Translation of "şeyleri" in Japanese

0.011 sec.

Examples of using "şeyleri" in a sentence and their japanese translations:

Bariz şeyleri söyleme.

当たり前のこと言うなよ。

İçindeki şeyleri görüyor musunuz?

中の物が見える?

Ve bir şeyleri ertelemeyle.

それと宙に浮く感覚とも

O şeyleri hazırlıksız söylüyor.

その場限りのことを言う。

Onlar gereksiz şeyleri attılar.

彼らは不用の物は捨てた。

O, tatlı şeyleri sevmiyor.

彼は甘いものを好まない。

Bu tip şeyleri sevmiyorum.

そういう類いのことは好きじゃない。

Sana öğrettiğim şeyleri yaşadım.

あなたに教えたこれらのことは私が経験で知っている。

Yiyecek bir şeyleri yok.

- 彼らは食べ物を持ってない。
- 彼らは口に入れるものが何もないです。

öğrencilerimin öğretecek bir şeyleri oldu

生徒達が教える立場になったのです

Aynı şeyleri farklı şekilde gördüm.

以前と違って見え出したのです

Aynı şeyleri yine yapar mıydım?

再度 性転換を行うかと聞かれたら?

Iş yerinde aynı şeyleri istiyorlar,

仕事で同じものを求めていて

Günlük hayattaki olağanüstü şeyleri görebilmeleri

幅広い職種の人々に手を貸して

Ve böyle şeyleri fark ederim.

この類の事はわかるのです

Basit şeyleri yaparak detaylardan kurtulabiliriz.

厄介な考えすぎから 意識を逸らすのに有効です

çünkü önemsediğim şeyleri internette göremiyordum.

私が気にするようなことは ネットでは分からないからです

Karanlıkta gizlenen şeyleri ortaya çıkarır.

‎闇の中の世界を映し出す

Tüm insanlar aynı şeyleri istiyor,

人はみな同じ物を欲してる

Bazı garip şeyleri keşfetmeye başladım.

奇妙なことに気づき始めました

Şikâyet edecekleri bir şeyleri yok.

- 彼らには不平を言うべきことは何もない。
- 彼らには、不平を言うことは何もない。

O, şimdi odasındaki şeyleri düzenliyor.

彼は今部屋の中で物を整頓している。

O her zaman şeyleri unutur.

彼はいつも忘れ物ばかりしている。

Tom yeni şeyleri denemekten hoşlanır.

トムは新し物好きだ。

Tom'un söylediği şeyleri ciddiye almamalısın.

トムの言うことなんか真に受けちゃだめだよ。

Lütfen değerli şeyleri burada bırakmayın.

大切なものはここに置かないで下さい。

Lütfen benim şeyleri ayrı bırakın.

私の持ち物に触れないでください。

İnsanlar genellikle anlayamadıkları şeyleri sevmezler.

人々は普通、自らの理解できないことは好きではない。

Neden şeyleri çok iyi açıklayabiliyorsun?

どうしてそんなに分かりやすく説明できるの?

Gelecek için önemli olan şeyleri ölçmüyoruz.

私たちは 将来 重要になることを 評価していないのです

çoğumuz yakınımızdaki şeyleri düşünmeyi tercih ederiz;

ほとんどの人は 身近な事柄を考えがちです

Söylenen şeyleri nasıl göz ardı edebildin?

彼の発言を見逃せるとは どういうことなのか

Sonra da bir şeyleri haykırmaya başladım.

そして色々と叫び始めました

Bu tür şeyleri araştırmak benim işim.

そのような事を調査するのが私の仕事だ。

O, benim için hoşlandığım şeyleri pişiriyor.

彼女は私の好みに合わせて、料理を作ってくれる。

Yaşamak için çok az şeyleri var.

彼らは暮らしに余裕がない。

Doktorun yememeni söylediği şeyleri yediğine inanamıyorum.

