Translation of "Anlamak" in Japanese

0.012 sec.

Examples of using "Anlamak" in a sentence and their japanese translations:

Nedenini anlamak kolay:

理由は簡単です

Nedenini anlamak için

その原因を知るために

Şunu anlamak zorundayız.

これだけは理解しなくちゃ

Birbirimizi anlamak önemlidir.

お互いに理解しあうことは大切なことです。

Bütün problemi anlamak istiyordum.

問題全体を理解したいと 私は思いました

Birini anlamak birini sevmektir.

だれかを理解することは、その人を愛することだ。

Onun şiirlerini anlamak güçtür.

彼の詩は理解するのが難しい。

Onun fikirlerini anlamak zordur.

彼の考えは理解しにくい。

Söylediği gerekçeyi anlamak zor.

彼が与えた理由は理解しにくい。

Onun teorisini anlamak zordur.

彼の理論を理解するのは難しい。

Onu anlamak basit değil.

それを理解するのは簡単ではない。

Bu romanı anlamak zordur.

この小説は理解するには難しい。

Osaka lehçesini anlamak zordur.

大阪の方言は聞き取り難い。

Ve nasıl olduğunu anlamak, ne kadar tehlikeli olduğunu anlamak için önemli.

このウィルスの広がり方に注目すれば、

Niçin gitmek istediğini anlamak zor.

なぜ君が行きたいのか理解しにくい。

Dersinin konusunu anlamak çok zordu.

彼の講演の主題を理解するのは難しかった。

Onun fikirlerini anlamak kolay değildir.

彼の考えを理解するのは難しい。

Bu cümlenin anlamını anlamak zorundayım.

この文の意味を理解する必要がある。

Onu anlamak için yeterince yaşlıdır.

彼はもう十分それが分かる年頃だ。

Neden gitmek istediğini anlamak zor.

なぜ君が行きたいのか理解しにくい。

Bu sözlükteki örnekleri anlamak kolay.

この辞書の用例はわかりやすい。

- Bunu anlamak hiç de kolay değil.
- Bunu anlamak hiç kolay değil.
- Kolayca anlaşılmaz.

それを理解するのは簡単ではない。

Cevabın şiddet değil anlamak olduğunu görebiliyordum.

暴力ではなく 理解することが答えだとわかったのです

Beyni anlamak için, elbette, beyinleri araştırmalıyız

脳を理解するためには 脳を研究する必要があります

Anlamak istediğiniz önemli şeylerden biri yüzey,

私たちが知りたい 重要なものの一つは海面です

İşin ucunda evrendeki yerimizi anlamak var.

それが宇宙での私達の 立ち位置を理解する方法です

Her şeyi anlamak her şeyi affetmektir.

全貌を理解すれば人を理解する事が出来る。

Bu kitabı anlamak benim becerilerimi aşar.

この本を理解するのは、私の能力を超えている。

Onun konuşması anlamak için çok soyut.

彼の演説は抽象的なので私には理解できない。

Bu kitabı anlamak benim yeteneğimin ötesindedir.

この本を理解するのは、私の能力を超えている。

Bir erkek olarak kim olduğumu anlamak için

そして私は 一人前の男としての 自分を知るために

Anlamak için Antik Yunanlara geri dönmemiz lazım.

話を古代ギリシャに戻してみましょう

Bazen insanların ne yaptıklarını anlamak daha kolay,

動作を見た方が わかりやすいこともあります

Bir gün tasarrufun önemini anlamak için geleceksin.

いつかは君も貯蓄の重要さを悟るようになるだろう。

Bu teoriyi anlamak, benim için çok zordur.

この理論はとてもむずかしいので私には理解できない。

Kırık bir İngilizceyle konuştu, onu anlamak zordu.

彼はほとんど理解できない片言の英語で話した。

- Benim doğru konuşup konuşmadığımı anlamak için gözleri yüzümü aradı.
- Doğru söyleyip söylemediğimi anlamak için beni iyice süzdü.

