Translation of "Alacak" in Japanese

0.018 sec.

Examples of using "Alacak" in a sentence and their japanese translations:

İşi alacak mısın?

君はその仕事を引き受けますか。

Onu alacak mısın?

それ買うつもりなの?

Yeni bir bisiklet alacak.

彼は新しい自転車を買うつもりです。

Bilet alacak param yoktu.

私は切符を買うお金を持っていなかった。

Otobüs bizi nereden alacak?

バスはどこに迎えに来るのですか。

Annesinin yerini kim alacak?

誰が彼の母の代わりをするだろうか。

Sizin yerinizi kim alacak?

誰が君の代わりをするんだい。

Sözlüğü alacak param yok.

私にはその辞書を買う金がない。

Nefes alacak hava yoktu.

風はそよとも吹かなかった。

Arabayı satın alacak mısınız?

あなたはその車を買うつもりですか。

Bu uzun zaman alacak.

- 時間がかかりそうだな。
- 長くかかりそうだな。

Korkarım banka evimi geri alacak.

銀行に家を取り上げられてしまいそうなんだよ。

Otobüs bizi saat kaçta alacak?

何時にバスは迎えに来るのですか。

Yarışı kim kazanırsa ödülü alacak.

そのレースに勝つ人は誰であれ、その賞をもらえます。

Konser biletlerini alacak paraları yoktu.

彼らはコンサートのチケットを買うお金がなかった。

Gelecek seçimlerde işini geri alacak.

彼は今度の選挙で職に復帰するだろう。

İyileşmek uzun zaman alacak mı?

長びきそうですか。

Onların sınıfının sorumluluğunu kim alacak?

誰が彼らのクラスの担任になるのだろうか。

O, rüşvet alacak son adamdır.

彼は決してわいろを受け取るような人ではない。

Ondan tavsiye alacak kadar akıllıydı.

賢明にも彼は彼女の忠告に従った。

O, kırmızı bir kazak alacak.

彼女は赤いセーターを買います。

O arabayı satın alacak mısın?

- あの車を買うつもりですか。
- その車を買うつもりなの?

Karl'ın ölümünün öcünü kim alacak?

誰がカールの仇討ちをする?

Bu uzun bir zaman alacak.

時間かかりそうだよ。

Tom bunu satın alacak mı?

トムはこれを買うつもりなの?

Sam, bu senin saatlerini alacak.

サム、これをやるのに何時間も掛かるぞ。

O otomobili satın alacak mısınız?

あの車を買うつもりですか。

Sözlüğü alacak kadar param yok.

その辞書を買うお金が無いよ。

Onun iyileşmesi biraz zaman alacak.

彼がよくなるにはしばらくかかるだろう。

Onu alacak kadar zengin değilim.

私はそれを買えるほど金持ちではない。

Yapay zekâ rutin işlerimizi bizlerden alacak

いずれAIが存在感を増して 単純労働を担うようになると

Öğrenciler bu İngilizce kurslarından birini alacak.

学生はこれらの英語コースの中から1つを受講する。

İstasyona taksiyle gitmek 20 dakikamı alacak.

駅までタクシーで20分かかるでしょう。

O gelecek hafta İngilizce eğitimi alacak.

彼は来週英語を勉強する予定です。

O, rüşvet alacak bir adam değildir.

彼はわいろを取るような人ではない。

Maalesef bu biraz daha zaman alacak.

申し訳ありませんが、もう少し時間がかかります。

Tom yeni bir bilgisayar satın alacak.

トムは新しいコンピューターを購入する予定だ。

Dün baktığın şu elbiseyi alacak mısın?

昨日見てたあのドレス買うの?

Onu satın alacak mısın, almayacak mısın?

それ買う気があるの?ないの?

Bir araba alacak kadar param var.

私は車を買えるだけのお金がある。

Sanırım Japonya'ya dönmek uzun zaman alacak.

今度日本に返って来られるのはずっと先のことでしょう。

Annem bize bir yavru köpek alacak.

お母さんは私達に仔犬を買います。

Soğuk algınlığımı atlatmak uzun zamanımı alacak.

風邪を治すまで長くかかりそうだ。

Ben onun yerini alacak birini aradım.

- 私は誰か彼女の代わりをする人を捜した。
- 私は誰かが彼女の代わりをする人を探した。

Araba istiyorum, ama alacak param yok.

