Translation of "Sevmiyor" in Japanese

0.010 sec.

Examples of using "Sevmiyor" in a sentence and their japanese translations:

- Tom matematiği sevmiyor.
- Tom matematik sevmiyor.

トムは数学が好きじゃない。

Tom matematiği sevmiyor.

トムは数学が好きじゃない。

Sevgilim beni sevmiyor.

恋人は私を愛してくれない。

Tom seni sevmiyor.

トムはあなたが好きじゃないんだ。

Tom beni sevmiyor.

- トムは私のことを好きじゃない。
- トムは私のことを好きではない。

Öğrencilerin çoğunluğu tarih sevmiyor.

学生の大多数が史学を嫌っている。

O, okula gitmeyi sevmiyor.

彼女は学校へ行くのを嫌がる。

O, tatlı şeyleri sevmiyor.

彼は甘いものを好まない。

Sevdiğim çocuk beni sevmiyor.

私が愛している少年は、私を愛していません。

Tom muhtemelen seni sevmiyor.

トムは多分、君のこと好きじゃないよ。

Tom bu rengi sevmiyor.

トムはこの色が好きではない。

Artık beni sevmiyor musun?

私のこともう愛してないの?

Annem komşumuzu çok sevmiyor.

うちの母は隣の人があまり好きではない。

O, konuşma şeklimi sevmiyor.

彼女は私の話し方が気に入らない。

Tom artık Mary'yi sevmiyor.

- トムはもうメアリーのことを愛していない。
- トムはもうメアリーのことが好きじゃない。

O dans etmeyi sevmiyor.

彼らは踊るのが好きじゃない。

Sen Çin mutfağını sevmiyor musun?

中国料理好きじゃありませんか?

Tom kendisi hakkında konuşmayı sevmiyor.

トムは自分のこと話すのが苦手なんだと思う。

Tom iş hakkında konuşmayı sevmiyor.

トムは仕事の話が好きじゃない。

Tom topluluk önünde konuşmayı sevmiyor.

トムさんは公述するのは嫌いです。

Tom işi hakkında konuşmayı sevmiyor.

トムは彼の仕事について語ることが好きではない。

Tom ve Mary beni sevmiyor.

トムとメアリーは僕のことが好きではない。

Aslına bakarsan, o artık onu sevmiyor.

本当のことを言うと、彼女はもう彼を愛していないのだ。

O, kızını seviyor ama eşi sevmiyor.

彼は娘を愛しているが妻は違う。

- Tom beni sevmiyor.
- Tom beni sevmez.

トムは私のことを好きではない。

- O bizi sevmez.
- O bizi sevmiyor.

- 彼は私たちを好きではない。
- 彼は私たちのことが嫌いだ。

- Bu rengi sevmez.
- Bu rengi sevmiyor.
- O bu rengi sevmez.
- O bu rengi sevmiyor.

その色は彼女の趣味にあわない。

O, onu seviyor, ama o onu sevmiyor.

彼は彼女を愛しているが、彼女は彼が好きでない。

Thomas Anna'yı seviyor, ama Anna Thomas'ı sevmiyor.

トーマスはアンナのことが好きだが、アンナはトーマスのことが好きではない。

Thomas Anna'yı seviyor, ama o onu sevmiyor.

トーマスはアンナのことが好きだが、アンナはトーマスのことが好きではない。

Tom Mary'yi seviyor ama o onu sevmiyor.

トムはメアリーが好きだけど、メアリーは彼のこと好きじゃないのよ。

Tom Mary'den hoşlanıyor, ancak Mary onu sevmiyor.

トムはメアリーが好きだけど、メアリーは彼のこと好きじゃないのよ。

Biz komşularımızı sevmiyoruz ve onlar da bizi sevmiyor.

私たちは隣人が嫌いで、隣人もまた私たちを嫌っています。

- Herkes o kitaptan hoşlanmıyor.
- Herkes o kitabı sevmiyor.

すべての人がその本が好きだというわけではない。

- Annem TV izlemeyi sevmiyor.
- Annem TV izlemeyi sevmez.
- Annem televizyon izlemekten hoşlanmaz.

私の母はテレビを見るのが嫌いです。

"Tom'u sevmiyor musun?" "Onu sevmiyorum değil, sadece onun gibi insanlarla ilgi kurmada sorunum var."

「トムのこと嫌いなの?」「嫌いじゃないけど、ああいう人ちょっと苦手なんだよね」