Translation of "Değerli" in Japanese

0.075 sec.

Examples of using "Değerli" in a sentence and their japanese translations:

Değerli kardeşlerim!

親愛なる兄弟、姉妹の皆さん。

Bu değerli midir?

これは価値がありますか?

Öğrencilerimiz, en değerli kaynağımız

この国の子どもたちは 私たちの最も価値ある 資源のようなものであり

Insan olarak değerli olmadığımızı

星屑のようでも 金のようでもなく

Arkadaşlığın benim için değerli.

君の友情は私にとってとても大切だ。

Saatiniz çok değerli görünüyor.

君の時計は高いそうですね。

Değerli eşyalarınızı kasaya koyun.

貴重品は金庫にしまっておきなさい。

Değerli şeyler bankanın korumasındadır.

貴重品は銀行に保管してある。

Zaman en değerli şeydir.

時間は一番大切だ。

Sağlık en değerli şeydir.

健康が最も貴重なものである。

O, değerli bir deneyimdi.

あれは貴重な経験だった。

Değerli olan şeyi yapmak.

「価値あることする」ということでした

Takımımızda en değerli oyuncudur.

- 彼は我々のチームで最も価値のある選手です。
- 彼は私たちのチームの最優秀選手です。
- 彼はうちのチームのMVPだ。

Nadir ve değerli olan budur.

ー職人のように

Kitaptan birçok değerli bilgi alabiliriz.

その本からたくさんの貴重な情報を得ることができる。

Çok değerli bir keşif yaptı.

彼は非常に価値のある発見をした。

O, değerli bir yüzük takıyor.

彼女は高価な指輪をしている。

O benim için çok değerli.

彼女は私の大切な人です。

Bu bölge, değerli madenler üretir.

この地方は貴重な鉱物を産出します。

Perry ondan değerli bilgi aldı.

ペリーは彼から貴重な情報を入手した。

Lütfen değerli şeyleri burada bırakmayın.

大切なものはここに置かないで下さい。

O, takımımızdaki en değerli oyuncudur.

彼は我々のチームで最も価値のある選手です。

Hayvanlarla ilgilenmek değerli bir deneyimdir.

動物の世話をする事は貴重な体験です。

Değerli zamanınızı aldığım için üzgünüm.

- お時間をとらせて恐縮です。
- 貴重なお時間を取らせてしまって申し訳ありません。

Değerli olan şeyi yapmaya odaklanmak

価値あることに注力することで

Sonunda, değerli taş onun ellerindeydi.

- ついに彼はその宝石を手に入れた。
- 今やようやく、その宝石は彼の手の中にあった。

- Hiçbir şey sevgi kadar değerli değildir.
- Hiçbir şey aşk kadar değerli değildir.

愛より尊い物はない。

- Değerli şeylerini güvenli bir yerde muhafaza etmelisin.
- Değerli eşyalarını güvenli bir yerde saklamalısın.

貴重品は安全の場所にしまっておくべきだ。

Hiçbir şey zamandan daha değerli değildir fakat hiçbir şey daha az değerli değildir.

時間ほど貴重なものはないが、これほど軽んじられえているものはない。

Bunların nadir ve değerli çıktıları olacaktır

希少で有益な結果を生み出す この種の活動ができれば

Ve değerli geri bildirimler elde ettim.

貴重な意見を頂きました

Maalesef kaza, bu değerli ilaçları mahvetmiş.

残念ながら貴重な薬は 壊れてしまった

Kadının sezgisi açıkça değerli bir özelliktir.

女性の直感が価値ある特質であることは明らかだ。

Bazı değerli eşyalarımı kontrol etmek istiyorum.

貴重品を預けたいですが。

Lütfen resepsiyonda değerli eşyalarınızı kontrol edin.

貴重品はフロントにお預けください。

Arkadaşlık kadar değerli bir şey yoktur.

何事も友情ほど大切ではない。

Değerli eşyalarımı bana geri verebilir misin?

預けていた貴重品を返却してください。

Hiçbir şey zaman kadar değerli değildir.

時間ほど貴重な物はない。

Sağlık sahip olduğumuz en değerli şey.

私たちにとって健康は一番大切なものです。

Hiçbir şey dostluk kadar değerli değildir.

友情ほど貴重なものはない。

Bir çocuktan daha değerli hazine yoktur.

子に過ぎたる宝なし。

Onun bir sürü değerli kitapları var.

- 彼女は多くの高価な本を持っている。
- 彼女は貴重な本をたくさん持っている。

Onun çok sayıda değerli tabloları var.

彼は高価な絵をかなりたくさん持っている。

Hastalık gelene kadar sağlık değerli değildir.

健康の価値は病気になるまでわからない。

Perry ondan değerli bilgiler elde etti.

ペリーは彼から貴重な情報を入手した。

Ben onun tavsiyesini değerli olarak görüyorum.

