Translation of "Odadan" in Japanese

0.006 sec.

Examples of using "Odadan" in a sentence and their japanese translations:

Odadan ayrılma.

部屋を出てはいけません。

Bu odadan ayrılmayacaksın.

- 君はこの部屋から出てはいけない。
- 君たちはこの部屋を出てはいけない。

O, odadan çıktı.

彼女は部屋を出て行った。

Sessizce odadan çıktı.

彼は黙ってへやを出ていった。

O odadan çıktı.

彼は部屋から出てきた。

Tom odadan ayrıldı.

トムは部屋から出ていった。

Sen odadan çıktın.

あなたが部屋から出てきた。

- Birden kalkıp odadan çıktı.
- Birden kalktı ve odadan çıktı.

彼は突然立ち上がり、その部屋から歩き去りました。

Mayuko odadan dışarı çıktı.

マユコが部屋から出てきた。

Odadan çıkarsan ışıkları kapa.

部屋を出るときには明かりを消しなさい。

O odadan dışarı çıktı.

彼女は部屋から出てきた。

Onlar aceleyle odadan çıktı.

彼らは急いで部屋から出ていきました。

Odadan öfkeyle dışarı çıktı.

彼は怒って部屋から出て行った。

O, çabucak odadan çıktı.

彼はすばやく部屋を出ていった。

O, sonunda odadan çıktı.

彼がついに部屋から出てきた。

Derhal odadan ayrılmamı emretti.

彼は直ちにこの部屋を出て行けと命じた。

Tom çaktırmadan odadan çıktı.

トムはそっと部屋を抜け出した。

Onun odadan ayrıldığını gördüm.

彼女が部屋から出て行くのを見た。

Onun, odadan çıktığını duydum.

彼が部屋を出る音が聞こえた。

Ona odadan ayrılmasını söyledim.

- 私は彼に部屋から出て行くように言った。
- 私は彼に部屋を離れるように言った。

Siz odadan dışarı çıkmalısınız.

部屋を出ろ。

Onlar odadan dışarıya koştular.

彼らは急いで部屋から出ていきました。

Üzgün gözlerle odadan çıktı.

- 彼女は伏し目がちに部屋から出ていった。
- 彼女は消沈した面持ちで部屋を出ていった。

Sandalyeleri odadan dışarı taşıdı.

彼は部屋から椅子を運び出した。

Odadan çıkmama izin verdi.

彼は私に部屋を出て行かせてくれた。

O, öfkeyle odadan çıktı.

彼女は怒って部屋を出て行った。

O, öğrencileri odadan kovdu.

彼は学生を部屋から出した。

Lütfen belgeleri bu odadan çıkarma.

書類はこの部屋から持ち出さないでください。

Tom odadan sinsice çıkarken yakalandı.

- トムは部屋からこっそり抜け出した所をつかまった。
- トムは部屋からこっそり出ていこうとしたとき捕まった。

Odadan ayrıldığınızda ışıkları açık bırakmayın.

部屋を出るときは電灯をつけっぱなしにしないようにね。

Odadan çıktıktan sonra kapıyı kapat.

部屋を出た後はドアを閉めなさい。

O sessizce odadan dışarı süzüldü.

彼女はそっと部屋から抜け出した。

Hoşça kal demeden odadan ayrıldı.

彼女は「さよなら」も言わないで部屋を出ていった。

O, öfkeyle odadan dışarı koştu.

彼は怒って部屋を飛び出した。

Beni gördüğü anda odadan ayrıldı.

彼は私を見るとすぐ部屋を出た。

Tek kelime söylemeden odadan ayrıldı.

彼は一言も言わないで部屋から出ていった。

İki çocuk odadan koşarak çıktılar.

二人の少年が部屋から走って出てきた。

Kimsenin odadan çıkmasına izin verilmedi.

- 誰も部屋が出ることを許されなかった。
- 誰も部屋を出ることが許されなかった。

Onun odadan çıktığını fark etmedim.

私は彼女が部屋から出て行くのに気がつかなかった。

Odadan ayrıldığınızda lütfen ışığı kapatın.

部屋を出るときは電灯を消して下さい。

Odadan çıkışımızı fark etmedin mi?

私たちが部屋を出て行くのに気がつかなかったのですか。

Bay Sato'nun odadan ayrıldığını gördük.

