Translation of "Kalktı" in German

0.007 sec.

Examples of using "Kalktı" in a sentence and their german translations:

- O, ayağa kalktı.
- Ayağa kalktı.

Er stand auf.

Perde kalktı.

Der Vorhang ging auf.

Ayağa kalktı.

- Er stand auf.
- Er erhob sich.

Tom kalktı.

Tom stand auf.

Sis kalktı.

Der Nebel hat sich gelichtet.

Adam ayağa kalktı.

Der Mann stand auf.

O, ayağa kalktı.

Sie stand auf.

O geç kalktı.

- Sie ist spät aufgestanden.
- Sie ist zu spät aufgestanden.

Tom geç kalktı.

- Tom ist spät aufgestanden.
- Tom stand spät auf.

Uçak zamanında kalktı.

Das Flugzeug ist pünktlich abgeflogen.

Tom ayağa kalktı.

Tom stand auf.

Tom hızla kalktı.

Tom stand schnell auf.

O, koltuğundan kalktı.

Er erhob sich von seinem Sitz.

Tom amuda kalktı.

Tom machte einen Handstand.

Tom erken kalktı.

- Tom stand früh auf.
- Tom stand zeitig auf.

Tom sandalyesinden kalktı.

Tom erhob sich von seinem Platz.

Yabancı sınırı kalktı.

Die Ausländerregelung ist abgeschafft worden.

Anlaşmazlık tamamen ortadan kalktı.

Der Streit wurde ein für alle Mal beigelegt.

Gözlerindeki yaşlarla ayağa kalktı.

Sie erhob sich mit Tränen in den Augen.

Tom kalktı ve gitti.

Tom stand auf und ging.

Tom çabucak ayağa kalktı.

Tom stand schnell auf.

Tom gitmek için kalktı.

Tom stand auf um zu gehen.

Tom plajda amuda kalktı.

- Tom machte am Sandstrand einen Handstand.
- Tom vollführte einen Strandhandstand.

Tom yavaşça sandalyesinden kalktı.

Tom erhob sich langsam von seinem Stuhl.

O, sabah sekizde kalktı.

Er ist um 8 Uhr morgens aufgestanden.

O, sabah yedide kalktı.

Sie stand um sieben Uhr morgens auf.

Tom ters tarafından kalktı.

Tom ist mit dem falschen Fuß aufgestanden.

Tom ayağa kalktı ve sonra diğer herkes de ayağa kalktı.

Tom stand auf, woraufhin auch alle anderen aufstanden.

Uçak on dakika önce kalktı.

Das Flugzeug hat vor zehn Minuten abgehoben.

O bu sabah erken kalktı.

- Er stand heute Morgen früh auf.
- Er ist heute Morgen früh aufgestanden.
- Er ist heute Morgen zeitig aufgestanden.

Tom kalktı ve odadan çıktı.

Tom stand auf und verließ das Zimmer.

- O uyandı.
- Yataktan kalktı.
- Uyandı.

Er stand auf.

O her zaman erken kalktı.

Sie stand immer früh auf.

Tom bu sabah geç kalktı.

Tom hat heute Morgen verschlafen.

Tom kalktı ve yürümeye başladı.

Tom stand auf und fing an, auf und ab zu gehen.

Tom bu sabah erken kalktı.

Tom stand heute Morgen früh auf.

Perde kalktı ve performans başlamıştı.

Der Vorhang war oben, und die Vorführung hatte begonnen.

Tartışmanın ortasında kalktı ve gitti.

Mitten in der Diskussion stand er auf und ging fort.

Balıkçı adam şafaktan önce kalktı.

Die Fischer standen vor Sonnenaufgang auf.

Tom her zaman erken kalktı.

Tom stand immer früh auf.

- Tom dizüstü bilgisayarını kapatıp ayağa kalktı.
- Tom laptopunu kapattı ve ayağa kalktı.

- Tom klappte seinen Laptop zu und stand auf.
- Tom klappte sein Laptop zu und stand auf.

- Tom ayağa kalktı ve pencereye doğru yürüdü.
- Tom ayağa kalktı ve pencereye gitti.

Tom erhob sich und ging zum Fenster.

Birkaç ertelemeden sonra, uçak nihayet kalktı.

Nach mehreren Verzögerungen hob das Flugzeug endlich ab.

O, odaya girdiğinde o ayağa kalktı.

Als sie das Zimmer betrat, stand er auf.

O beni selamlamak için ayağa kalktı.

Er stand auf, um mich zu begrüßen.

Tom ayağa kalktı ve kapıya yöneldi.

Tom stand auf und begab sich zur Tür.

Artık çok geç. Tren çoktan kalktı.

Jetzt ist es zu spät. Der Zug ist abgefahren.

Tüm bu bağlantılar tamamen ortadan kalktı.

brachen viele dieser Verbindungen ganz weg.

O beni karşılamak için sandalyesinden kalktı.

Er erhob sich von seinem Stuhl, um mich willkommen zu heißen.

Uçak saat 2:30'da kalktı.

Das Flugzeug flog um halb drei ab.

Tom masadan kalktı ve mutfağa gitti.

Tom erhob sich vom Tisch und ging in die Küche.

Tom yataktan kalktı ve ışığı yaktı.

Tom stieg aus dem Bett und schaltete das Licht ein.

- Kalkıp gitti.
- O kalktı ve gitti.

Er stand auf und ging.

Ayağa kalktı ve pencereye doğru yürüdü.

Sie stand auf und ging ans Fenster.

Linda şarkı söylemek için ayağa kalktı.

Linda erhob sich, um zu singen.

Tom neredeyse her gün altıda kalktı.