医者が食べるなって言ったのを食べるなんて、信じられない。

Yine ihtiyacım olmayan şeyleri satın aldım.

また要らないもの買っちゃったよ。

Sen neden şeyleri açıklamada çok iyisin?

どうしてそんなに分かりやすく説明できるの?

Çocuklar bile onun gibi şeyleri bilirdi.

そんなこと子供でも知ってるよ。

Yine ihtiyacın olmayan şeyleri satın aldın.

また要らないもの買っちゃったよ。

Aslında insanlar inandıklarını ispatlayan şeyleri yapıyor.

実際 人は自らの信じることを 示すために行動します

Bir teleskop kullanarak uzaktaki şeyleri görebiliriz.

- 遠くの物が望遠鏡で見える。
- 望遠鏡を使えば、遠くにあるものを見ることができます。

Skandalla ilgili yapacak bir şeyleri var.

彼らはその汚職と何か関係がある。

Neden yaşlandıkça bir şeyleri unutmaya daha yatkınız?

なぜ年をとるごとに 忘れっぽくなるのでしょう?

Test ettikleri şeyleri ve buldukları ilginç sonuçları

彼らが試したことや 興味深い発見について

Yaprakların kenarındaki şu küçük şeyleri görüyor musunuz?

小さなギザギザが― 葉の端(はし)にある

Ve bir şeyleri gerçekten doğru yaptıklarını gösteriyor.

ナマケモノが何かすごく上手く やっていることを示しています

çoğu insanın ödünü koparan şeyleri yaparken sakinim.

ほとんどの人が恐れることで 私は落ち着くんです

Yükselip alçalan, dalgalı şeyleri ve nasıl etkileşimde

パタパタしたり ブラブラする部分が

Bir şeyleri şaşırtıcı yöntemlerle kullanır halde buluyoruz.

結局 こういうものを使っているうちに 驚くような事態も生じました

Ve birlikte zor olan şeyleri yapmayı da.

誰かと難しいことに挑戦するのも みんなが好きなことです

Koleje kabul için gerekli şeyleri anlatabilir misiniz.

その大学の入学資格を教えて下さい。

Babam genellikle bana şeyleri temiz tutmamı söyler.

父は、よく私に、物をきれいにしておくようにと言う。

Dergileri, broşürleri ve benzeri şeyleri kaldırmanı istiyorum.

雑誌とかパンフレットとかいろんなもの、君、片付けてほしい。

Kulübeyi temizleyin ve ihtiyacınız olmayan şeyleri atın.

小屋をきれいにして不要のものを捨てなさい。

Proleterlerin zincirlerinden başka kaybedecek hiçbir şeyleri yoktur.

プロレタリアートには、鉄鎖以外に失うものはない。

Çok sıcak şeyleri yiyemem ya da içemem.

私はとても猫舌なんです。

Daha önce hiç yapmadığım şeyleri yapmaya başladım.

前にやったことがないのは今やる。

Şimdi daha önce hiç yapmadım şeyleri yapacağım.

前にやったことがないのは今やる。

Ayrıca bu gruplar gençlere çok arzuladıkları şeyleri vaadediyor:

そして若者が欲しくて仕方がないものを 与えてやると約束するのです

Sayelerinde, sevdiğim şeyleri, daha da sever hâle geldim;

自分の好きなことを もっと 好きになったんです

Ama bu tür şeyleri yapmak daha pahalı olurdu.

そういうものがずっと 高くついたかもしれない

O yapmayı bile hiç düşünmediğim şeyleri yapabileceğime inanıyor.

彼は私が考えもつかなかったことをやれると信じている。

O, şeyleri asla ödünç almaz ya da vermez.

彼は決して物の貸し借りはしない。

Yaşlı insanlar sık sık yeni şeyleri denemekten korkarlar.

年配の人はよく新しいことをするのを恐れる。

Bu kırılgan şeyleri güvenli bir yere koyar mısın?

