならない。

Bilgisayarlı bir karar verme görevi sundum.

リスクを冒す行動を 測定するためです

Muazzam bir görevi ona emanet etti .

という膨大な任務を彼に任せました 。

Görevi yapabildiğiniz kadar iyi yerine getirin.

仕事をできるだけうまく成し遂げよ。

Görevi ona tavsiye etmemin nedeni odur.

それで、私は彼をそのポストに推薦するのです。

Bu görevi tamamlamak benim için olanaksız.

その仕事は私には無理だ。

Yarına kadar görevi gözden geçirmek zorundayım.

明日までにその仕事を仕上げなければならない。

Bu görevi yapmak için beni atadı.

彼は僕にこの仕事をするように命じた。

Onun görevi bahçeden kötü otları temizlemektir.

庭の雑草を抜くのは彼の仕事だ。

O ona verilen görevi başaracağından emin.

彼はきっと自分に割り当てられた仕事を遂行するだろう。

Umarım bu görevi gelecek ay başlatabiliriz.

この仕事を何とか来月中に始めたいと考えています。

Her insanın yapacak bir görevi vardır.

人はそれぞれ果たすべき自分の義務がある。

Onlar görevi bitirdikten sonra eve gittiler.

彼らはその仕事を終わって家へ帰った。

Kendine güvenme ve bir görevi başarma konusundaki

自分を信じる能力 あるいは信念で

Görevi yürütmenin çok zor olacağını kendisi biliyordu.

その任務が困難であることを彼女自身が知っていた。

Ben böyle bir görevi başarmanın gururunu duyuyorum.

そのような仕事を完成したことを私は誇りに思っている。

Bu görevi tamamlamak için hepimizin birlikte çalışması gerekli.

この仕事を成し遂げるには、私たち皆が協力する必要がある。

Götüren bir uçağın enkazını bulduğum bir görevi yeni tamamladım.

近くの病院へ輸送中だった― 抗毒液のビンも発見した

Ve su yosunları için hidroponik bir bahçe görevi görüyor,

藻類の水耕ガーデンのような 働きをします

Görevi, gelecekteki iniş yerleri için Ay'ın yüzeyini incelemek olacaktır.

彼の仕事は、将来の着陸地点のために月の表面を調査することです。

Jim Waller satış yöneticisi görevi için güçlü bir adaydır.

ジム・ウォラーが営業部長のポストの有力候補です。

Kırkayağın avcı olarak temel görevi böcek popülasyonlarını kontrol altında tutmaktır.

他の虫が増えすぎないように するのが ムカデの役割だ

Ve tüm bu odunlar... ...kuru ve böylece çıra görevi görecekler.

木はここに置く 枯れ枝で燃えやすい

Bir astronotu Ay'a indirmenin inanılmaz görevi Apollo Programı olarak bilinecekti.

宇宙飛行士を月に着陸させるという信じられないほどの仕事は、アポロ計画として知られています。

NASA, ay görevi için bir uzay aracı tasarlamaya başlamadan önce,

NASAが月面ミッション用の宇宙船の設計を開始する前に、NASAは

Ben bir saatlik süre içinde bu görevi bitirebileceğime bahse girerim.

その仕事は一時間で終わるだろう。

Yıkıcı güçlerine rağmen bu asabi küçük yırtıcının önemli bir görevi de var.

この小さな破壊者も 重要な役割を持っています

Amcam geçen yıl öğretmenlikten emekli oldu, fakat üniversitede bir görevi hâlâ sürdürebiliyordu.

おじは去年教職を退いたが、それでも何とか大学での地位にしがみつこうとした。

- Başbakan dün istifa etti.
- Başbakan dün istifasını verdi.
- Başbakan dün görevi bıraktı.

総理大臣が昨日辞職した。

- O işi yaptırmak için beni zorladı.
- O görevi bana yaptırmak için beni zorladı.

彼女はその仕事を私に押し付けた。