Tom stand fast jeden Tag um sechs Uhr auf.

- Tom yataktan çıktı.
- Tom yataktan kalktı.

Tom stand auf.

Dük kalktı ve sevgiyle karısını öptü.

Der Herzog erhob sich und küsste liebend seine Gemahlin.

Tom şarkı söylemek için ayağa kalktı.

Tom erhob sich, um zu singen.

Onların hepsi aynı zamanda ayağa kalktı.

Sie standen alle gleichzeitig auf.

Bu sabah o çok geç kalktı.

Er hat heute Morgen verschlafen.

Adam ayağa kalktı ve şarkı söylemeye başladı.

Der Mann stand auf und begann zu singen.

Yumi İngilizce programını dinlemek için erken kalktı.

- Yumi stand früh auf, um sich die englische Sendung anzuhören.
- Yumi ist früh aufgestanden, um sich die englische Sendung anzuhören.

Örgüsünü bir kenara koydu ve ayağa kalktı.

Sie legte ihr Strickzeug beiseite und stand auf.

Tüm seyirci ayağa kalktı ve alkışlamaya başladı.

Das ganze Publikum stand auf und begann zu applaudieren.

O, her zamanki gibi saat beşte kalktı.

Er stand wie üblich um fünf auf.

Bill ilk treni yakalamak için erken kalktı.

Bill stand zeitig auf, um den ersten Zug zu nehmen.

Tom ayağa kalktı ve pencereye doğru yürüdü.

Tom erhob sich und ging zum Fenster.

Tom sandalyesini geriye itti ve ayağa kalktı.

Tom schob seinen Stuhl zurück und stand auf.

İnsanlar ayağa kalktı ve şarkı söylemeye başladı.

Die Leute standen auf und begannen zu singen.

Tom ilk trene yetişmek için erken kalktı.

- Tom stand zeitig auf, um den ersten Zug zu nehmen.
- Tom stand früh auf, um den ersten Zug zu erwischen.

Tom yataktan kalktı ve hızla elbiselerini giydi.

Tom stieg aus dem Bett und zog sich zügig an.

Çocuklardan biri ayağa kalktı ve bağırmaya başladı.

Einer der Jungen erhob sich und fing an zu schreien.

Tom kalktı ve arka kapıya doğru yöneldi.

Tom stand auf und begab sich zur Hintertür.

Tom kalktı ve ofisin dışında Mary'yi izledi.

Tom stand auf und folgte Maria aus dem Büro.

Kadın sandalyeden kalktı ve kapıya doğru baktı.

Die Frau stand vom Stuhl auf. Und sie blickte zur Tür.

Acı içinde ayağa kalktı ve kabinlerden birine girdi.

stand sie voller Schmerzen auf und ging rüber zu den Toiletten.

Tom bu sabah her zamankinden daha erken kalktı.

Tom ist heute Morgen früher als gewöhnlich aufgestanden.

Uçağımız tam olarak akşam 6:00'da kalktı.

Unser Flugzeug hob exakt um 18 Uhr ab.

Tom bir süre bekledi ve gitmek için kalktı.

Tom wartete kurz und stand dann auf, um zu gehen.

O maçı daha iyi görmek için ayağa kalktı.

Er stand auf, um das Spiel besser zu sehen.

Tom her zamanki gibi 6:30'da kalktı.

- Tom stand wie gewöhnlich um halb sieben auf.
- Tom stand wie gewöhnlich um sechs Uhr dreißig auf.
- Tom stand wie gewöhnlich um 6.30 Uhr auf.

Tom uyuyamadı bu yüzden kalktı ve yürüyüşe çıktı.

Tom konnte nicht einschlafen; deswegen stand er auf und machte einen Spaziergang.

Tom amuda kalktı ve gömleği yüzünün üzerine düştü.

Tom machte einen Handstand, und ihm fiel das Hemd über das Gesicht.

Şimdi sanki üzerimden bir ağırlık kalktı gibi hissediyorum.

Ich fühle jetzt, wie mir ein Stein vom Herzen fällt.

Savaş sabahı huzursuz kral erkenden kalktı ve şair Thormod'dan

Am Morgen der Schlacht stand der unruhige König früh auf und bat seinen Dichter Thormod

Çiftçi gün doğumunda kalktı ve gün batımına kadar çalıştı.

Der Farmer stand bei Sonnenaufgang auf und arbeitete bis zum Sonnenuntergang.

- Birden kalkıp odadan çıktı.
- Birden kalktı ve odadan çıktı.

Er stand plötzlich auf und ging aus dem Zimmer.

Dan, ulusal marşı çaldığı zaman tüm öğrenciler ayağa kalktı.

Als Dan die Nationalhymne spielte, erhoben sich alle Studenten von ihren Plätzen.

Tom az önce kalktı ve hâlâ tamamen uyanık değil.

Tom ist gerade erst aufgestanden und noch immer nicht ganz wach.

Tom yatağın ters tarafından kalktı ve bütün gün suratsızdı.

Tom ist mit dem falschen Fuß zuerst aufgestanden und hat schon den ganzen Tag schlechte Laune.

Tom gitmek için kalktı fakat Mary onun geri oturmasını istedi.

Tom erhob sich zum Gehen, doch Maria bat ihn, sich wieder hinzusetzen.

Tom ayağa kalktı ve başka bir bira için buzdolabına gitti.

Tom stand auf und holte sich noch ein Bier aus dem Kühlschrank.

Tom kalktı ve bir fincan kahve almak için mutfağa gitti.

Tom stand auf und ging in die Küche, um sich eine Tasse Kaffee zu holen.