Translation of "Yaşıyordu" in Japanese

0.004 sec.

Examples of using "Yaşıyordu" in a sentence and their japanese translations:

Şaşırdım, o yaşıyordu.

驚いた事に彼女は生きていた。

İnsanlar köylerde yaşıyordu.

人々は村に住んでいた。

O, kızılderelilerle yaşıyordu.

彼はインディアンとともに過ごしていた。

Üniversite bir festival yaşıyordu.

その大学は大学祭でにぎわっていた。

- Savaş çıktığında o Londra'da yaşıyordu.
- Savaş patlak verdiğinde, o, Londra'da yaşıyordu.

戦争が起こったとき、彼はロンドンで暮らしていた。

Keşiş ahşap bir kulübede yaşıyordu.

隠者は木造の小屋に住んでいた。

Orada geçirdiği mutsuz günlerde yaşıyordu.

彼女はそこで過ごした不幸な日々をくよくよと考えていた。

O gençken Tokyo'nun banliyölerinde yaşıyordu.

彼女は若いころ東京の郊外に住んでいました。

O yakındaki bir kasabada yaşıyordu.

彼は近くの街に住んでいた。

Savaş başladığında, o, İngiltere'de yaşıyordu.

あの戦争が起こった時彼は英国にいた。

Yakınlardaki küçük bir kasabada yaşıyordu.

彼は近くの小さな町に住んでいた。

Kral bir zamanlar o sarayda yaşıyordu.

その王様はかつてあの宮殿に住んでいた。

Mülteciler dar, bakımsız arka sokakta yaşıyordu.

難民がごみごみした裏町に住んでいました。

O, bir kulübede tek başına yaşıyordu.

彼女は小屋で一人ぼっちで暮らしていた。

Naoki fakirdi ve bir kulübede yaşıyordu.

直紀は貧しくして小屋に住んでいた。

- Bütün köpekler hayattaydı.
- Köpeklerin hepsi yaşıyordu.

犬はみんな生きていました。

Bir zamanlar, güzel bir prenses yaşıyordu.

昔々ある所に美しいお姫様が住んでいました。

Tom ve Mary aynı apartmanda yaşıyordu.

トムとメアリーは同じアパートに住んでいた。

Yaşlı adam üç odalı bir apartmanda yaşıyordu.

その老人は3部屋続きのアパートに住んでいた。

O günlerde, o, evde tek başına yaşıyordu.

- 当時彼は一人でその家に住んでいた。
- その当時、彼は一人でその家に住んでいた。

Naoki yoksuldu ve küçük bir kulübede yaşıyordu.

直紀は貧しくして小屋に住んでいた。

Kızı doğduğunda, o yedi yıl boyunca Nagano'da yaşıyordu.

彼の娘が生まれた時、彼は長野に7年間住んでいた。

Bir zamanlar küçük bir adada yaşlı bir kadın yaşıyordu.

昔、小さな島に老婆が住んでいました。

Uzun zaman önce, çoğu insan mevsimler değiştikçe taşınan gruplarda yaşıyordu.

大昔、たいていの人々は季節の変化に応じて移動する集団の中で暮らしていた。

- Tek başına yaşıyordu.
- Yalnız yaşamaya alışkın.
- O yalnız yaşamaya alışkındır.

彼女は一人暮らしになれている。

Columbus Amerika'yı keşfettiği zaman, bizon ( Amerikan mandası ) geniş bir alanda yaşıyordu.

コロンブスがアメリカ大陸を発見したとき、バイソン(アメリカ野牛)は、広大な地域に棲んでいた。

Onlar uzun gri bir sokağın sonunda çok küçük bir evde yaşıyordu.

彼らは長く灰色の通りのはずれのたいへん小さな家に住んでいました。