Translation of "üniversite" in Japanese

0.007 sec.

Examples of using "üniversite" in a sentence and their japanese translations:

Üniversite, alışveriş, müzik.

大学、ショッピング、音楽

Üniversite güneye genişlerken

大学が南側に敷地を拡大した時

Ben üniversite profesörüyüm, ...

私は大学の教授です。

Üniversite zaman kaybıdır.

- 大学なんて時間の無駄だ。
- 大学なんてさ、時間の無駄遣いだよ。

Tom üniversite öğrencisi.

トムは大学生です。

Aslında bir üniversite öğretmeniyim.

正確に言うと私は大学講師です。

Üniversite bir festival yaşıyordu.

その大学は大学祭でにぎわっていた。

Kolej üniversite ile bağlı.

そのカレッジは大学に付属している。

Üniversite günlerinde Kyoto'da yaşadı.

彼は大学時代に京都にすんでいた。

Bizim üniversite istasyondan uzaktır.

大学は駅から遠いのです。

Üniversite öğrencilerinin sayısı artmaktadır.

大学生の数が増加している。

Tom'un babası üniversite hocası.

トムのお父さんって大学の教授なんだよ。

Ben bir üniversite öğrencisiyim.

- 大学生です。
- 私は大学生です。

Onların çoğu üniversite öğrencileriydi.

彼らの大部分は大学生だった。

O bir üniversite öğrencisi.

彼女は大学生です。

Tom bir üniversite mezunu.

- トムは学部卒だ。
- トムは大卒だ。

Üniversite öğrenimim çok pahalı.

- 俺の大学の授業料は高すぎる。
- うちの大学の授業料は高すぎでしょ。

Üniversite öğrencisi mühendislik okuyor.

その大学生は工学を学んでいます。

Üniversite eğitiminde reformu savunuyor.

彼は大学教育の改革を主張している。

Üniversite sürecini rahatlıkla tamamladım.

しっかりと大学の課程を終えました。

O, üniversite için hazırlanıyor.

彼女は大学へ入学する準備をしている。

O bir üniversite mezunudur.

彼女は大学を出ている。

Tom bir üniversite profesörüdür.

トムって大学の教授なんだよ。

- Üniversite kütüphanesi şimdi açık mı?
- Üniversite kütüphanesi şu an açık mı?

- 大学の図書館は今開いていますか。
- 今、大学の図書館は開いてますか?
- 今、大学の図書館は開いてる?

David üniversite konusunu etraflıca düşündü.

デビッドは働いて自分の金で大学を出た。

Üniversite başkanının istifa etmesi olasıdır.

その大学の学長は辞職しそうである。

Sen bir üniversite öğrencisi misin?

大学生ですか。

Üniversite ona bir burs verdi.

大学は彼に奨学金を与えた。

O üniversite benim ilk tercihimdi.

あの大学は私の第1志望だった。

Bir üniversite öğrencisiyken Tom'u tanırdım.

トムとは大学時代に知り合いました。

Erkek kardeşim bir üniversite öğrencisidir.

私の兄は大学生です。

Başarılı adayların çoğunluğu üniversite mezunudur.

合格者の過半数は大学出身者であった。

Özellikle, ben bir üniversite okutmanıyım.

正確に言うと私は大学講師です。

Bu üniversite 1843'de kuruldu.

- この大学は1843年に設立された。
- この大学は1843年に創設された。

Bu üniversite ne zaman kuruldu?

この大学はいつ創設されたのですか。

Bu üniversite 1910 yılında kurulmuştur.

- この大学は1910年に創立された。
- この大学は1910年に設立された。

Üniversite yılların yakında sona erecek.

あなたの学生生活も間もなく終わりになる。

Üniversite kütüphanesi şimdi açık mı?

大学の図書館は今開いていますか。

- Ben bir üniversite öğrencisiyim.
- Üniversiteliyim.