私たちは佐藤さんが部屋から出るのを見た。

Bu odadan hemen dışarı çık.

すぐに部屋を出て行きなさい。

Odadan çıkar çıkmaz ağlamaya başladı.

彼女は部屋を出るとすぐに泣き出した。

Onun odadan ayrıldığını fark etmedim.

彼がいつ部屋を出ていったのか気が付かなかった。

Onlar peş peşe odadan çıktılar.

彼らは部屋を次々と出て行った。

Lütfen odadan çıkarken ışıkları söndür.

退室の際は消灯してください。

Bu yüzden, bugün bu odadan ayrıldığınızda,

皆さんが この後 お帰りになる時には

Kız ayağa fırladı ve odadan ayrıldı.

少女は突然立ち上がって部屋から出て行った。

Paula annesini aramak için odadan çıktı.

ポーラはお母さんに電話をかけるために部屋を出ました。

Odadan gelen yüksek bir ses vardı.

部屋から大きな音が聞こえていた。

Bir kedi odadan dışarıya hızla koştu.

猫が部屋から飛び出した。

O, odadan ayrılırken başıyla beni selamladı.

部屋を出るときに、彼は私にお辞儀をした。

İki çocuk odadan dışarı koşarak geldi.

二人の少年が部屋から走って出てきた。

O odadan ayrıldı ve dışarı çıktı.

彼女が部屋を出て、外に出ました。

Ne yaptığımı bilmeden odadan dışarıya koştum.

私は無我夢中で部屋を飛び出した。

Onu odadan dışarı çıkmaya çalışırken yakaladım.

私は彼が部屋から出て行こうとしているところを捕まえた。

Benim evim bu dört odadan oluşur.

私の家はこの4つの部屋から成っている。

Odadan ayrılmadan önce ışığı kapatın lütfen.

部屋を出る前に明かりを消して下さい。

Odadan çıkarken ışığı kapattığından emin ol.

- 部屋を出るときには、必ず電気を消してください。
- 部屋を出るときは必ず電気を消してください。

- Hoşça kal demeden odadan ayrıldı.
- Veda etmeden ayrıldı odadan.
- Hoşça kal demeden odayı terk etti.

彼女は「さよなら」も言わないで部屋を出ていった。

Holmes kimseye haber vermeden odadan dışarı çıktı.

ホームズは誰にも気付かれずに部屋から出ていった。

Odadan dışarı gittiğinizde ışığı söndürdüğünüzden emin olun.

部屋を出るときは必ず明かりを消してね。

Lütfen bana bitişik odadan bir sandalye getir.

- 隣の部屋から椅子を持って来て下さい。
- 隣の部屋からいすを1つ取ってきてください。

Odadan ayrıldığınız zaman ışıkları kapattığınızdan emin olun.

部屋を出るときは、明かりを消したかどうか確かめて下さい。

Ne zaman odadan ayrılsam köpeğim beni izler.

ウチの犬は僕が部屋を出たらいつもついて来るんだ。

Onun ayakta durması herkesin odadan çıkmaya başlama işaretiydi.

彼が立ち上がったのを合図に皆は部屋から出始めた。

O, odadan çıkar çıkmaz, hepsi kahkahalarla gülmeye başladı.

彼が部屋を出ていったとたんみんなどっと吹き出した。

Git ve yan odadan bir sandalye getir, lütfen.

- 隣の部屋から椅子を持って来て下さい。
- 隣の部屋からいすを1つ取ってきてください。

Bu sıkışık odadan elimden geldiğince çabuk taşınmak istiyorum.

こんな狭苦しい部屋からは一刻も脱出したいよ。

Tom'u tokatladıktan sonra, Mary odadan dışarıya doğru koştu.

トムをひっぱたいた後、メアリーは部屋から駆けだした。

O, soğuk algınlığına yakalanma korkusuyla odadan ayrılmaya cesaret edemiyor.

彼女はまた風邪をひかないようにと、あえて部屋から出ようとしない。

Çok sıcak ve nemli olduğu için odadan şikayetçi oldu.

彼は部屋が蒸し暑すぎると文句を言った。

- Bu dumanlı havanın odadan çıkmasına ve biraz temiz havanın içeri girmesine izin ver.
- Bırak bu dumanlı hava odadan çıksın ve temiz hava girsin.

タバコで煙った空気を部屋から出して、新鮮な空気を入れてちょうだい。