Translation of "öğrencisi" in Japanese

0.007 sec.

Examples of using "öğrencisi" in a sentence and their japanese translations:

- Tom master öğrencisi.
- Tom yüksek lisans öğrencisi.

- トムは院生だ。
- トムは大学院生です。

Onlar lise öğrencisi.

彼らは高校生です。

Tom üniversite öğrencisi.

トムは大学生です。

O ikinci sınıf öğrencisi.

彼女は2年生です。

"Lise öğrencisi miydi?" "Evet."

彼女は高校生でしたか。はいそうです。

O bir üniversite öğrencisi.

彼女は大学生です。

Üniversite öğrencisi mühendislik okuyor.

その大学生は工学を学んでいます。

Lise son sınıf öğrencisi misin?

君は高校生ですか。

O, Harvard'da son sınıf öğrencisi.

彼は今ハーバード大学の四年生だ。

O, bir lise öğrencisi değildir.

彼は高等学校の生徒ではありません。

Sen bir üniversite öğrencisi misin?

大学生ですか。

Okulumuzun yaklaşık bin öğrencisi vardır.

私たちの学校には約1000人の生徒がいる。

Erkek kardeşim birinci sınıf öğrencisi.

私の弟は1年生です。

Tom tipik bir lise öğrencisi.

トムはごく普通の高校生です。

Sen bir değişim öğrencisi misin?

留学生の方ですか?

Ben bir ortaokul öğrencisi değilim.

私は中学生ではありません。

Bu okulun çok öğrencisi vardır.

この学校はたくさんの生徒がいます。

Sen bir lise öğrencisi misin?

あなたは高校生ですか。

Bir özel lise öğrencisi misiniz?

あなたは、私立高校の生徒ですか。

Bob bir lise öğrencisi iken utangaçtı.

ボブは高校生のころ内気だった。

Bu robotu bir lise öğrencisi yaptı.

ひとりの高校生がこのロボットを作った。

Coğrafya öğrencisi isen, sürekli harita kullanmalısın.

地理を研究するには地図をいつも利用しなければならない。

Kız kardeşim bir lise öğrencisi değildir.

私の姉は高校生ではない。

Kız kardeşim bir üniversite öğrencisi oldu.

私の姉は大学生になりました。

Bir üniversite öğrencisi iken öyle yapardın.

あなたは大学生の頃はそうしてたもの。

Bir üniversite öğrencisi olduğundan, daha fazla çalışmalısın.

もう大学生なんだから、君はもっと一生懸命勉強すべきだ。

Madonna Japonya'da her lise öğrencisi tarafından bilinmektedir.

マドンナは日本では高校生みんなにしられている。

İki öğretmenin de eşit sayıda öğrencisi vardı.

- その2人の先生には等しい数の生徒がいた。
- その二人の先生は、同じ数の生徒を受け持っていた。

O, önümüzdeki İlkbaharda bir üniversite öğrencisi olacak.

彼女は来春大学生になります。

O bir üniversite öğrencisi olarak kabul edilmektedir.

大学生として通用します。

O bu yıl bir üniversite öğrencisi olur.

彼は今年大学生になります。

Tom bir Çinli değişim öğrencisi ile çıkıyor.

トムは中国人の留学生と付き合っている。

Tom bir lise öğrencisi iken anoreksik oldu.

トムは高校生のころ拒食症になった。

Onun bir üniversite öğrencisi olup olmadığını bilmiyorum.

彼が大学生かどうか私は知らない。

Jim değişim öğrencisi olarak Japonya'da bizimle kaldı.

ジムは交換留学生として日本にいたとき、私たちの家に滞在した。

Okulumuz üç Abd'liyi değişim öğrencisi olarak kabul etti.

私たちの学校は3人のアメリカ人を交換留学生として受け入れた。

Kız kardeşim yirmi bir yaşında ve bir üniversite öğrencisi.

妹は21で大学生です。

Kız kardeşim, bir üniversite öğrencisi, konuşma yarışmasında birincilik ödülü kazandı.

大学生である姉は、弁論大会で優勝した。

Mademki erkek kardeşim bir üniversite öğrencisi, o çok okumak zorunda.

- 今や兄は大学生になったから、おおいに読書をしなければなりません。
- 大学生になった今、兄はたくさん本を読まなければいけない。

Artık bir üniversite öğrencisi olduğunu göre bunu daha iyi bilmen lazım.

- もう大学生なのだから、もっと分別があってもよかろう。
- もうあんたも大学生なんだから、ちゃんとしなさいよ。

Eğer benim oğlum trafik kazasında ölmüş olmasaydı, şu an üniversite öğrencisi olacaktı.

あの子が交通事故で死ななかったら、今ごろは大学生になっているだろう。

Bir üniversite öğrencisi iken her zaman bir sınavdan önce bütün gece çalışırdım.

学生時代のテストはいつも一夜漬けでした。

O çocuk, trafik kazasında hayatını kaybetmemiş olsaydı, şimdi bir üniversite öğrencisi olacaktı.

あの子が交通事故で死ななかったら、今ごろは大学生になっているだろう。

Bir üniversite öğrencisi olarak ne zaman paraya ihtiyacım olsa, annem babam devamlı gelirdi.

わたしが大学生の時お金が必要になると、いつも両親は無理をしてでも何とかしてくれた。

Birçok Amerikalı lise öğrencisi Amerikan İç Savaşı'nın 1861 ve 1865 yılları arasında gerçekleştiğini bilmiyor.

アメリカの高校生で、南北戦争が1861年から1865年までの間に起こったことをしらないものが多い。