- 車が欲しいがそれを買う金がない。
- 車欲しいけど、買うお金がないんだよね。
- 車が欲しいんだけど、先立つものが無くて。

Mary yeni bir ceket alacak kadar aptaldı.

新しいコートを買うなんて、メアリーはどうかしてたのね。

Otobüsle gitmek çok zaman alacak mı sence?

バスでは時間がかかると思いますか。

En iyi halde ortalama bir not alacak.

彼はよくても平均点しか取れないだろう。

O onu anlamadan önce biraz zaman alacak.

彼がそのことを理解するにはしばらく時間がかかるだろう。

O, gelecek hafta yeni bir bisiklet alacak.

彼は来週自転車を買うつもりだ。

Bay Koop rüşvet alacak kişi türü değil.

クープ氏は決して賄賂を受け取るような人ではない。

Düzenli olarak kıyafetler alacak kadar para kazanmıyorum.

洋服を定期的に買う余裕はありません。

Okuldan sonra, Tom arabayla gelip beni alacak.

学校終わったら、トムが車で迎えに来てくれる予定なんだ。

Oraya gitmek en az bir saat alacak.

そこへ行くのには少なくとも1時間かかるだろう。

Böylesine pahalı bir bisikleti alacak kadar delisin.

こんな高い自転車を買うなんて、どうかしてるよ。

- Emi İngilizce eğitimi alacak.
- Emi İngilizce çalışacak.

エミは英語を勉強するでしょう。

Ama geri dönüp su almak çok zaman alacak.

でも水を取りに行くのは 時間がかかる

Etkili bir şekilde hedef alacak kombine tedaviler geliştiriyoruz.

組み合わせ治療の開発に ハシニ効果を利用しています

Keşke o arabayı satın alacak yeterli param olsa.

その車を買うのに十分なお金があればいいのになあ。

Salon 1.000'den fazla kişiyi alacak kadar büyüktü.

そのホールはとても広くて1、000人以上も収容できるほどだった。

Buradaki hayata alışmak biraz zamanımı alacak gibi görünüyor.

私がここの生活に慣れるのに時間がかかりそうです。

Ekmek ve süt alacak kadar parası ancak vardı.

彼はパンと牛乳がどうにか買えるだけのお金を持っていた。

O kitabı okumayı bitirmem uzun bir zaman alacak.

- 私がその本を読み終わるには長いことかかるでしょう。
- あの本を読み終えるには、長いことかかりそうだよ。

- Ev alacak param yok.
- Ev almaya gücüm yok.

家を買う余裕なんてないよ。

Kim böyle pahalı bir şeyi alacak merak ediyorum.

こんな高いもの誰が買うんだろう。

Her şeyi dikkate alacak olursak, sonuç umduğumdan daha iyi.

あらゆる事を考慮に入れれば、結果は私の期待以上だ。

- Ayaklanmayı bastırmak uzun sürecek.
- Ayaklanmayı bastırmak uzun zaman alacak.

その暴動を鎮圧するには長い時間がかかるだろう。

Tom'un ihtiyacı olan her şeyi alacak yeterli parası yoktu.

トムには必要なものを全部買うだけのお金がなかった。

Bu güzel günlerden bir gün o sadece hak ettiğini alacak.

近いうちに彼は当然の報いを受けることになります。

Görev için kalifiye olması onun en az iki yılını alacak.

彼がその地位に就く資格を得るのに、少なくとも2年はかかるだろう。

Onun bu görev için nitelikli olması en az iki yılını alacak.

彼女がその地位に就く資格を得るのに、少なくとも2年はかかるであろう。

- Ödevimi bitirmem ne kadar zamanımı alacak.
- Ev ödevimi bitirmek ne kadar zamanımı alır?

私が宿題をやってしまうのにどのくらいかかるのだろうか。

Karın iki metre altında kalmış bir leşin kokusunu alacak kadar. Volverinlere çok nadir rastlanır.

‎2メートルの雪に埋まった ‎死骸を嗅ぎ分ける ‎クズリは珍しい動物だ

- Araba şöyle dursun, bisiklet almaya bile param yetmiyordu.
- Arabayı geçtim, bisiklet alacak param dahi yoktu.

僕は自転車を買う余裕がなかった。まして車なんて。