Translation of "Dağa" in Japanese

0.008 sec.

Examples of using "Dağa" in a sentence and their japanese translations:

Dağa tırmanabileceğini düşünüyordu.

彼はその山に登れると思った。

Ben dağa giderim.

私は山にいく。

Dik dağa tırmandık.

私たちは険しい山を登った。

Teleferikle dağa çıktık.

私達はケーブルカーで山に登った。

Dağa tırmanmaya çalıştım.

私は試しにその山に登ってみた。

Carlos dağa tırmandı.

カルロスは山を登った。

O dağa bakın.

あの山を見てごらん。

- O dağa tırmanmayı planlıyoruz.
- Bu dağa tırmanmayı planlıyoruz.

私たちはあの山に登るつもりです。

- Kaymak için dağa gittik.
- Kayak yapmak için dağa gittik.

- 私達は山へスキーしに行きました。
- 私たちはスキーをするのに山へ行きました。
- 私たちはスキーをしに山へ行きました。

Bu dağa tırmanmak tehlikelidir.

この山を登るのは危険だ。

Grup dağa çıkmayı başaramadı.

一行はその山の登山に失敗した。

Önümüzdeki hafta dağa gidiyoruz.

来週、俺たちは山へ向かうぞ。

O dağa tırmanması kolaydır.

その山は登りやすい。

Geçen yaz dağa tırmandım.

私たちは、去年の夏その山に登った。

Bir uçak dağa çarptı.

飛行機が山に墜落した。

Bu dağa tırmanmak zordur.

- この山は登るのが困難だよ。
- この山は登るのが大変だよ。

O dağa tırmanmak tehlikelidir.

あの山に登るのは危険です。

Biz o dağa tırmanacağız.

- あの山に私達は登るつもりです。
- 私たちはあの山に登るつもりです。

Geçen yıl dağa tırmandık.

私達は昨年その山に登った。

- Karlarla örtülü şu dağa bak.
- Karla kaplı şu dağa bak.

あの雪でおおわれた山をごらんなさい。

Eğer kar olmasa dağa tırmanabiliriz.

雪がなければ、その山に登ることができるのだが。

Biz dağa tırmandık ama zorlukla.

我々はその山に登ったが、大変な苦労だった。

Betty üç kez dağa tırmandı.

ベティはその山に3回登った事がある。

O dağa tırmanmak çok eğlenceli.

その山にのぼることはたいへんおもしろい。

Bu dağa tırmanırsan laboratuara ulaşırsın.

この山を登ればラボに着きます。

O, uzak dağa tırmanmaya çalıştı.

彼は試しに遠山に登ってみた。

O, dağa tırmanmakta başarılı oldu.

彼はその山に登ることに成功した。

Sonunda o dağa tırmanmayı başardı.

彼は遂にあの山に登ることに成功した。

Biz dağa tırmanırken ip koptu.

山登りをしているとき、ロープがきれた。

Bu dağa tırmanmak çok zordur.

この山に登るのはとても難しい。

Biz bu dağa Tsurugidake diyoruz.

その山を私たちは剣岳と呼ぶ。

O, bir gün, o dağa tırmanacak.

彼女はいつかあの山に登るだろう。

Onlar bir dağa tırmanamayacak kadar yorgundular.

彼らはあまりにも疲れていたので山に登らなかった。

Kışın o dağa tırmanmak aptalca olurdu.

冬あの山に登るのは狂気のさただ。

Kötü bir havada dağa tırmanmak tehlikelidir.

天気が悪いときは山登りは危険だ。

Yarın hava güzel olursa dağa tırmanacağız.

明日天気がよければ、山に登るつもりです。

Böylesine kötü bir havada dağa tırmanmamalısın.

- こんなに悪い天候の中で登山するべきではない。
- こんな悪天候で山に登るべきじゃない。

Kışın böyle yüksek bir dağa tırmanmamalısın.

冬にはそんな高い山に登らないほうがよい。

Tepesi karla kaplı olan dağa bak.

頂上が雪でおおわれているあの山を見なさい。

Tek başına dağa tırmanmanın tehlikeli olduğunu düşünüyorum.

君が1人でこの山に登るなんてとても危険だと思う。

O dağa yalnız tırmanmanın tehlikeli olduğunu düşünüyorum.

一人でその山に登るのは危険だと思います。

Bence fırtınalı bir havada dağa tırmanmak tehlikelidir.

嵐の日に山に登るのは危険だと思う。

Annen muhtemelen sizin dağa tırmanışınıza itiraz edecektir.

お母さんは、あなたが山登りをすることに反対するんでしょう。

Hayat çoğu zaman bir dağa tırmanmakla karşılaştırılmıştır.

人生はしばしば登山に例えられてきた。

Dağa mı yoksa denize mi gideceklerine karar veremediler.

彼らは山に行くべきか海に行くべきか決められなかった。

Ayı yavrusunu kaçırıp arkasına bile bakmadan dağa kaçtı.

彼は小熊を連れ去り、振り返らずに山を駆け上がった。

O dağa tırmanmak için iyi ekipmana ihtiyacın var.

あの山に登るには完全な装備が必要だ。

Kışın öyle yüksek bir dağa tırmanmasaydın iyi olurdu.

冬にはそんな高い山に登らないほうがよい。

John o bir öğrenci iken sıklıkla dağa tırmanmaya giderdi.

学生時代、ジョンはよく登山に行ったものだ。

Bu araba kolayca dağa çıkmak için yeterli güce sahiptir.

この車には楽にその山をのぼるだけの力がある。

Kışın, önceden uygun hazırlık yapmadan bir dağa tırmanacak kadar aptal değilim.

私は前もって十分な準備もせずに冬山に登るようなばかではない。

İyi fiziksel durumda olan biri için dağa tırmanmak bir çocuk oyuncağı.

健康状態のいい人にとっては山登りはたやすいことだ。