Translation of "Görünce" in Spanish

0.005 sec.

Examples of using "Görünce" in a sentence and their spanish translations:

Kısıtlı süreci görünce

Pero al ver el progreso limitado

Polisi görünce kaçtı.

Se escapó cuando vio al policía.

Onu görünce kızardı.

Al verla, se enrojeció.

Ben görünce dehşete kapıldım.

Me quedé sobrecogido ante el espectáculo.

Yılanı görünce donup kaldım.

Me helé al ver la serpiente.

Hasta kanı görünce bayıldı.

El paciente se desmayó al ver la sangre.

Resmi görünce hikayeyi hatırladım.

Cuando vi el dibujo, me acordé de la historia.

Onu görünce ayağa kalktı.

Viendo eso, él se levantó.

Polisi görünce hırsız kaçtı.

El ladrón huyó cuando vio un policía.

Yılanı görünce korkudan donakaldı.

Se quedó helado cuando vio la serpiente.

Polisi görünce koşmaya başladılar.

Echaron a correr al ver al policía.

O, hayalet görünce şaşırdı.

Ella estaba sorprendida cuando vio al fantasma.

O, babasının cesedini görünce ağladı.

Ella lloró al ver el cadáver de su padre.

O beni görünce koşmaya başladı.

Cuando me vio, se puso a correr.

Onu görünce dedem aklıma gelir.

Cuando le veo, pienso en mi abuelo.

Beni çıplak görünce gülmeye başladı.

Cuando me vio desnudo, empezó a reírse.

Beni görünce ansızın konuşmayı kestiler.

Al verme, repentinamente dejaron de hablar.

Adam bir polisi görünce kaçtı.

Cuando el hombre vio a un policía, huyó.

Beni görünce, köpek kuyruğunu salladı.

Cuando me vio, el perro movió la cola.

Beni görünce, uyuyormuş gibi davrandı.

Cuando él me vio, se hizo el dormido.

Bu fotoğrafı görünce ailemi düşünüyorum.

Cuando veo esta fotografía, me acuerdo de mi familia.

Onu görünce çok memnun oldu.

- Mostró gran alegría cuando le vio.
- Se mostró muy satisfecho cuando lo vio.

Tom Mary'yi çıplak görünce kızardı.

Tom se sonrojó al ver a Mary desnuda.

çünkü asker arkadaşları onu görünce gülüyordu

porque sus soldados se reían cuando lo vio

Mary, Tom'u çıplak görünce gülmeye başladı.

Cuando Mary vio a Tom desnudo, se puso a reír.

Onlar düşmanın yaklaştığını görünce alarm çaldılar.

Sonaron la alarma cuando vieron al enemigo acercándose.

Ne olduğunu görünce gitmeye karar verdik.

Al ver lo que pasaba, decidimos salir.

O, onun yüzünü görünce ağlamaya başladı.

Empezó a llorar en cuanto le vio la cara.

Kan görünce bayılan bir hemşire istemiyorum.

No quiero una enfermera que se desmaye al ver sangre.

O, bir polis devriyesi görünce kaçtı.

Escapó cuando vio la patrulla de policía.

Hayatta olduğunu, nefes aldığını görünce içim rahatladı.

Fue un alivio ver que estaba viva, que respiraba.

Ben o oyunu görünce, her zaman ağlarım.

Siempre lloro cuando veo esa obra.

Seni sigara içerken görünce şaşırdım. Sigara kullanmazdın.

Me sorprende verte fumar. No solías hacerlo.

Gerçekten ne olduğunu görünce de gözyaşlarına hakim olamadı.

Pero cuando vio lo que pasó realmente, se puso a llorar.

Faşo ağa yazsını ekranda görünce hepimiz donup kalmıştık

Todos estábamos congelados cuando vimos el texto de Faso Aga en la pantalla.

Nedenini bana sormayın ama o beni görünce kaçtı.

No me preguntes por qué, pero él huyó cuando me vio.

- Çocuk beni gördüğünde kaçtı.
- Oğlan beni görünce kaçtı.

- El chico se fue corriendo cuando me vio.
- El chico huyó cuando me vio.

Yeşil gözlü bir kız görünce hemen âşık olur.

Se enamora en cuanto ve a una chica de ojos verdes.

Bir yapbozun resmini görünce aklımızda da bir resim oluşur.

Una vez vista la imagen del puzle, esta se convierte en una imagen mental.

John'un komşusu John'u uyuşturucu satarken görünce, onu ihbar etti.

Cuando la vecina de John lo vio vendiendo drogas, lo denunció.

Bir arkadaşının seni görünce sevinip el sallaması, selam vermesi gibi.

un amigo humano saludando y diciendo: "Qué gusto verte".

Sahibi tarafından kötü muameleye maruz kalan köpeği insan görünce yüreği burkuluyor.

Maltratado por su dueño, este perro inspiraba lástima cuando se le miraba.