- 大学生です。
- 私は大学生です。

Üniversite ona en yüksek dereceyi bahşetti.

その大学は彼に最高の学位を授けた。

Kız, ebeveynlerine Tokyo'daki üniversite hayatından bahsetti.

その少女は両親に東京での大学生活について話した。

O bir üniversite futbol oyuncusu oldu.

彼は大きくなって大学のフットボール選手になった。

Üniversite hayatından en iyi şekilde yararlanın.

大学生活を有効に過ごしなさい。

Üniversite ona fahri doktora unvanı verdi.

大学は彼に名誉学位を与えた。

Üniversite öğrenimime para biriktirmek için çalışıyorum.

大学の授業料をためるために働いています。

Bir üniversite vakfı onun büyük hırsıydı.

大学の設立が彼女の大きな願いだった。

Üniversite eğitimi bilginizi genişletmek için tasarlanmıştır.

大学教育は知識を広げるためのものだ。

Kız kardeşim bir üniversite öğrencisi oldu.

私の姉は大学生になりました。

Üniversite kampüsünün merkezinde kurucusunun heykeli duruyor.

大学構内の中央に、創立者の像が立っている。

Bizim üniversite çok fazla elektrik tüketir.

うちの大学はあまりにも大量の電力を消費している。

Bir üniversite öğrencisi iken öyle yapardın.

あなたは大学生の頃はそうしてたもの。

O üniversite Bay Smith tarafından kuruldu.

その大学はスミス氏によって創立された。

O bizim üniversite için bir onurdur.

彼女は大学の名誉だ。

O, hukuk bölümünde bir üniversite öğrencisidir.

彼は法科の学生だ。

Bir üniversite öğrencisi olduğundan, daha fazla çalışmalısın.

もう大学生なんだから、君はもっと一生懸命勉強すべきだ。

Üniversite geçen yıl 500 öğrenci mezun etti.

その大学は去年500名の卒業生を出した。

Sözde "kış döneminin" üniversite reformunu geliştirmesi bekleniyor.

「冬の時代」が大学改革の起爆剤となってくれればと思う。

O, önümüzdeki İlkbaharda bir üniversite öğrencisi olacak.

彼女は来春大学生になります。

O, üniversite ücretleri için ebeveynlerinin eline bakıyor.

彼は大学の学費を親に頼っている。

O, üniversite çalışmasında iyi bir performans sergiliyor.

彼は大学の学業をりっぱにやっている。

Bir üniversite profesörü olmak onun hayali oldu.

大学の先生になるのが彼女の夢だった。

Taro büyük olasılıkla üniversite giriş sınavını geçecek.

太郎は大学入試に合格したそうだ。

O bir üniversite öğrencisi olarak kabul edilmektedir.

大学生として通用します。

İşsiz üniversite mezunlarının sayısı 4000 den fazladır

大学卒業生の未就職者は4000人以上に及んでいる。

O bu yıl bir üniversite öğrencisi olur.

彼は今年大学生になります。

O bir doktor ve bir üniversite profesörüdür.

あの人は医者でありまた大学の先生でもある。

Üniversite bu tür sınavı kaldırmaya karar verdi.

大学はこの種の試験を廃止することに決めた。

Hem sen hem de ben üniversite mezunlarıyız.

君も私も大学の卒業生だ。

Onun bir üniversite öğrencisi olup olmadığını bilmiyorum.

彼が大学生かどうか私は知らない。

Bu makale bir üniversite profesörü tarafından yazılmıştır.

この記事はある大学教授によって書かれた。

O eski bir üniversite profesörü ve araştırmacısıydı.

彼はかつて大学教授であり、研究者でもあった。

Bizim üniversite genellikle Nisanın 1'inde başlar.

私達の大学は通常4月一日から始まります。

Genelde lise öğrencileri üniversite öğrencilerinden daha çok çalışırlar.