この壊れものを安全な場所に置いてもらえませんか。

Birkaç yıl sonra, hayatımda bazı şeyleri kontrole almayı başardım.

数年が経って 少しは 生活を立て直すことができました

Ve kâr dışındaki şeyleri de temsil eden bir kitaba.

利益以上のものを 見るような

Tüketiciler olarak her biriniz bir şeyleri değiştirme gücüne sahipsiniz.

皆さんの1人1人に 変化を起こす力があるんです

- Yiyecek bir şeyleri yoktu.
- Onların yiyecek bir şeyi yoktu.

- 彼らには食べ物が無かった。
- 彼らには何も食べるものがなかった。

O bana yaşımı, adımı, adresimi ve benzeri şeyleri sordu.

彼は私に年齢、名前、住所などを尋ねた。

Ona geride bıraktığı şeyleri vermek için onu geri çağırdı.

彼女は忘れ物を渡すために彼を呼び戻した。

Ben çok aptalım...Kendi anlamadığım şeyleri sana açıklamaya çalışıyorum.

うまく言えないんだけど・・・自分も理解していないことを君に説明しようとしてるんだ。

Bazı şeyleri berbat ettim, keşke tırmanacak bir delik bulabilsem.

- こんなへまをして、穴があったら入りたいよ。
- 大きなへまをやらかしてしまったんだ、穴があったら入りたいよ。
- とんでもないことをしてしまった。穴があったら入りたい。
- やらかしてしまった。穴があったら入りたいよ。

Aşk kördür ama kıskançlık var olmayan şeyleri bile görebilir.

愛は盲目であるが、嫉妬は存在しないものまで見せることがある。

Casuslar senin onların bilmesini istemediğin şeyleri bilmek için işlerini yaparlar.

スパイの仕事とは、あなた方が知られたくないと思っていることを知ることだ。

Diplomasi, en iğrenç şeyleri en hoş şekilde yapmak ve söylemektir.

外交術とは、この上ない美しいやり方で、最も汚らしいことを行ったり、言ったりすることである。

Küçük erkek kardeşim uykulu olduğunda sayıklıyor. En garip şeyleri söylüyor.

うちの弟は、よく寝ぼけて変なことを言い出す。

Aynı şeyleri tekrar inşa etmek yerine daha iyisini yapacak kişileri bekliyorlar.

元よりも良いものを作るための チャンスです

Bizi özel ve farklı kılan ve bizi bir arada tutan şeyleri

私たちを特別にしているもの 区別するもの

Birçok aile savaş sırasında tasarruflarını kaybetmişlerdi ve başvuracakları hiçbir şeyleri yoktu.

戦争中多くの家族は蓄えのすべてを使い果たし、頼るものが無くなった。

Ben lise mezunuyum yani ben lise problemlerini ve bu gibi şeyleri cevaplayabilirim.

僕高卒だからそのぶん高校の問題とか出来る。

Sana gelecek ay elbiselerini ve bazı diğer şeyleri Express Delivery ile göndereceğim.

あなたの衣類などは来月、宅急便で送ります。

Tom'un bu şeyleri neden söylediğini bilmiyorum ama bahse girerim şimdi söylememiş olmayı diliyordur.

私はどうしてトムさんがあんなことを言ってしまったのかわかりませんが、今は悔しがっているんでしょう。

- Süt, yumurta, tereyağı ve benzeri şeyleri satın almalısınız.
- Süt, yumurta, tereyağı ve daha nicesini alman gerekiyor.

牛乳、バター卵などを買わなければならない。

Tom senin vasat erkeğin değil. O birçok erkeklerin hoşlandığı şeylerden hoşlanmaz ve birçok erkeğin yapmaktan hoşlandığı şeyleri yapmaktan hoşlanmaz.

トムは普通の男とは違うぞ。彼は大概の男が好むことを好まないし、大抵の男なら喜んですることをやりたがらない。