私が正直に話しているか確かめようと彼の目は私の表情を探った。

Ama bunu anlamak yıllarımı aldı, çok uzun yıllar.

非常に長い時間がかかりました

Bu bireysel kalıpları, bu değişkenleri ve değişiklikleri anlamak;

個々のパターンや個人差 変化の仕方を理解することが

Ve böyle yorumların neden incitici olduğunu anlamak için,

そして こんなコメントが 何故 人を傷つけるのかを理解する為であり

Her şeyi anlamak Öyleyse hiçbir şey ters gidemez!

すべてを理解するそれなら、何も問題はありません!

Bilimin amacı, çoğunlukla söylenildiği gibi, anlamak değil, öngörmektir.

科学の目的は、しばしば言われてきた様に、理解する事ではなく、予見する事です。

Onu anlamak için, yalnızca bu kitabı okumak zorundasın.

それを理解するには、この本を読みさえすればいい。

Japon kültürünü tam olarak anlamak için dil öğrenmelisin.

日本文化を十分に理解するためには、日本語を学ぶべきだ。

Onun ne söylediğini anlamak uzun bir zaman aldı.

彼女が言っている事を理解するのにずいぶんと時間がかかった。

Hiçbir kültürel geçmiş, sanatı anlamak için gerekli değildir.

芸術を理解するのに文化的背景は必要ではない。

Onun ne söylemeye çalıştığını anlamak bir süremi aldı.

彼女の言おうとしていることがわかるのに少し時間がかかった。

Açık konuşmak gerekirse, neden gitmek istediğini anlamak zor.

率直にいえばなぜ君が行きたいのか理解しにくい。

Hoşunuza gidip gitmeyeceğini anlamak için bu şarabın tadın.

このワインがお口にあうかどうか試しに飲んでみてください。

- Benim için onu anlamak güç.
- Onu anlamam zor.

私が彼のことを理解するのは困難だ。

Biz de bilginin gezegen çapında nasıl iletildiğini anlamak istiyoruz.

情報が世界中でどう伝達されるかを 私たちは理解したいと思います

Gerçekten onun ne kastettiğini anlamak için yeterli aklı vardı.

彼の真意を察するだけの分別が彼女にはあった。

Teknik terimlerle yazıldığı için bu kitabı anlamak çok zor.

専門用語で書いてあるため、この本は実に読みにくい。

Onun konuştuğu her sözü anlamak için öne doğru eğildim.

私は彼の話す言葉をすべて聞こうと身を乗り出した。

Ve bugün sizlere kendi gezegenimizi daha iyi anlamak için tasarlanmış

だから今日は 地球のことを もっと知るために作られた

Bu beni daha da meraklandırdı, onları daha fazla anlamak istedim.

好奇心を掻き立てられ 彼らをもっとよく理解したいと思った

Bütün yolu sadece onun evden uzakta olduğunu anlamak için yürüdüm.

はるばる彼女に会いに行ったが、家にいないことがわかった。

O ve ben birbirimizi anlamak zorundayız ve bu derhal olmalı.

あなたと私は、お互いに理解し合わねばならぬ。

Onun yeterince tatlı olup olmadığını anlamak için kekin tadına baktı.

彼女は甘さ加減がよいかどうかケーキの味見をした。

Kazanın ne kadar ciddi olduğunu anlamak için sadece bu makaleyi okumalısın.

その事故がどんなに重大であったかは、この記事を読みさえすればよい。

Çok sayıda öğrenci konuştuğu için, profesörün söyleyecek neyi olduğunu anlamak zordu.

多くの学生がしゃべっていたため、その教授が言わんとすることを聞くのは難しかった。

- Onu azarlama. O anlamak için fazla genç.
- Onu azarlama. O anlayamayacak kadar genç.

彼女をしからないで。幼くて理解できないから。