Translation of "Kızın" in Japanese

0.007 sec.

Examples of using "Kızın" in a sentence and their japanese translations:

Kızın annesi yok.

その少女には母親がない。

Kızın var mı?

- 娘さんがいますか?
- 娘さんはいらっしゃいますか?

- Kızın altın saçı var.
- Kızın altın rengi saçları var.
- Kızın altın rengi saçı var.

その少女は金髪です。

Kızın gözleri gözyaşlarıyla doluydu.

その少女は眼に涙をいっぱいうかべていた。

Kızın sesi gittikçe zayıfladı.

その少女の声はだんだん弱くなりました。

Köpek kızın hayatını kurtardı.

その犬は少女の命を救った。

Ben kızın cazibesine kapıldım.

僕はその少女にひかれた。

Kızın güzel yüzüğünü izliyordu.

彼女は少女の美しい指輪をじっと見つめていた。

Kızın güzelliğinden mest oldu.

彼はその女性の美しさにうっとりしている。

O, kızın hastalığından bahsetti.

彼は彼女の病気のことを言っていた。

Bir kızın görevi itaattir.

娘のつとめは従うことにある。

Şu kızın gözleri mavi.

あの少女の目は青い。

Kızın nerede yaşadığını biliyor musun?

君はその少女がどこに住んでいるのか知っていますか。

İki kızın büyük olanı üniversitededir.

- ふたりの娘のうち、姉のほうは大学に在学中である。
- ふたりの娘のうち、姉のはほうは大学に在籍中である。
- ふたりのうち、姉のほうは大学に在学中である。

Nancy dört kızın en güzelidir.

ナンシーは4人の少女の中で一番美しい。

Heriki kızın mavi gözleri var.

その娘達は2人とも青い目をしている。

Kızın yumuşak bir kalbi var.

その娘は心が優しい。

Kızın elinde bir teleskobu vardı.

- その女の子は手に望遠鏡を持っていた。
- その女の子は手に双眼鏡を持っていた。

Küçük bir kızın ağladığını duydum.

私は小さな女の子がないているのを聞いた。

Perdede bir kızın silueti belirdi.

カーテンに女の子の影が映った。

O senin tek kızın mı?

- 彼女はあなたの一人娘なのですか?
- 彼女はあなたの一人娘ですか。

- Şu kızın kim olduğunu merak ediyorum.
- O kızın kim olduğunu merak ediyorum.

あの女の子は誰だろう。

Elmaslar bir kızın en iyi arkadaşlarıdır.

ダイヤモンドは女の子のベストフレンドです。

Kızın tavsiye için başvuracağı kimsesi yoktu.

その少女には助言を求めるべき頼りになる人が一人もいなかった。

O kızın güzel bir bebeği var.

- 女の子は可愛い人形を持っている。
- その女の子はかわいい人形を持っている。

Japonya'da hiçbir kızın ismi Tatoeba değil.

タトエバという名前の日本人の女の子はいない。

O adam genç kızın bileğini yakaladı.

その男は少女の手首をつかんだ。

Ben, kızın yardım için ağladığını duydum.

私は少女が助けを求めて叫んでいるのを聞いた。

Oradaki kızın kim olduğunu biliyor musun?

向こうにいる少女をあなたは見たことがありますか。

Bu üç güzel kızın hepsi yeğenimdir.

この3人の美しい少女はみな私の姪です。

Kızın üzerine eğildi ve onu öptü.

彼は少女の上に身をかがめてキスをした。

Kızın üzerinde büyük bir kırmızı şapka vardı.

その少女は大きな赤い帽子をかぶっていた。

Kızın boynunun etrafında uzun bir eşarp vardı.

その少女は首に長いスカーフを巻いていた。

Kızın ismi bana mutlu okul günlerimi anımsatıyor.

その少女の名前を聞くと楽しかった学生時代のことを思い出す。

Küçük kızın ellerinde oyuncak bir bebek var.

そのちっちゃな女の子は手に人形を持っている。

Oğlan kızın çenesini okşadı ve yanağından öptü.

少年は少女の顎に軽く触れ、頬にキスをした。

Veya bir gün böceklerden korkan bir genç kızın

虫を怖がる10代の女の子を

O adam küçük bir kızın öldürülmesinden dolayı yargılanıyor.

その男は幼い少女を殺したかどで裁判にかけられている。

Ben bir genç kızın yardım çağrısı yaptığını duydum.

幼い女の子が大声で助けを求めるのが聞こえました。

- Nehirde yüzen kızı gördüm.
- Kızın nehirde yüzdüğünü gördüm.

私はその少女が川で泳いでいるのを見た。

Kızın yanı sıra anne babası da çok sempatikti.

両親同様に少女も大変思いやりがあった。

Aynı görev için rekabet ettiğim bir kızın yanına oturdum,

同じ仕事を目指して「競って」いた 女性が身近にいて

Polis kızın kayıp köpeğinin bir çırpıştırma resmini yapmasını istedi.

警察官はその少女に、いなくなった犬の大まかな絵を描くように求めた。

- Kızın artık bir çocuk değil.
- Kızınız artık bir çocuk değildir.

君の娘はもう子供ではない。

Herkes köle kızın gerçekte bir prenses olduğunun keşfedilmesine çok şaşırmıştı.

その奴隷の少女が実は王女だということがわかって、みんな大変驚いた。

"Küçük kızın odasına gidiyorum", "tuvalete giden" için örtmeceli bir ifadedir.

「少女の部屋へ行く」というのは「トイレへ行く」ということの婉曲表現です。

Onun ebeveynleri boşandığı için kızın babasıyla küçük bir teması vardı.

両親が離婚したため、その少女はほとんど父親との接触がなかった。

Bir kızın yuvarlandığını gördüm ve elimde olmadan ona doğru koştum.

女の子が転ぶのを見て、私は思わず駆け寄った。

Yeşil giyinmiş, o uzun boylu sarışın kızın kim olduğunu biliyor musun?

あのグリーンの服を着た金髪の背の高い女の子は誰だか知っているかい。

Ben, o kızın kendisine yeni bir görünüm vermek için saçını kestiğini düşünüyorum.

あの子、髪を切ってイメージチェンジしたのかな。

Her neyse, Ozawa aceleyle yağmurluğunu çıkardı ve hızlı bir şekilde çıplak kızın omuzlarına koydu.

何はともあれ、小沢は着ていたレインコートをあわてて脱いだ。 そして、娘の裸の体へぱっと着せてやった。