私は彼の忠告を貴重なものだと思っている。

Gokyüzünde parlayan yıldızlar değerli taşlara benziyordu.

夜空にきらきら光っている星は、宝石のように見えました。

Bu kitap benim için çok değerli.

この本は私に高すぎる。

Bu kasa değerli eşyaları saklamak içindir.

この金庫は貴重品を保管するためのものです。

O, şirketimiz için değerli bir kazanımdır.

彼は会社にとって重要な人材だ。

Hiçbir şey sağlıktan daha değerli değildir.

健康は他の何よりも価値がある。

Kadırgalar ayrıca baharat, ipek veya değerli taşlar gibi yüksek değerli kargoları taşımada da kullanılırdı.

またガレー船は香辛料 絹 宝石など 高価な貨物の輸送にも使われた

Babam çok değerli bir iki kelam etti.

私の父はたくさんの 大切な言葉をくれました

Bu yolda kendime çok değerli dersler çıkardım.

この取り組みの中で 大切な教訓を得ました

Güvenlik için kadın, değerli şeylerini bankada sakladı.

貴重品は安全のために銀行に預けていた。

Bana değerli zamanınızdan birkaç dakika ayırabilir misiniz?

貴重なお時間の数分をさいていただけますか。

Ona hiçbir şey broşundan daha değerli değildir.

彼女にとってそのブローチほど大切なものはない。

Hiçbir şeyin zamandan daha değerli olmadığı söylenir.

時間ほど大切なものはないといわれる。

Bu kitap fen öğrencileri için çok değerli.

この本は、科学を勉強する人にとっては大変価値がある。

Işte seçeceğim şey: ''Değerli olan şeyi yap.''

私ならこう言います 「価値あることをしよう」

Öyleyse kariyerinizde değerli olan şeyi nasıl yapabilirsiniz?

では価値あることを どう仕事にできるのでしょうか?

Bence değerli olan şeye odaklanmamız gerektiği fikri,

価値あることに 重きを置くというのは

Elbette bu çok değerli bir kariyer olurdu

いうまでもなく 価値ある仕事だからです

Suchet, kariyerinin en değerli dersini İtalya'da öğrendi: Askerlerin

スーシェが彼のキャリアの中で最も価値のある教訓を学んだのはイタリアでした。軍隊

Her an çok değerli çünkü hayatı çok kısa.

‎短命だからこそ一瞬が尊い

Vahşi doğanın ne kadar değerli olduğunu anlamamı sağladı.

‎自然がいかに尊いか ‎彼女が教えてくれた

Hiçbir şey iyi bir sağlıktan daha değerli değil.

健康より貴重のものは何もない。

Genellikle hiçbir şeyin zamandan daha değerli olmadığın söylenilir.

時間ほど大切なものはないとよく言われる。

Ve son olarak, değerli olan şeyi yapmak için,

そして3つ目に 価値あることをするために

Annem onun için değerli olan her şeyi sattı.

母は自分の大切なものをすべて売ってしまった。

Chris, Beth'in değerli kol saatini bulamadığını duyduğunda üzüntüsünü gizleyemedi.

ベスがその貴重な時計を見付けられないと知って、クリスは悲しみを隠せませんでした。

Bir kişinin kazanabileceği en değerli beceri, kendini düşünebilme yeteneğidir.

人が獲得できる技能の中で最も価値ある技能は、自分で考える能力である。

Uygun olan bir çelik kasaya değerli eşyalarımı koymak istiyorum.

もしあればセイフティボックスに貴重品を保管したいのですが。

Bu eski Fransız masa mobilyanın çok değerli bir parçasıdır.

この古いフランスのテーブルはとても貴重な家具です。

Yaptığın işten keyif alıyorsan, paradan daha değerli bir şeyin vardır.

自分の仕事を楽しくすることが出来れば、金以上に価値のあるものをもっていることになる。

Köylü Lakchmamma değerli keçisi aniden koşmaya başladığında Karnataka'daki bir tarlada çalışıyordu.

カルナータカ州で ラクシママが畑にいる時― 大事なヤギが逃げました

- Dün gece onun değerli taşlarını çaldılar.
- Onun mücevherleri dün gece çalındı.

彼女は昨夜、宝石を盗まれた。

Bence değerli olan şeyi yapmanın birçok başka kişisel faydası da var.

価値あることをする メリットは他にもあります

Şimdi, açıkçası değerli olan şeyi yapmak bu dünya için daha iyi olacak,

価値あることをすれば 当然世界は良くなり

Zaman çok değerli bir şeydir, bu yüzden onu en iyi şekilde kullanmamız gerekir.

時間は貴重なものであるから、できるだけ活用すべきである。

Jack annesinin değerli bir vazosunu kırdı, ama bilerek yapmadı, bu yüzden o kızmadı.

ジャックは母の大切な花瓶を壊したが、わざとやったのではなかったので、彼女は怒らなかった。