Translation of "şaşırmıştı" in Japanese

0.007 sec.

Examples of using "şaşırmıştı" in a sentence and their japanese translations:

Gördüğünde şaşırmıştı.

彼はその光景を見てひどく驚いた。

O şaşırmıştı.

彼は戸惑っていた。

Tom şaşırmıştı.

トムは頭の中がぐちゃぐちゃだった。

O, sahneye şaşırmıştı.

彼はその場面を見て驚いた。

O, soruya şaşırmıştı.

彼はその質問に当惑した。

Onlar haberi duyduğuna şaşırmıştı.

彼らはそのニュースを聞いて驚いた。

O ne yapacağını şaşırmıştı.

彼は何をすべきか当惑した。

O son derece şaşırmıştı.

彼はすっかりまごついてしまった。

Vali komisyonun cevabıyla şaşırmıştı.

知事は委員会の反応に驚いた。

Bay Jordan biraz şaşırmıştı.

ジョーダンさんは少し驚いた。

Kate Brian'in hikayesine şaşırmıştı.

ケイトはブライアンの話に驚いている。

O hayalet görünce şaşırmıştı.

彼女は幽霊を見てびっくりした。

Hangi fakülteyi seçeceği hakkında şaşırmıştı.

学部の選択で迷った。

Yabancı konuşamayacak kadar çok şaşırmıştı.

その見知らぬ人はひどく驚いたので、口がきけなかった。

İçeriden bir çığlık duyduğuna şaşırmıştı.

彼は中から聞こえてくる叫び声にびっくりした。

O onun diş görünüşüne şaşırmıştı.

彼女は彼が現れたことに驚いた。

O, hangi yoldan gideceğini şaşırmıştı.

彼はどちらの道を選ぶべきか迷った。

O daha sonra ne söyleyeceğini şaşırmıştı.

彼女は次に何を言ったらよいか途方に暮れた。

O, uzun mesafe telefon faturasına şaşırmıştı.

長距離電話の請求書を見て彼は驚いた。

Ken gelecek sefer ne söyleyeceğini şaşırmıştı.

健は次に何を言って良いか途方に暮れた。

Jane ne zaman nereye gideceğini şaşırmıştı.

ジェーンはいつ、どこへ行ったらいいか全く分からなかった。

Tom o kadar şaşırmıştı ki, nutku tutuldu.

トムは驚きのあまり何も言えなかった。

John, bir şey söyleyemeyecek kadar çok şaşırmıştı.

- ジョンはあまりにもびっくりしたので何も言えなかった。
- ジョンは驚きのあまり、何も言えなかった。

1997 de, Rahibe Teresa öldüğünde dünya yine şaşırmıştı.

1997年にマザー・テレサが死んだとき、世界の人々は再び驚いた。

Tom Mary'nin ne kadar iyi yüzebildiğine biraz şaşırmıştı.

メアリーがとても上手く泳げたので、トムは少し驚いた。

Herkes köle kızın gerçekte bir prenses olduğunun keşfedilmesine çok şaşırmıştı.

その奴隷の少女が実は王女だということがわかって、みんな大変驚いた。