Translation of "Görür" in Japanese

0.012 sec.

Examples of using "Görür" in a sentence and their japanese translations:

Bu işimizi görür. Hadi.

やってみよう

Bu şimdilik işimizi görür.

- 目下のところこれで間に合うでしょう。
- 当分の間これで間に合う。
- 当分の間これでやっていける。
- 当分これで間に合うだろう。
- 今のところこれで間に合う。
- これで当分は間に合うでしょう。

Bin yen iş görür.

1、000円で結構です。

Beni görür görmez, kaçtı.

- 彼は僕の顔を見ると逃げてしまった。
- 彼は私を見るやいなや走り去った。
- 彼は私を見るとすぐに逃げていった。

Polisi görür görmez kaçtı.

- 彼は警官をみるや否や走り去った。
- 彼は警官を見るや否や逃亡した。
- 警察官の姿を見て、彼はたちまち逃げ去った。

Görür görmez onu tanıdım.

- 僕は見たとたんに彼女だと分かった。
- 私は彼女に会ったとたん誰だか分かった。

Onu çok görür müsünüz?

彼によく会いますか。

Görür görmez aktörü tanıdım.

私は彼を見たとたんにその俳優だとわかった。

Kediler rüya görür mü?

猫は夢を見ますか?

Onu efendisi olarak görür.

彼女は彼を師と仰いでいる。

Bu kitap işimi görür.

この本でいいよ。

Görür görmez Mary'yi tanıdım.

僕は見たとたんにメアリーだとわかった。

- O beni görür görmez, gözyaşlarına boğuldu.
- Beni görür görmez gözyaşlarına boğuldu.

彼女は私の姿を見るとすぐに泣き出した。

- Köpekler siyah ve beyaz olarak görür.
- Köpekler, etrafı siyah - beyaz görür.

犬は黒と白の見分けがつく。

Bunu görür görmez şöyle düşündüm:

それを見た瞬間 感じました

Herhangi bir kitap iş görür.

どんな本でも結構です。

Köpek beni görür görmez kaçtı.

その犬は私を見て逃げ出した。

O beni görür görmez kaçtı.

- 彼は私を見るやいなや逃げ去った。
- 私の姿を見るやいなや、彼は逃げ出した。

Savaşın sonunu yalnızca ölüler görür.

ただ死者のみが戦争の終わりを見たのである。

Bir miktar para iş görür.

いかほどの金額でも結構です。

Onu görür görmez gülmekten kırıldım.

彼を見たとたん私は吹き出した。

Köpeği görür görmez kedi kaçtı.

犬を見ると猫は逃げ出した。

- Kız annesini görür görmez birden ağlamaya başladı.
- Kız annesini görür görmez gözyaşlarına boğuldu.

その女の子は母親を見るやいなやわっと泣き出した。

Birçok insan ahtapotları uzaylı gibi görür.

タコはまるで 宇宙人のようだ

Onu görür görmez haberi ona söyleyeceğim.

- 次においでの時に、電話をして下さい。
- 彼に会ったらすぐにニュースを知らせるよ。

Yataklı herhangi bir yer iş görür.

ベッド付きのところならどこでもいい。

Kız bir canavar görür görmez kaçtı.

その少女は怪物の姿を見るやいなや逃げ出した。

Çocuk annesini görür görmez gözyaşlarına boğuldu.

その子はお母さんを見るやいなやワッと泣き出した。

Köpek beni görür görmez, havlamaya başladı.

その犬はおれを見たとたん吠え出した。

O onu görür görmez benzi attı.

彼はそれを見るや否や青くなった。

O beni görür görmez ağlamaya başladı.

彼女は私の姿を見るとすぐに泣き出した。

O, onu görür görmez rengi soldu.

彼女を見たとたんに、彼は真っ青になった。

O beni görür görmez kaçmaya başladı.

私を見るとすぐに、彼は逃げ出した。

Jack onu görür görmez ağlamaya başladı.

ジャックは彼女を見るとすぐにワッと泣き出した。

Bu pencere tüm şehri yukarıdan görür.

この窓から全市が見渡せる。

Çocuk annesini görür görmez, ağlamayı kesti.

- その子供はお母さんを見るとすぐに泣きやみました。
- その子どもはお母さんを見るとすぐに泣き止みます。
- その子供は、母親を見るとすぐに泣きやみました。

O bir polis görür görmez kaçtı.

彼は警官を見るとすぐ、逃げた。

O, beni görür görmez ağlamaya başladı.

彼女は私の姿を見るとすぐに泣き出した。

Yavrunun gözleri en iyi su altında görür.

‎彼らの目は水中に適している

Maymun onu görür görmez onun omuzlarına sıçradı.

その猿は彼を見つけるとすぐに彼の肩の上に乗ってきた。

- O kadınları hor görür.
- Kadınlara tepeden bakıyor.

彼は女性を見下している。

Köpek beni görür görmez bana doğru koştu.

犬は私を見るなり私に走り寄った。

Ve karbon fibere çok benzer bir işlev görür.

これを分離すれば カーボンファイバー同様の性能が出ます

O beni görür görmez bana doğru koşmaya başladı.

- 彼女は私を見るとすぐに私の方に走り出した。
- 彼女は私を見つけるとすぐに私の方へ走り出した。
- 私を見つけるやいなや彼女は私のいる方へ駆け出した。

- Herhangi biri işe yarar.
- Kim olsa iş görür.

誰でもいいのです。

Bob kılık değiştirmiş olsa da görür görmez tanıdım.

ボブは変装していたけれども、一目で彼と分かった。

Ucuz olmak şartıyla, herhangi bir saat işimi görür.

- 安くさえあればどんな時計でもかまいません。
- 安ければ、どんな時計でもいいよ。

Ucuz olduğu sürece, herhangi bir saat işimi görür.

安くさえあればどんな時計でもかまいません。

Bir an için otobüsten onu görür gibi oldum.

私はバスから彼をちらりと見た。

Bu e-postayı görür görmez lütfen hemen cevapla.

このメールを見たらすぐに返信をください。

Oselolar karanlıkta daha da iyi görür. Eve dönme vakti.

‎オセロットのほうが ‎夜目は利く ‎帰る時間だ

- Aşinalık ırkları hor görür.
- Çok muhabbet tez ayrılık getirir.

- 親しさは侮りを生む。
- 慣れると軽視するようになる。
- 慣れすぎは侮りのもと。
- なれすぎはあなどりを生む。

O beni görür görmez bir gülümseme ile beni selamladı.

私を見るやいなや、彼女は笑顔で挨拶をした。

Sanırım bu ufaklıkların üçü ya da dördü işimizi güzelce görür.

3~4匹見えるぞ 丁寧にね

Sanırım bu ufaklıklardan üçü ya da dördü işimizi güzelce görür.

3~4匹見えるぞ 丁寧にね

...ve ay ışığını yansıtan taç yaprakları yol gösterici işlevi görür.

‎月光を反射する花びらに ‎寄ってくる

Filler karanlıkta bizden iyi görür ama aslanın yanına bile yaklaşamazlar.

‎ゾウは人間より夜目が利くが ‎ライオンには遠く及ばない

- Ara sıra gelip beni görür.
- Arada bir beni görmeye gelir.

彼は時々私のうちに遊びにくる。

Sık sık okuyan ve sık sık dolaşan çok görür ve çok bilir.

多く読み多く歩くものは、多くを見、多くを知る。

Bir kişi zengin ya da fakir olup olmadığına göre işleri farklı görür.

人は金持ちか貧乏人かによって物の見方が違う。