一般的に言って、高校生は大学生より一生懸命勉強する。

Üniversite yirmi yıl önce onun babası tarafından kuruldu.

その大学は20年前に、彼の父によって創設された。

Sırası gelmişken, gelecek hafta üniversite mezuniyet törenimiz olacak.

ちなみに、来週は大学の卒業式です。

Kız kardeşim yirmi bir yaşında bir üniversite öğrencisidir.

妹は21で大学生です。

1995'te, üniversite mezunu olmayan siyahilerin neredeyse çeyreği hapisteydi.

1995年までには 大卒ではない黒人男性の 25%近くが刑務所に入っていました

İdealist ve belki de deneyimsiz bir üniversite mezunu olarak

今の私が抱いている 教育に関する疑問は

Ya da üniversite masraflarımın yarısının ödemesini yapan kız kardeşim

大学の費用の一部を 支払ってくれた私の姉

Ne kadar çok kitap! Onlar üniversite kütüphanesine mi ait?

なんてたくさんの本なんだ。それらは大学の図書館のものなのだろうか。

Ben bir üniversite öğrencisiyken geç saatlere kadar uyanık kalırdım.

高校生の頃は夜更かしをしたものでした。

Kız kardeşim yirmi bir yaşında ve bir üniversite öğrencisi.

妹は21で大学生です。

1960'larda, Japon üniversite öğrencileri kendi hükümetlerine karşı gösteri düzenlediler.

1960年代に日本の大学生は政府に対して示威運動を起こした。

Üniversite Yönetimi, New York'ta bir şube kampüs kurmaya karar verdi.

大学本部はニューヨークに分校を設立することを決定した。

Üniversite günlerine dönüp baktığımda,sanki bir asır önceymiş gibi görünüyorlar.

大学時代を振り返ってみるとあたかも1世紀前の事のように思える。

Kız kardeşim, bir üniversite öğrencisi, konuşma yarışmasında birincilik ödülü kazandı.

大学生である姉は、弁論大会で優勝した。

Bir üniversite öğrencisiyken her zaman sınavlardan önce bütün gece çalışırdım.

学生時代のテストはいつも一夜漬けでした。

Bir üniversite işi çok sana daha çok istirahat zamanı verirdi.

大学の仕事のほうが、今よりもはるかに自由な時間を持てるでしょう。

Mademki erkek kardeşim bir üniversite öğrencisi, o çok okumak zorunda.

- 今や兄は大学生になったから、おおいに読書をしなければなりません。
- 大学生になった今、兄はたくさん本を読まなければいけない。

Artık bir üniversite öğrencisi olduğunu göre bunu daha iyi bilmen lazım.

- もう大学生なのだから、もっと分別があってもよかろう。
- もうあんたも大学生なんだから、ちゃんとしなさいよ。

1960'larda Japon üniversite öğrencileri tarafından hükümete karşı yapılan gösteriler vardı.

1960年代に日本では大学生による、政府に対するデモが起きた。

Genellikle üniversite öğrencilerinin lise öğrencilerine göre daha fazla boş zamanı vardır.

大学生は、概して高校生より多くの自由時間がある。

Eğer benim oğlum trafik kazasında ölmüş olmasaydı, şu an üniversite öğrencisi olacaktı.

あの子が交通事故で死ななかったら、今ごろは大学生になっているだろう。

Bir üniversite öğrencisi iken her zaman bir sınavdan önce bütün gece çalışırdım.

学生時代のテストはいつも一夜漬けでした。

O çocuk, trafik kazasında hayatını kaybetmemiş olsaydı, şimdi bir üniversite öğrencisi olacaktı.

あの子が交通事故で死ななかったら、今ごろは大学生になっているだろう。

Bir üniversite öğrencisi olarak ne zaman paraya ihtiyacım olsa, annem babam devamlı gelirdi.

わたしが大学生の時お金が必要になると、いつも両親は無理をしてでも何とかしてくれた。