Translation of "Rüya" in English

0.019 sec.

Examples of using "Rüya" in a sentence and their english translations:

Rüya görüyordum.

I was dreaming.

Rüya görüyorsun.

- You're dreaming.
- You are dreaming.

Rüya sürüyor.

The dream goes on.

Rüya görmüyorum.

I'm not dreaming.

- Bir rüya gördüm, tam da bir rüya değildi.
- Bir rüya gördüm ama pek rüya denemez aslında.
- Bir rüya gördüm ama pek rüya sayılmaz aslında.

I had a dream, which was not all a dream.

- O bir rüya gibi hissetti.
- Rüya gibiydi.

It felt like a dream.

Rüya gerçek oldu.

- Our dreams came true.
- The dream came true.

Rüya mı görüyorum?

Am I dreaming?

Rüya görmediğimi biliyorum.

- I know I'm not dreaming.
- I know that I'm not dreaming.

Rüya devam ediyor.

The dream continues.

Rüya gerçek oluyordu.

- The dream has come true.
- The dream has become a reality.

Tom rüya görüyordu.

Tom was dreaming.

Ben rüya görmem.

I don't dream.

Ben rüya görmüyordum.

I wasn't dreaming.

Muhtemelen rüya görüyordum.

I was probably dreaming.

Bir rüya değil.

- It isn't a dream.
- It's not a dream.

Tom rüya görüyor.

Tom has been dreaming.

Rüya gördün mü?

Did you have dreams?

Rüya gibi geliyor.

It sounds like a dream.

Rüya sona erdi.

The dream is over.

Bu bir rüya.

This is a dream.

- Tom rüya günlüğü tutuyor.
- Tom rüya güncesi tutuyor.

Tom keeps a dream diary.

- Tom güzel rüya yorumlar.
- Tom rüya yorumlamada iyidir.

Tom is good at interpreting dreams.

O sadece bir rüya.

- It's just a dream.
- It's only a dream.

O bir rüya gibi.

- It's like a dream come true.
- It's like a dream.

Bu bir rüya olmayabilir.

It may not be a dream.

Dün gece rüya görmedim.

I didn't dream last night.

Ne hakkında rüya görüyordun?

What were you dreaming about?

Bu bir rüya gibi.

It feels like a dream.

Kediler rüya görür mü?

Do cats dream?

O bir rüya mıydı?

Was it a dream?

Bu bir rüya değil.

- It isn't a dream.
- It's not a dream.

Bunun hepsi bir rüya.

It's all a dream.

Kötü bir rüya gördüm.

I had a bad dream.

Sadece kötü bir rüya.

It's just a bad dream.

Kötü bir rüya gibi.

It's like a bad dream.

Rüya görüyorum gibi hissediyorum.

I feel like I'm dreaming.

Bir rüya gerçek oldu.

It was a dream come true.

Yaşam bir rüya olabilir.

Life could be a dream.

Garip bir rüya gördüm.

I had a strange dream.

Tuhaf bir rüya gördüm.

I had a weird dream.

Birçok kişi rüya görür.

Many people have a dream.

Korkunç bir rüya gördüm.

I had a terrible dream.

Sanırım bu bir rüya.

I think this is a dream.

Bu bir rüya sözlüğü.

This is a dream dictionary.

Bu iyi bir rüya.

It's a good dream.

Ne korkunç bir rüya!

What a horrible dream!

Tom yine rüya görüyor.

Tom is dreaming again.

Tom rüya görmeye başladı.

Tom started dreaming.

Bana rüya görmediğimi söyle.

Tell me I'm not dreaming.

Ben gece rüya görmedim.

I didn't dream in the night.

O, bir rüya gibiydi.

It was like a dream.

Rüya günlüğü tutar mısın?

- Do you keep a dream diary?
- Do you keep a dream journal?

Her gece rüya görürüm.

I dream every night.

Bu bir rüya olmalı.

It must be a dream.

O bir rüya değildi.

That wasn't a dream.

Hangi dilde rüya görüyorsun?

What language do you dream in?

Hiç rüya görmediğini söylüyor.

He says that he never dreams.

- Bir gece, o bir rüya gördü.
- Bir gece bir rüya görmüştü.

One night, he had a dream.

Tıpkı bir rüya gibi düşünün

Think like a dream

Rüya benim için bir gizemdi.

The dream was a mystery to me.

Rüya bir gerçeklik haline geldi.

The dream has become a reality.

O, hoş bir rüya gördü.

- She dreamed a pleasant dream.
- She had a pleasant dream.

Mayuko garip bir rüya gördü.

Mayuko had a strange dream.

Bir rüya gemisi, kabusa yanaştı.

A ship of dreams landed in a nightmare.

Ben rüya görüyor olduğumu sandım.

- I thought I was dreaming.
- I thought that I was dreaming.

Bir kadın rüya göremez mi?

Can't a woman have a dream?

Bu sadece bir rüya gibi.

This is just like a dream.

Dün gece bir rüya gördüm.

I had a dream last night.

O tuhaf bir rüya gördü.

He had a strange dream.

Son zamanlarda çok rüya görüyorum.

I've been dreaming a lot lately.

Sadece bir rüya olduğunu biliyorum.

I know it was just a dream.

Mayuko tuhaf bir rüya gördü.

Mayuko dreamed a strange dream.

Bunun hepsi bir rüya mıydı?

Was it all a dream?

Seni uyandırdığımda ne rüya görüyordun?

What were you dreaming about when I woke you?

Bunun bir rüya olduğunu düşündüm.

I thought it was a dream.

Uyuklarken tuhaf bir rüya gördüm.

While napping, I had a strange dream.

O bir rüya gibi çalışır.

It works like a dream.

Vahşi Jaguarlar hakkında rüya gördü.

She dreamt about wild jaguars.

O hoş bir rüya gördü.

- She dreamed a pleasant dream.
- She dreamt a pleasant dream.

Tom asla rüya görmediğini söylüyor.

- Tom says that he never dreams.
- Tom says he never dreams.

Tom kötü bir rüya gördü.

Tom had a bad dream.

Bunun bir rüya olduğunu biliyordum!

I knew this was a dream!

Bu kötü bir rüya mı?

Is this a bad dream?