Translation of "Elde" in Japanese

0.015 sec.

Examples of using "Elde" in a sentence and their japanese translations:

İstediğimi elde etmeyi başardım.

ほしかったものを手に入れるのに成功した。

Para ödemeden elde edebilirsin.

無料でそれが得られる。

İstediğini elde etmeyi başardı.

彼女は欲しいものをうまく手にいれることができた。

Umarım istediğini elde ettin.

必要なものを手に入れてることを望む

Yağ, zeytinden elde edilir.

オリーブの実から油が取れる。

Bira, malttan elde edilir.

ビールは麦芽から醸造される。

Zehri yeniden elde etmeye çalışacağız.

この抗毒液の 代わりにするんだ

Bu resmi nasıl elde ettiniz?

- どうやってこの絵画を手に入れたのですか。
- どのようにして、この絵を入手したのですか?
- この絵、どうやって手に入れたの?

Her elde beş parmağımız var.

片方の手には5本の指がある。

Zor kullanarak istediğini elde eder.

彼は幅を利かせて何でも自分の思うようにさせる。

İstediğim her şeyi elde ettim.

欲しいものは全て手に入れたよ。

Elektrik mühendisliği gibi alanlarda elde edebiliyoruz.

引き出すことが出来るのです

Ve değerli geri bildirimler elde ettim.

貴重な意見を頂きました

Genellikle doğal gazdan elektrik elde ettiğinizde,

通常 天然ガスで発電した場合

Firma ihracattan büyük kazançlar elde etti.

その会社は輸出によって多額の利益を得た。

Üçe üç eklerseniz, altı elde edersiniz.

3に3を加えれば6になる。

DNA bir kan örneğinden elde edilir.

DNAは血液のサンプルから取れる。

O işinde büyük başarı elde etti.

- 彼女は自分の事業で偉大な成功を収めた。
- 彼女は仕事で素晴らしい成功を手に入れた。

Perry ondan değerli bilgiler elde etti.

ペリーは彼から貴重な情報を入手した。

Biz kitaplardan çok zevk elde ederiz.

私達は本から大きな喜びを得る。

Çok çabalasan bile, bunu elde edemeyeceksin.

たとえ君が大いに努力しても、それをなしとげることはできないでしょう。

Bu parçaları elde etmesi oldukça zordur.

これらの品目は入手がかなり困難だ。

İyi bir bronzluk elde etmeye çalışacağım.

この夏はこんがり焼こうと思います。

O hayatta büyük başarı elde etti.

- 彼は非常に出世した。
- 彼は人生で目覚ましい成功を得た。

Buna bayılmamak elde değil. Bu bir ilk.

いいだろ 初めてだ

Yakın zamanda Y kuşağını elde tutmak amaçlı

私が話をした企業では 最近

Ve böylece... ...bir miktar panzehir elde edebiliriz.

この抗毒液を補充する

Bu eski posta pullarını nasıl elde ettiniz?

君はどうやってこの古い切手を手に入れたのか。

Bir şans elde ederek bir kader yaratacaksın.

一か八かやってみることで一財産できるだろう。

Çaba sarf etmeden hiçbir şey elde edemezsiniz.

努力無しに何事も成し遂げられない。

Elde herhangi bir iyi referans kitabım yok.

私は手もとによい参考書を持っていない。

Mavi ve kırmızıyı karıştırırsan mor elde edersin.

青と赤を混ぜると紫になる。

Bu kaynaktan elde edilen gelir, vergiden muaftır.

ここからあがる所得は無税である。

Arabamı satarak iyi bir kazanç elde ettim.

- 私は車を売って大きな利益を得た。
- 私は自分の車を売って大きな利益を得た。

Yeni üretim süreci, yüksek verim elde eder.

新しい製造過程は高い歩留まりを可能にする。

O sıkı çalıştı ama hiçbir şey elde etmedi.

彼は頑張ったが、何も達成出来なかった。

Kömür katranının damıtılmasıyla elde edilen bileşenler aşağıda gösterildiği gibidir.

コールタールを蒸留して得られる成分名は下表の通りである。

Burada hava güzel olursa, güzel bir görünüm elde edebilirsin.

ここは天気が良ければとても良い眺めが得られます。

Kırmızı ile mavinin karışımından mor elde edildiğini biliyor muydunuz?

絵具の赤と青を混ぜると紫になるって知ってた?

Ve elde edilen tahılları mısır gevreği ve bira yapmak için

年間収穫量を上げるとともに

Erişim elde etmek ve gelecekteki konuları seçmenize yardımcı olmak için

アクセスを 取得し、 将来のトピックを選択 する方法を確認してください

Onlar bir gün oy verme hakkını elde edeceklerini hayal etti.

彼女らはいつかは選挙権が得られるだろう事を夢見た。

Eğer 100 ile 1000'i toplarsanız, 1100'ü elde edersiniz.

千に百を加えると千百になる。

Altı yıllık bir terapide görebileceğimiz sonuçları altı saat içinde elde etmiştik.

6時間で認められた効果は 通常の治療で6年かかる効果です

Yani, suyu süzmek için kullandım, sıvı elde etmek için çamur süzdüm,

下着で水をこしたり― 泥から液体を集めたりしたよ

Bunları bu şekilde birleştirirsen; 14 girişli bir USB çoklayıcı elde edersin.

こういう風に合体すれば、14ポートのUSBハブになります。

Bir başka ilginç enerji kaynağı radyoaktif atık malzemeden elde edilen ısıdır.

もう一つの面白いエネルギー源は、放射能の廃棄物質から取り出せる熱である。

Eğer İngilizce konuşmuyorsanız iyi bir pozisyon elde etme olasılığınız çok az muhtemeldir.

英語をはなさなければ、君が高い地位を手に入れる可能性はずっとひくくなる。

Kâr elde etmek için mücadele eden komisyoncular her zaman kitabına göre oynamıyorlar.

利益追求に必死のブローカーは、必ずしもルールブックにのっとっているとは限らないのです。

En azından hastanedeki panzehir için ihtiyacımız olan zehrin bir kısmını elde etmeyi başardık.

それでも病院に必要な 抗毒液は 何とか集められた

Bunlardan çok fazla sıvı elde edilebilir. Bunlar konusunda beni huzursuz eden tek şey,

かなり水分が入ってるんだ でも少し心配なこともある

Bu tür avantajlar, Mack'in Avusturya ordusunun Ulm'deki çarpıcı kuşatmasını elde etmesine yardımcı oldu.

そのような利点は、彼がウルムでマックのオーストリア軍の見事な包囲を達成するのを助けました。

- O oyun çok büyük bir başarı elde etti.
- O oyun büyük bir başarıydı.

その劇はすばらしい成功を収めた。

- Bu toprak iyi ürün verir.
- Bu topraklardan oldukça nitelikli mahsul elde etmek mümkündür.

この土地は作物がよく育つ。

Bu işte büyük bir gelir elde etme şansı var, ayda bir milyon yen mümkün!

非常に高い収入を得るチャンスがあるビジネス、月額100万円可能!!

Kanalı nasıl destekleyebileceğinizi öğrenmek, reklamsız erken erişim elde etmek ve gelecekteki konuları seçmenize yardımcı olmak için

Patreonページに アクセスして 、チャンネルをサポートし、広告なしの早期 アクセスを