Translation of "Birden" in Japanese

0.010 sec.

Examples of using "Birden" in a sentence and their japanese translations:

Birden çekiveriyordu.

‎ひっくり返される

Birden şanslı oldum.

急に運が向いてきた。

Birden fren yapma.

急にブレーキをかけるな。

O birden döndü.

彼女は突然振り向いた。

Hava birden değişti.

天候が急に変化した。

Birden kalbim ağrıyor.

急に心臓が痛くなった。

Birden ışık söndü.

突然、明かりが消えた。

Tom birden rahatsızlandı.

- トムが突然病気になったんだ。
- トムは突然病気になった。

- Birden ona kadar sayın.
- Birden ona kadar say.

1から10まで数えなさい。

- Birden kalkıp odadan çıktı.
- Birden kalktı ve odadan çıktı.

彼は突然立ち上がり、その部屋から歩き去りました。

Birden pervasız mı oluveriyorlar

ある日突然 向う見ずになるのか

Bireysel adaylara birden fazla

個々の候補者に複数の

Çocuk birden ağlamaya başladı.

その子は急に泣き出した。

Hep birden koşmaya başladılar.

- 彼らはみな同時に走り出した。
- 彼らは皆同時に走り始めた。

O, birden kapıyı kapattı.

彼はばたんとドアを閉めた。

O, birden arabayı hızlandırdı.

突然彼は車の速度を上げた。

O birden ünlü oldu.

彼女は一躍有名になった。

Birden şiddetli yağmur başladı.

突然雨が激しく降り出した。

Sıfır, birden önce gelir.

一の前はゼロです。

Sıfır birden önce gelir.

一の前はゼロです。

Tom birden ağlamaya başladı.

トムは泣き出した。

O sigara içmeyi birden bıraktı.

彼は煙草をきっぱりとやめた。

Birden bir çığlık sesi duydum.

突然悲鳴が聞こえた。

Birden, durdu ve etrafına baktı.

彼女は突然立ち止まり、あたりを見回した。

Onlar hepsi birden gülmeye başladılar.

突然彼らは笑い出した。

Sıfır birden önce gelen şeydir.

一の前はゼロです。

Birden daha keşifçi bir hâl almadık.

発明が劇的に 増えたわけではなく

birden fillerin göç yolu üzerinde bitiverdi.

‎ゾウの通り道に ‎町が出現したのだ

Ve sonra çat diye birden kayboldu.

‎そして突如 泳ぎ去った

- Hep birlikte başladık.
- Hepimiz birden başladık.

我々はいっせいに出発した。

Aynı anda iki şey birden yapma.

一度に二つのことをするな。

- Tom birden rahatsızlandı.
- Tom birdenbire hastalandı.

トムは突然病気になった。

Fakat dolunay varken bile... ...talih birden dönebilir.

‎しかし満月の下でも‎― ‎運が好転することも

On kadar öğrenci hepsi birden ayağa kalktı.

10人もの学生が全く同時に立ち上がった。

Birden aklıma ona sürpriz yapma fikri geldi.

彼女を驚かせようという考えが突然私の頭にひらめいた。

Bir kediyi öldürmenin birden fazla yolu var.

猫を殺すにも方法はいろいろある。

- Birden ayağını frene koydu.
- Aniden frene bastı.

彼は急にブレーキに足をかけた。

Birden onun aklına iyi bir fikir geldi.

名案が突然彼女に浮かんだ。

- O, birden öptü beni.
- Birdenbire beni öpüverdi.

彼女は突然私にキスをした。

- Tom kahkaha attı.
- Tom birden gülmeye başladı.

トムは急に笑い出した。

Hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladı ve birden dedi ki,

母はすすり泣き すぐに言いました

Ve birden o an geldi. Elimi birazcık uzattım.

‎奇跡的な瞬間だ ‎僕は そっと手を出した

Oğlumuzun son zamanlarda birden büyümesi bize sürpriz oldu.

驚いたことに息子は最近すくすく背がのびてきた。

Bu öğleden sonra saat birden dörde kadar uyudum.

今日の午後は1時から4時まで眠ってました。

Neyse ki başarıya ulaşmak için birden fazla yol var

幸い成功への道は いくつかある

Sahip olduğumuz sınırlı zamanda üçünü birden yakalama şansımız var.

限られた時間で 全種類をとらえられるだろう

Öyle güzel bir fıkraydı ki, herkes birden kahkahayı bastı.

非常にうまい洒落だったので、満場爆笑した。

Nadiren, kırk yılda bir, on birden önce yatmaya gider.

彼女はまずめったに11時前に寝ることはない。

Bunların ikisinden birine sahip olabilirsiniz, fakat ikisine birden değil.

これらのうちどちらでも一つはあげるけど両方はだめだ。

Onun birden istifade etmiş olması, bizim için büyük sürpriz.

私達が大変驚いたことに、彼は突然辞職した。

Davout'un 26.000 adamı ikiye birden fazla olasılıkla karşı karşıya kaldı.

の26,000人の兵士は2対1以上の確率に直面しました。

Birkaç saat süren yoğun dövüşlerde, birden fazla kez el değiştirdi.

激戦は数時間続き 堡塁の主人が何度も変わった

Birden tekrar fotoğraf ve film çekmek için enerjim olduğunu fark ettim.

‎気づくと 撮影意欲が ‎よみがえっていた

- Çoklu görevde iyi değilim.
- Aynı anda birden fazla işe pek odaklanamıyorum.

一度に複数の仕事をこなすのは得意ではありません。

Ne kadar zor bir şey, sevmek ve akıllı olmak, ve her ikisi birden.

愛する事と、賢明である事と、そしてそれを両立させることの何と難しいことか。

- Kız annesini görür görmez birden ağlamaya başladı.
- Kız annesini görür görmez gözyaşlarına boğuldu.

その女の子は母親を見るやいなやわっと泣き出した。

Asya'nın hayatta kalan birkaç büyük maymunundan biri, birden Scourfield ve rehberine dal fırlatmaya başladı.

アジア唯一の大型類人猿は 彼らに枝を投げ始めました

- Kaza birden oldu.
- Kaza pat diye oldu.
- Kaza birdenbire oldu.
- Kaza ansızın oldu.
- Kaza aniden oldu.

事故は突然に起こった。

- Birbirine zıt iki şeyi aynı anda idare edemezsin.
- Birini seç, ikisi birden olmaz.
- Hem o hem bu olmaz, birini seç.

両天びんにかけようたってそうはいきませんよ。