Translation of "Düşünmeye" in Japanese

0.006 sec.

Examples of using "Düşünmeye" in a sentence and their japanese translations:

Sorun düşünmeye değmez.

その問題は考慮に値しない。

Teklifin düşünmeye değer.

あなたの提案は考慮するに値する。

Ve bu düşünmeye değer.

良く考えてみる価値があります

Fikriniz kesinlikle düşünmeye değer.

君のアイディアは確かに検討する価値がある。

Onun önerisi düşünmeye değer.

彼の提案は考慮してみる価値がある。

Sensiz hayatımı düşünmeye çalışıyorum.

あなたがいない人生を思い描こうとしているのです。

Onu düşünmeye zamanım yoktu.

これについて考えるヒマはなかった。

Bence önerisi düşünmeye değer.

彼の提案は考慮する価値があると思う。

Tom'un teklifi düşünmeye değer.

トムの提案は一考に値する。

Genç insanlar öyle düşünmeye eğilimlidir.

若い人はそう考える傾向がある。

Yeni metot epeyce düşünmeye değer.

その新しい方法は熟考に値する。

Çoğu köpeklerin ısırdığını düşünmeye eğilimliyiz.

我々はたいていの犬はかむものだと考えがちである。

Tom hakkında düşünmeye devam ediyorum.

- トムのことが頭から離れない。
- トムのことが気になって仕方ない。

Zekice düşünmeye devam edeceğiz. Kaynaklarımızı kullanacağız.

賢くなれ 知恵を使え

Ve genellikle bizi olumlu düşünmeye odaklayan

眼球の上の 脳の前部です

Kendi ölümünü ve savunmasızlığını düşünmeye başlıyorsun.

‎自分の死や ‎弱さについて考え始め

Öyle bir teklifi düşünmeye tenezzül etmedi.

彼女はそんな申し出を考えてくれないだろう。

Ve orta yol yaratıcı düşünmeye çalışmak

妥協点は、創造的に考える努力をすることです

Artık düşünmeye devam etmek işe yaramaz.

これ以上考えても無駄だ。

Ve burada yeniden düşünmeye gerçekten ihtiyaç var.

ここで本当に考え直す必要があります

Ve sonra ahtapot gibi düşünmeye başlaman gerekiyor.

‎タコになりきって ‎考えるようにした

Tom katkıda bulunacak bir şey düşünmeye çalıştı.

トムは何か役に立つようなことを考え出そうとしてみた。

İnsanları mutlu eden şeyin ne olduğunu düşünmeye değer.

人々を幸福にするのは何なのかを考えることは価値がある。

Ben de düşünmeye başladım, nasıl yapsak da günlük toplantılarımızda

だから 日々の集まりをどう変えれば 人々をつなげて意味を生むことに

Bu gerçek, bizi kişiselleştirilmiş ilaç adı verilen bir şey düşünmeye itti.

この認識が 個別化医療の 推進の源となっています

Sana sık sık sigara içme,o şekilde sigara içme deniliyorsa, düşünmeye başla, belki sigara içmek toplum ahlakına ya da bir şeye yönelik tehdittir.

これだけ禁煙、禁煙といわれる以上、喫煙というのは公序良俗に反する行為なんだろうね。